08 Mayıs 2010 10:36
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:17
GİZLİ KAMERA TUZAKLI HABERLER BİZİM SAYFALARIMIZDA ASLA YER ALMAYACAK!
Deniz Baykal'ın skandal kaseti için yazıişlerinde yaptıkları tartışmanın ardından "yayınlamama" kararı aldıklarını açıklayan genel yayın yönetmeni kim?
Haneye tecavüz
O iğrenç tezgah nasıl haber yapılacaktı? Ne kadar büyük görülecek, nasıl yorumlanacaktı? Her olasılığı tek tek masaya yatırdık. Bir insanın, ana muhalefet partisi liderinin yatak odasına kadar uzanan kaset tuzağından söz ediyorum.
İlk seçenek, ’Böyle bir planın parçası olmayalım’ diyerek haberi görmemekti.
Öte yandan konu, Türkiye’nin konuştuğu bir numaralı olay haline gelmişti. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak doğru olur muydu?
Sonunda, ’Tavrımızı koyalım, ilkemizi anlatalım’ dedik. Kurbanın kim olduğunun önemi yoktu, bütün liderler ve tüm şahıslar için aynı duyarlılık söz konusuydu. Biz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın illegal yollarla elde edilen telefon görüşmelerine hiç yer vermemiştik. Bir büyük kulüp başkanının kaçamak görüntülerine, belediye başkanının gizli kamera kayıtlarına, muhafazakar medya patronunun legal yollarla yapılan dinleme kayıtlarına da... Üstelik ünlü, zengin, güçlü ayrımı yapmıyorduk.
Vakit ayarlı kaset
’Haneye tecavüzün geldiği son noktadayız.’
Telekulak skandallarının en acımasız ve gaddar aşaması.
Deniz Bey’i evinden aradım, sadece üzüntülerimi bildirmek için, konuştuk...
Döndüm, birinci sayfa toplantısına devam ettik. Tavır haberi için arkadaşlarım yaratıcı başlıklar önerdiler. ’Vakit ayarlı kaset’ bunlardan biriydi. Yine de içimize sinmiyordu. Ne yaparsak yapalım o kirli planın bir uzantısı oluyorduk. Vazgeçtik, yayın yönetmeni arkadaşlarımın bazılarından ’Biz haberi giriyoruz’ telefonları geldi. Fark etmezdi, kararlıydık.
Bizimki ilkesel bir duruştur. Dileriz kimse için söz konusu olmaz ama her kimin başına gelirse gelsin gizli kamera tuzaklı haberler bizim sayfalarımızda yer almayacak, asla.
İsmail Küçükkaya/Akşam
O iğrenç tezgah nasıl haber yapılacaktı? Ne kadar büyük görülecek, nasıl yorumlanacaktı? Her olasılığı tek tek masaya yatırdık. Bir insanın, ana muhalefet partisi liderinin yatak odasına kadar uzanan kaset tuzağından söz ediyorum.
İlk seçenek, ’Böyle bir planın parçası olmayalım’ diyerek haberi görmemekti.
Öte yandan konu, Türkiye’nin konuştuğu bir numaralı olay haline gelmişti. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak doğru olur muydu?
Sonunda, ’Tavrımızı koyalım, ilkemizi anlatalım’ dedik. Kurbanın kim olduğunun önemi yoktu, bütün liderler ve tüm şahıslar için aynı duyarlılık söz konusuydu. Biz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın illegal yollarla elde edilen telefon görüşmelerine hiç yer vermemiştik. Bir büyük kulüp başkanının kaçamak görüntülerine, belediye başkanının gizli kamera kayıtlarına, muhafazakar medya patronunun legal yollarla yapılan dinleme kayıtlarına da... Üstelik ünlü, zengin, güçlü ayrımı yapmıyorduk.
Vakit ayarlı kaset
’Haneye tecavüzün geldiği son noktadayız.’
Telekulak skandallarının en acımasız ve gaddar aşaması.
Deniz Bey’i evinden aradım, sadece üzüntülerimi bildirmek için, konuştuk...
Döndüm, birinci sayfa toplantısına devam ettik. Tavır haberi için arkadaşlarım yaratıcı başlıklar önerdiler. ’Vakit ayarlı kaset’ bunlardan biriydi. Yine de içimize sinmiyordu. Ne yaparsak yapalım o kirli planın bir uzantısı oluyorduk. Vazgeçtik, yayın yönetmeni arkadaşlarımın bazılarından ’Biz haberi giriyoruz’ telefonları geldi. Fark etmezdi, kararlıydık.
Bizimki ilkesel bir duruştur. Dileriz kimse için söz konusu olmaz ama her kimin başına gelirse gelsin gizli kamera tuzaklı haberler bizim sayfalarımızda yer almayacak, asla.
İsmail Küçükkaya/Akşam