GİTGİDE MUHAFAZAKARLAŞIYORUZ, BU BENİ KORKUTUYOR!
Çok satan kitapların yazarı Ayşe Kulin, "Gizli Anların Yolcusu" romanının devamı niteliğindeki yeni romanı "Bora'nın Kitabı"nı ilk kez Söz Sende programında Balçiçek İlter'e anlattı.
Çok satan kitapların yazarı Ayşe Kulin, "Gizli Anların Yolcusu"
romanının devamı niteliğindeki yeni romanı "Bora’nın Kitabı"nı ilk
kez Söz Sende programında Balçiçek İlter’e anlattı. Romanında
eşcinsel iki gencin aşkını anlatan Kulin, eşcinsellerden aldığı
tepkilere de değindi. Ünlü yazar, "Bana Melih Gökçek’le birlikte
homofobi ödülü verdiler, çok gücüme gitti." diye konuştu. Türkiye
gündemindeki gelişmeleri de değerlendiren Ayşe Kulin, içkili mekan
bulmanın zorlaştığını anlatarak, "Gitgide muhafazakarlaşıyoruz, bu
beni korkutuyor." dedi. Kulin, Balyoz davası kararlarına da "Bir
zamanlar ordumuzu teslim ettiğimiz insanları içeri soktuk" diyerek
tepki gösterdi.
İşte Yazar Ayşe Kulin’in o açıklamalarından satır
başları...
EŞCİNSELLİĞİN EL KİTABINI YAZMADIM
Romanımda eşcinselliği konu aldığım için bir akrabam bana, "Senin
her kitabını okudum ama o kitabını okumadım." dedi. Başka bir kız
arkadaşım da aynı şeyi söyledi. Eşcinseller hakkında ilk roman
yazan ben değilim. Ama eşcinsel olmayıp da yazan pek yok. Çok satan
bir yazar olarak, eşcinsel olmayan biri olarak ilk defa ben yazdım.
İki erkek arasındaki aşkı anlattım... Bazı okurlarımın tepkisinden
çok korkmuştum ama korktuğum gibi olmadı, kitaba bayıldılar. Pek
çok eşcinsel bana onların dünyasını edebiyata taşıdığım için
teşekkür etti. İyi yansıtamadığım yönünde eleştiriler de aldım
tabii. Ama ben bir roman yazdım, romanda iki adamın aşkını
anlattım. Ben eşcinsellerin el kitabını yazmadım.
HOMOFOBİ ÖDÜLÜ ÇOK GÜCÜME GİTTİ
Bana Homofobi
ödülü verdiler. Davet etseler giderdim ve onlara niye yanlış
yaptıklarını söylemek isterdim. Melih Gökçekle bana o ödülü
vermeleri çok gücüme gitti. O belki haketmiş olabilir bilmiyorum,
ama ben haketmediğime inanıyorum. Homofobi bir insanlık suçudur.
Kitabı beğenmemiş olabilirler, eleştirirler o ayrı bir şey. Ama
homofobi suçu işlemek çok ağırdır, nefret suçudur. Eşcinsellerin bu
ülkede çok hırpalandığını düşünüyorum.
KİMİ DUA EDEREK, KİMİ İÇEREK SAKİNLEŞİR
Her
zaman muhafazakardık, ama giderek daha da muhafazakarlaşıyoruz. Bu
beni korkutuyor. Şeriat gelmesinden falan korkmuyorum. Şeriatın
gelmeyeceğine eminim. Ama muhafazakarlaşmak, değişime direnmek iyi
bir şey değildir. Toplumların önünü kapatır. Ve erkek her zaman
baskın çıkar. Mesela içki içmek iyi bir şey değil, ama hayatın bir
parçasıdır. Kimileri dua ederek, kimileri de içki içerek
sakinleşir. Sakarya’ya imza gününe gitmiştik. Çıktık, canım soğuk
bira çekti. Kilometrelerce yürüdük içki içilebilecek tek bir
meyhane bulamadık. Bu bir mahalle baskısıdır, korkutuyor. Biz
başını kapayan kadınlara uzun yıllar saygı göstermedik, belki de
bunları hakettik. Şimdi onlar rövanşlarını alıyorlar.
ORDUMUZU TESLİM ETTİKLERİMİZİ İÇERİ SOKTUK
Ben
her zaman bir hukuk devletinde yaşamanın özlemini çektim. Bana
nasip olmadı, görüyorum ki ben öyle bir ülkede yaşayamadan göçüp
gideceğim. Bu beni rencide ediyor. Bu ülkede yaşamaktan
korkmuyorum, daha kötü zamanları da gördük. Ama bir türlü
normalleşemiyoruz ve bu beni çok üzüyor. Hata üzerine hata
yapıyoruz. Mesela 27 Mayıs bir hataydı. Son çıkan Balyoz kararları
da bir hata. Yapılmamış bir darbenin suçluları olarak bir zamanlar
ordumuzu teslim ettiğimiz insanları içeri soktuk. Bu çok yaralayıcı
bir şey. Aynı padişahlara "hain padişahlar" demek gibi...