02 Ara 2021 00:23 Son Güncelleme: 02 Ara 2021 10:26

Gökçek'i Arınç'la tartışması yüzünden mi yayına çıkardı? Ahmet Hakan'dan eleştirilere yanıt

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ile hararetli bir münakaşa yaşayan Ahmet Hakan, bu akşam programına Melih Gökçek'i konuk alması nedeniyle sosyal medyada eleştirildi. Ahmet Hakan eleştirilere canlı yayında yanıt verdi.

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Beni fazla zorlamasınlar" ifadesi sebebiyle kendisini köşe yazısına taşıyan Ahmet Hakan için çok sert bir yazı yayınlamıştı.

Yazıya "Bak Aslanım" diyerek başlayan Arınç, yazısının bir bölümünde "Patronlarının himmeti ile geldiğin son noktada basın hayatımızın en köklü gazetelerinden birini tam bir magazin ve bulvar gazetesi haline getirdin. Seninle yaşamak zorunda olduğu için acısı her fotoğrafında yüzünden okunan kedin Sekter'e dahi acıyorum" demişti.

SOSYAL MEDYADA ELEŞTİRİLDİ

Moderatörlüğünü yaptığı Tarafsız Bölge programında bu akşam Melih Gökçek'i konuk eden Ahmet Hakan, sosyal medyada "Melih Gökçek'i Bülent Arınç'ın düşmanı diye mi çıkardın?" tepkilerine maruz kaldı.

"BİZ BUNU 10 GÜN ÖNCE PLANLADIK"

Program sürdüğü sırada bu eleştirilere canlı yayında yanıt veren Ahmet Hakan şunları söyledi:

"Herkes bir şey söylüyor, Melih Gökçek taraftarları bana kızıyor. Ya işte niye sıkıştırıyorsun bu kadar falan diye. Bazıları şey diyor, bu Ahmet Hakan Bülent Arınç bugün ona sert bir şey yazdı, o da tuttu Bülent Arınç'ın düşmanı Melih Gökçek'i çıkartarak ona bilmem ne yapmak istedi.

Ya kardeşim, biz bunu kaç gün önce planladık? 10 gün oldu. Hayır şey olsa, ya Melih bey konuşun Arınç'a çakın desek, buna çanak tutsak eyvallah. Ama böyle bir şey yok. Öyle kişisel polemiklerle buradaki programı birbirine karıştırmayız. "

BÜLENT ARINÇ NE DEMİŞTİ?

İşte Arınç'ın Ahmet Hakan'a yönelik dikkat çeken ifadeler kullandığı o açıklaması;

"Bak aslanım! Sen Yeşil Camii Kur'an Kursu'nda talebeydin. Ben Erbakan Hocamın Manisa İl Başkanıydım. Sen belki daha üniversitede bile değildin. Ben Refah Partisi için DGM'de yargılanıyordum. Sen Kanal 7'deydin; başka bir adamdın. Ben senin her akşam ısrarla programına davet ettiğin Refah Partisi Manisa Milletvekiliydim; sonra da Grup Başkanvekili oldum. Sen yine Kanal 7'deyken, bizler ise AK Partiyi kurduk ve iktidara taşıdık. Ben de AK Parti'nin ilk TBMM başkanı oldum. Sonra sen bazı varoluşsal sancılar çektin, dönüşüm geçirdin. İnsanların fikirleri değişir ve dönüşür; bunu yadırgamam. Sen dönüştüğün zamanlarda ben Başbakan Yardımcısıydım.

"DALINDAN KOPAN YAPRAK MİSALİ RÜZGARA GÖRE SAVRULDUN"

Sonra sen dönüşmekten birkaç adım öteye geçtin, dalından kopan yaprak misali rüzgara göre savruldun... Nazım Hikmet'in dediği gibi "Günde on kaat, bir çift rugan pabuç, sıcak bir döşek ve üç yüz papellik rahat için..." güzel günlerini sattın.

"MERHUM MÜFTÜ BABANIN KEMİKLERİNİ SIZLATTIN"

Ben siyaseti zirvede bıraktım. Sen ise yaşadığın savrulma sonucu tüm değerler bütününü kaybederek merhum müftü babanın dahi kemiklerini sızlattın. Öyle ki seninle yaşamak zorunda olduğu için acısı her fotoğrafında yüzünden okunan kedin Sekter'e dahi acıyorum.

"EN KÖKLÜ GAZETELERDEN BİRİNİ BULVAR GAZETESİ HALİNE GETİRDİN"

Patronlarının himmeti ile geldiğin son noktada basın hayatımızın en köklü gazetelerinden birini tam bir magazin ve bulvar gazetesi haline getirdin. Eğer siyasi varlığımı sadece ve sadece Sayın Cumhurbaşkanına borçlu olduğumu ve yukarıda yazdıklarımın gerçek olmadığını düşünüyorsan 40 yıllık dava arkadaşım Recep Tayyip Erdoğan'a artık kabul gördüğün uçakta bizzat kendin sor.

"GÜNDEMİ BELİRLEYEN BİRİNİN BÖYLE DERTLERİ OLUR MU?"

Eğer olur da bu soruyu sormanın senin haddini aşacağını düşünüyorsan, sorunu -sen dahil olmak üzere-yöneticiliğini yaptığın gazetenin birçok çalışanına WhatsApp'tan talimat verenler üzerinden sor! Bir önceki yazında da benim tek derdimin "dikkate alınmak" olduğunu söylemiştin. Bugün dahi her cümlesi ve konuşması gündemi belirleyen birinin böyle bir derdi olabilir mi? Asıl senin tek derdinin muhatap alınmak olduğu çok aşikâr.

"SENİ İLK VE SON KEZ UYARIYORUM"

Bugüne kadar aile fertlerimi teker teker hedef alan ve kişilik haklarıma saldıran muhtelif hadsizliklerin karşısında suküt ettim. Beni samimiyetle eleştiren herkese saygı duyarım ama sen istihza ediyor; hakaret etmek istiyorsun. Bu hadsizliklerine son vermen için başkaları gibi kapalı kapılar ardında değil, kamuoyunun gözü önünde seni ilk ve son kez muhatap alıyor ve uyarıyorum. Sonsöz: Ne zaman Ahmet Kaya'nın Entel Maganda şarkısını dinlesem seni anımsarım.