Gönül Hırsızı seyirciyi Altındağlı'dan çalabilecek mi?
TV eleştirmenimiz Murat Tolga Şen, Gönül Hırsızı ve Altındağlı dizilerinin ilk bölümlerini eleştiriyor. Seyirci bu dizileri sever mi?
Seyirci diziye doydu, dizi yüzlerine alıştı, hikayelerden sıkıldı.
Ben de bir TV seyircisi olduğuma göre içinde olduğum ruh halinin
başka bir açıklaması yok. Eskiden olsa ağzımız açık izleyeceğimiz
diziler artık ağzıyla kuş tutsa yaranamaz hale geldiler. Bu daha da
kötüye gidecek gibi görünüyor.
Dün gece TRT1 kanalında başlayan yeni komedi dizisi Gönül
Hırsızı’nı düşünerek yazdım yukarıdaki girişi… Önemli eksikler
olmasına rağmen hepsini neredeyse Ekmek Teknesi’nden
hatırladığımız bir cast ile yine aynı popülerliğe ulaşması
hedeflenmiş bir iş gibi gözüktü bana ama tutmaz baştan
söyleyeyim!
Gönül Hırsızı, karakterlerin hikayede kapladığı alan ve ruh halleri
açısından Okan Yalabık’ın oynadığı Çapkın dizisini andırıyor.
Leyla ile Mecnun’un olması gereken gün ve saatte yayınlanan dizi bu
aromadan, cin fikirli mizah anlayışından da faydalanmak istemiş
ancak öyle sahneler yazmak her babayiğidin harcı değil! Hele
girişteki rüya sekansı çok uyduruktu. Burada TRT’yi anmadan
geçemeyeceğim. Leyla ile Mecnun gibi yüzakı bir TV işine yeni sezon
onayı vermeyip yerine ona özenen bir iş koymak gerçekten çok
akıllıca! Ne yani, Leyla ile Mecnun'un mahalle ahlakına uygun
olanını mı çektirdiniz?
Dizinin en kötü oynayanı esas kızımız Tuğçe Kazaz… Buzdolabında
birkaç gün unutulduktan sonra bulunup sete getirilmiş gibi… Ayrıca
biz bu kızı “güzel” olarak hatırlıyorduk, zaman pek yaramamış
kendisine… Şu haliyle esas kızın ablasını oynar en fazla… Onun rolü
için “Lan Jale” Esin Civangil daha uygun bir seçim olurdu
kesinlikle… Hem, Tuğçe Kazaz gibi magazinel olarak aşırı sömürülen
bir ismin mahalle dizisinde işi ne Allahınızı severseniz!
İlk bölüm daha çok Cem Kılıç’ın güldürme potansiyeli üzerine
kurulmuş gibi görünüyor ancak o da rolüne alıştıkça açılan
oyunculardan. İlk bölümden üzerine bu kadar yük yıkılmış olması
oyununda abartıya yol açmış.
Gönül Hırsızı dizisi de tıpkı Cesur Hemşire gibi vasat bir açılış
yaptı. Hikayeyi açıp Hasan Kaçan’ı yine Heredot Cevdet’e çevirecek
kadar yayınlanma imkanı bulurlarsa bir yere gidebilir. Günü değil
ama saati sıkıntılı… İlk iş gününün ardından insanlar çok fazla
uyanık kalamıyorlar ne de olsa…
Şafak Sezer’le Sopranos olur mu?
Şafak Sezer çok iyi anılan bir oyuncu değil, adı neredeyse sette
şiddet olaylarıyla özdeşleşmiş arıza bir isim olarak akıllarda yer
etti. Anlıyoruz ki bu oyuncumuz mafya hikayelerinden hoşlanıyor.
Yaptığı “bitirim komedisi” sinema filmlerinde de sezilen bir şey
bu, hep mafyaya çıkan hikayeler çekiyor ama bunun için Sopranos’u
uyarlamak biraz abartılı değil mi?
Öncelikle Show TV’nin bu işe aklının yatmasına şaşırdım ama sanırım
onlar da “bir deneyelim, tutmazsa dizi kaldırmaktan kolay ne var”!
diye düşünmüş olmalılar.
İlk bölümü izledim, Şafak Sezer’in daha çok sinema filmlerinde
kullandığı ekibinin tamamı cast’a girmeyi başarmış ama bu ekiple
Sopranos uyarlaması çekmek biraz zor, çok zor, imkansız!
İlk bölüm Şafak Sezer dizilerini seven, gülen seyircinin dahi
hoşuna gitmemiştir diye düşünüyorum. Türk Malı, Alemin Kralı gibi
dizileri bile sevenlerden bahsediyorum. Merak unsuru ve yayın saati
yüzünden reytingi yüksek çıksa da böyle devam ederse mutlaka
eriyecektir. Sezon sonuna gideceğini düşünmediğim, kısa ömürlü
olacağını tahmin ettiğim bir dizi daha…
MURAT TOLGA ŞEN / [email protected]