“Geri Zekâlılık” acilen suç sayılmalı! Bu sorumsuz “Embesiller”den bıkmadık mı?
Medyaradar analisti Atilla Akar, İzmir’deki yangını piknikçilerin çıkardığı açıklaması sonrası insanımızın bu konulardaki vurdumduymazlıklarını ele aldı…
Efendim; ülkemiz maalesef bir yangın felaketiyle karşı karşıya kaldı. Ormanlarımız yanıyor. Dört günde 72 yangının birden çıkması ise gerçekten tuhaf. (Gerçi işin bu kısmı yoğun sıcaklık gibi meteorolojik şartlarla açıklanabilir) Ancak bir tanesi özellikle dikkatimi çekti. Eğer resmi makamlar bizi yanıltmıyorsa ki o da olabilir, şaşırmam. Nitekim Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yaptığı açıklamada İzmir'in Karşıyaka ilçesinde başlayan ve Çiğli yangınıyla da birleşen yangının “Üç piknikçi tarafından çıkarıldığını” söyleyecekti. Ödemiş’teki yangının ise iki çocuğun otluk bölgede sigara içmesiyle izah edildi. Bütün bunlarda Türkiye’de orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğu iddiasını doğrular gibi. Gerisini bilemiyorum…
Gerçekten de bu tarz durumlar geçmişten beri o kadar çok ki. Kimi otomobiliyle geçerken sigara izmaritini atar, kimi ormanlık alanda mangal yapar, ateş yakar sonra söndürmez, bir diğeri bira, meşrubat içer sonra kırar, onun camı mercek etkisi yapar, vb. sadece orman yangınları mı? Yangın merdivenleri kilitli olduğu için ölenler, 2 Nisan 2024’teki Gayrettepe yangınında iddia edildiği gibi girişine malzeme yığıldığı için ölen 29 işçi, 2004’te “Büyü” filminin galası esnasında strafor, kumaş ve karton gibi yanıcı malzemelerden kurulan korku tüneli mumların devrilmesi sonucu tutuşunca büyük bir facianın kıyısından dönüldü. Ya da 1997 Tuzla Tersanesi yangınındaki gibi kaynak yapım aşamasındaki önlem almama, itfaiyecileri yangına korumasız giysilerle gemiye gitmeye zorlama ve ölümlerine yol açma, vb gibi. Bunlar sadece ilk anda aklıma gelenler…
Aptallığın Önlenemeyen Yükselişi!..
O yüzden inanıyorum ki bu ülkeye aptallığın verdiği zararı hiçbir “Bilinçli kötülük” çabası bile veremez. İdeoloji aramaya gerek yok bu topraklarda egemen ideoloji “Geri zekalılık” tır. (Burada tıbben zeka geriliği yaşayan özürlü kardeşlerimiz kastedilmemiştir) Sağ veya sol fark etmez. Kimse kendini bundan muaf sanmasın. Herkes şu veya bu ölçüde olaydan nasibini almıştır. Metrekareye mebzul miktarda düşer!..
Aynı nedenle bu gibi mevzular topluma toz kondurmamakla, “Tü Tü Maşallah, aman ne şahanesiniz..” yalakalığıyla anlaşılamaz. Toplum olumlu-olumsuz her yönüyle bir bütündür. Sağlı – Sollu bütün aydınlar, okumuş yazmış takımı toplumun ne kadar “Harika” olduğu anlatır ve onu tavlamaya çalışır olursa olsun gerçek bu değildir. Toplumu pohpohlamak, “Siz şöyle aslansınız, kaplansınız” demek oy devşirmeye çalışan politikacıların işidir, aydınların değil. Gerçek bir aydın herkese karşı sözünü sakınmaz!
Salaklığın Süpermenleri!..
Lakin birde magandalıkla bütünleşmiş, “Süper geri zekalı” kategorisi var ki bunlar tam bir felaket. Bunların öküzlük katsayısı o kadar yüksek ki zihinsel analizleri grafikleri patlatıyor. Tamamıyla içgüdüsel, hayvandan bir tık aşağı mı yukarı mı olduğu belli olmayan, varsa evrimin hangi aşamasında takılıp kaldığı belli olmayan türde yaratıklar bunlar. Aramızda kazara “insan” diye dolaşıyorlar!..
