"Fadime, hassas ve güçlü bir karakter. İkisinin bir arada olması zor gibi görünse de aslında etrafınıza baktığınızda birçok insanın böyle olduğunu görebilirsiniz. Kalbinin sızısını göstermenin, olanı kabullenmenin cesaretten geldiğine inanırım. Benim bakış açımda saldırmak değil, durmak cesarettir. Fadime işte bunu hayatla dansında yeni öğreniyor. Çok üstü kapalı anlattım biliyorum ama sürprizinin kaçmasını istemiyorum… Benim gözümle Fadime, bir Mona Lisa gülümsemesi, bavulunda çok şey var. Çok sevdim Fadime’yi..."
'MEKANLAR, DOKULAR ÇOCUKLUĞUMU HATIRLATIP YÜZÜMDE KOCAMAN BİR TEBESSÜME VESİLE OLUYOR…'
Gönül Dağı projesinde, burada tanışıp sanki yıllardır tanıdığını hissettiği insanlarla bir arada olduğunu vurgulayan Çınar, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“İlk filmimi Eskişehir Odun Pazarı’nda çekmiştim. Eskişehir, yabancı olduğum bir yer değil… Yolumun tekrar buraya düşmesini çok gönülden istedim. Öyle de oldu. Ben Ankaralıyım bu sebeple hava şartlarına alışığım diyebiliriz. Tabii ki bu hava koşulları hepimiz için zorlu... Eskişehir’in soğuğu bence başka yerlere benzemiyor… Mekanlar, dokular, bana çocukluğumdan birçok anıyı hatırlatıp yüzümde kocaman bir tebessüme vesile oluyor…”
'HEP TUTKUMUN PEŞİNDEN GİTTİM…'
Dönüşüme ve akışta olmaya niyet etmiş, hayata katkı olmaya ve hayatın da kendisine katkı olmasını seçen bir kişi olduğunu belirten Çınar, sözlerine şöyle devam etti: