12 Mayıs 2010 21:04 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:17

"GEREKİRSE ÖLÜMÜNE TÜRKİYE'YE DÖNER!.." GÜLERCE'DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR!..

Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programına katılan Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, 'Gülen cemaati' ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce'ye bu soru canlı yayında soruldu. Gülerce Altaylı'ya ne cevap verdi? İşte detaylar...

Habertürk TV'de yayınlanan, Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programına katılan Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, 'Gülen cemaati' ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu!..

Gülerce, Altaylı'nın "Fethullah Gülen Türkiye'ye gelecek mi?" sorusunu 'Gülen Türkiye'ye ölümüne döner' sözleriyle yanıtladı.
Fakat Gülen'in dönüşünün Türkiye'ye şu an için zor olduğunu belirten Gülerce, 'Türkiye Fethullah Gülen'in dönüşünü kaldıramaz' dedi.

Deniz Baykal'ın Fethullah Gülen ile ilişkisine de değinen Hüseyin Gülerce, 'Baykal'ın videosu'nu da yorumladı.

İşte programdan satırbaşları;

GÜLEN TÜRKİYE'YE ÖLÜMÜNE DÖNER

Odasında bende gördüm onu. 81 ilden küçük çıkınlar içerisinde topraklar var. Neden gelmiyor? Biz bu soruyu kendisine sorduk. Bir defasında 8-10 arkadaş, bir hoş sahnede oldu orada. Dedik ki biz biraz kayıtsız kalıyoruz, Sayın Gülen'in Türkiye'ye gelişinde. Ben biraz fizikçiliğimle mantığı ön plana çıkarak " bunu söylemeyelim, ayıp olur kendisi dönmek isterse döner" diye söyledim. Buna rağmen daha sonra diğer arkadaşlarla konuştuk ve "söyleyelim dedik" arkadaşlarla. Toplandık etrafına; hepsi benim yaşımda arkadaşlar. Biz artık canı gönülden birşey söylemek istiyoruz "dönün artık" diye söyledik. O zaman dedi ki "Bu sahnede bir hissiyat görüyorum ama işi hissiyata dökmeyin. Eğer işi hissiyata dökerseniz, biliyorsunuz ki içinizdeki en hissiyatlı insan benim. Sizin belki de anlayamadınız yer şurası. Ben uçaktan indiğim anda Türkiye'ye varır varmaz, bir düğmeye basılacak" dedi. Bu provakasyonlar düğmesidir. "Şimdi ben bu kadar fedekarlıkla yürütülen bir harekete zarar veremem. Benim yüzümden bu hakerekete bir zarar gelmesini istemiyorum" dedi.

"ERGENEKON OLMASAYDI DÖNÜŞÜ KOLAY OLURDU"

Bakın Fatih Bey, Ergenekon davasına dikkat çekmek istiyorum, özellikle. Belki tansiyon tekrardan yükselmeseydi, gelmesi daha kolay olurdu.

Bakın Kayseri'nin en çok sevdiği insanlar biri Enerji Bakanı, hükümetin bir üyesi, kendi memleketinde Cumhurbaşkanı'ın memleketinde bir yumruk yedi. Şimdi kim temin edebilir ki "efendim, hiç merak etmeyin bir provakasyon" olmayacak. Şimdi birileri ürküyor, korkuyor meselesine çekiyor.

"TEK KİŞİLİK ÇETEDEN YARGILANDI"

Bakın tam dokuz yıllık devleti ele geçirmeyle bir dava sürdü. Tek kişilik bir çete, nihayet terör tanımına "şiddet unsuru" eklendi de böyle birşeyden kurtuldu. Bakın Kafes Eylem planında öğrenci evlerine silah ve patlayıcı bırakarak, bakın tabir aynen şöyle. "Silahlı Fethullah Gülen Terör Örgütü" adıyla bir dava açılması düşünülüyor. Bakın şu anda bana sorsalar "Sayın Gülen Türkiye'ye dönsün mü?" diye bir soru sorsalar; haddimi aşarak "Türkiye bunu kaldırmaz" henüz! ABD'de oturuyorken isminden bu kadar konuşuluyorsa, bakın taşın altını kaldırınca bu konuşuluyorsa zor.

Bu ülkede tansiyon düşmeli, provasyonlara kapalı bir ülke olmalı. Bakın tam açılım konuşuluyor, Tokat Reşadi'ye PKK'nın ne işi var. Yani buna benzer.