Bunlar yaptıkları hareketin bir adım sonrasını, sonuçlarını, kime ne zarar vereceğini düşünmezler. O an fındık kadar beyinleri ne sinyal veriyorsa onu yaparlar. (Daha doğrusu düşünemezler, beyinleri öyle formatlanmamıştır!) O an kafalarına estiği gibi davranırlar. İlkel reflekslerinin, alışkanlıklarının peşinden giderler. Bunların zekâ seviyeleri standartların çok altındadır. (Kafaları sadece hinliğe çalışır!) Bunlara asılan uyarı levhaları, dikkat tabelaları veya vaazlar işe yaramaz. Bir kulaklarından girer artık nerelerinden çıkar bilinmez!..
Magandalık Cahillikle Birleşince!..
Bu embesillere laf anlatamazsın. “Bak kardeşim…” diye başlayan cümleler kuramazsın. Nafile bir çabadır. Üstelik küfürler eşliğinde ve höörg möörg gibi acayip sesler çıkararak size saldırmaları yüksek ihtimal dahilindedir. Bir kavgayı göze almanız gerekecektir. Gücünüz yetiyorsa burunlarının üzerine yumruğu ilk siz vurun. Bunlar magandalıkla cahilliğin tehlikeli bir kokteylidir!..
Burada herkesin yapabileceği basit bir dalgınlıktan, hatadan, düşüncesizlikten söz etmiyoruz. Kendisini en zeki sananımız bile zaman zaman türlü “Aptallıklar” yaparız, yapmışızdır. Hayatın akışı zihnimizi, dikkatimizi dağıtır. Bilgimiz her noktaya yetmeyebilir. Yahut basiretimiz bağlanır. Hiçbirimiz insani hata ve zaaflardan muaf değiliz. Lakin buradaki durum öyle bir durum değildir. Buradaki durum bir huy, katılaşmış bir kimlik özelliği ne yapsan değişmeyen bir davranış kalıbıdır. Bu kıt akıllıların temel mottosu “Umursamaz” lıktır. Yanlışta ısrar ve onu tekrarlama davranışıdır. Aptallığın inadıdır…
Yangın Canavarları!..
İşte öyle anlaşılıyor ki ülkemizde yangınların bir kısmı bu gibi kuş beyinlilerin sorumsuz, bencil davranışları sonucu çıkmaktadır. Yaptıkları hareketin bir adım sonrasını düşünmeyen, sonuçlarını akıl edemeyen ve dahası önemsemeyen bu içgüdüsel davranışlı, uygarlık ve kurallar düşmanı budala ve ahmakların topluma faturası giderek artmaktadır. Kaliteli insan malzememizin hızla düşüşte olduğu, avamın en berbat huylarının adeta zincirlerinden boşaldığı bir dönemde orman yangınlarının bazılarından bu gibi tiplerin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Tabii bu kımıl zararlısı yaratıkların zararı sadece orman yangınları konusunda değildir. Hemen her alanda ve konuda bunların varlığı hissedilmektedir. Bugün piknik yapıyorum diye orman yakarlar yarın başka bir şey. (Mangal keyfiymiş, piknikmiş, yiyip içmeymiş, ziftin pekini yiyin İnşallah!..) Başta –partisine bağlı olmaksızın- yönetsel algı olmak üzere her kademede kendini hissettirmektedir. (Buralarda zaten anlaşılan işinin ehli olmamak, adam sendecilik, sallabaşını al maaşını ya da rantçılık cari zihniyet olmaktadır) Maalesef elimizdeki insan unsuru budur. Piknik yaptıktan sonra ateşi söndürmeyen, kıvılcımların etrafa yayılmasını önemsemeyen bir kafa yapısından başka ne beklenir ki? Bunlara değil ormanı, ülkeyi verin ülkeyi de yakarlar!..
Sizi bilmem ama ben bunlardan çok bıktım. Lanet bir kâbus gibiler. O yüzden bana kalırsa ceza hukukuna yeni suç ve suçlu tanımları eklenmelidir. Bunlar başta geri zekâlılık olmak üzere, budalalık, aptallık, ahmaklık, embesillik, kıt akıllılık, düşüncesizlik, umursamazlık, öngörüsüzlük, sorumsuzluk, vurdumduymazlık, magandalık, vb gibi yeni suç türleri olabilir. Literatüre katkıları inanılmaz olabilir!..
Yalnız korkarım ki, bunları çoğaltırsak elimizde fazla adam kalmayabilir!..
19. 08. 2024
NOT: O kadar kızgınım ki, yazıda bu gibi kişilere karşı biraz sert ifadeler kullanmış olabilirim. Ama durumu başka türlü anlatamazdım. Ben burada toplumun bütününden ziyade bir “tipoloji” yi tanımlamaya çalıştım.