Kaç tane PKK var onu da bilmiyoruz. Bakın en son olarak bir saldırıyla ilgili Diyarbakır Belediye Başkanı o şehit cenazeleriyle ilgili içimiz yandı dedi. Bence Sayın Gülen, Türkiye'nin bu yüksek tansiyonlu döneminde gelmek istemiyor.

GEREKİRSE ÖLÜMÜNE TÜRKİYE'YE DÖNER

Sağlık durumuna gelince, uçak yolculuğu 11 saat. İki ana damarında stent var, yüksek tansiyonu var ve en önemlisi şeker hastası. O, gelmesi gerektiği zaman sağlık durumunu düşüneceğini sanmıyorum. "Ölürümde memleketime giderim" diye düşünür böyle bir vatan hasreti var.

Sayın Gülen, Türkiye'de diyalog ve hoşgörüyü başlatan din adamı olarak biliniyor. Türkiye'deki siyaset liderlerinin bir çoğuyla görüştü; ancak Sayın Baykal ile yüz yüze görüştüğünü bilmiyorum. Ben 9 yıl Samanyolu'da "Pazar Sohbeti" yaptım. Her sene Sayın Baykal'ı programa davet ettim. Kendisinden rica ediyordum "isterseniz Cumartesi akşamından gelecekseniz birlikte kahvaltı yapalım" diye. Bu programların birçoğunu da o kahvaltı davetini icabet ederek katıldı . Yani hem Samanyolu Televizyonu 'nun Genel Müdürü Hidayet Karaca'nın da oldu. Samimi bir ortam yani. Sayın Gülen'in de haberi olduğu için sevgilerini saygılarını Baykal'a iletirdik. O da her defasında Sayın Gülen'in sağlık durumu nasıl, "benim de selamlarını saygılarımı iletin" derdi. Bu benimle olan, benim üzerimden olan bir diyalog. Öyle bir diyalog var. Bu ilk defa değil.

"BAYKAL BİZE UZAK DEĞİL"

Sayın Baykal bizim dünyamızı yabancı öyle CHP'nin genel başkanı olarak tavır koyacağımız bir isim de değil. Kendisi orucunu tutan bir insan. Sayın Baykal, torunlarını alarak Antalya'da bayram namazına giden bir insan. Bu çok hoş bir sahne ama.

Son olarak Sayın Baykal'ın Kutlu Doğum Haftası'ndaki konuşması onun ruh halini yansıtan bir konuşma. Samimi olmayan bir insan böyle bir konuşmayı yapamaz sırıtma olur.

O TELEFON GÖRÜŞMESİNİN DETAYLARI

Şimdi Sayın Baykal ile Sayın Gülen arasında bir diyalog var. İkincisi Sayın Gülen çok hissi bir insan, biraz önce de söyledim. Şimdi size bir örnek vereceğim. Bundan üç sene kadar önceydi, "Niye Sayın Baykal ile böyle bir telefon görüşmesi olmuştur?", bugün zaten böyle bir açıklama yapıldı; onu söyleyeceğim. Ancak bugün de bir açıklama yapıldı, böyle "bizzat bir telefonla görüşmüş değil" onu da söyleyeceğim. Sizin Habertürk gazetesinde yer alan bir haberede yalanlama geldi.

Şimdi üç sene önceydi. Samanyolu Haber'in ana haber bültenini, orada öğle saatlerine denk geliyor, saat farkından dolayı. Sayın Erbakan'ın bir mahkemesi görülüyordu; beli bükülmüş, işte mahkeme salonuna tutularak getiriliyor. Bu sahne onu çok etkiledi. Döndü "Hüseyin Bey, yani başbakanlık yapmış bir insan, yıllardan beri hizmeti var. Koalisyon ortağı olmuş, yani bu yaşta mahkemelere getirilmesi çok üzücü bir durum. Yani bu düzeltilemez mi kanun çıkarılamaz mı?" dedi.

"ERBAKAN İÇİN ÜÇ KEZ SÖYLEDİ"

Öğle yemeğinde birlikte yemek yedik orada bir daha söyledi. Sonra ikindi sohbetleri yapılıyor, ikindi namazından sonra bir kez daha söyledi. En sonunda bana söylediğini anladım ve "Efendim yapabileceğimiz bişey olur mu" dedim, "çok iyi olur" dedi. "Efendim Türkiye'ye döneceğim orada Sayın Recai Kutan ile görüşsem" çok iyi olur dedi.

Bakın burada nezaketi gereği kendisi açıkça söyleyemiyor. Üç defa söyleyince bişeyi de anlıyorsun. Bende döner dörmez Kutan'ı ziyaret ettim hadiseyi de bir de kendisinden dinledim iki saat daha. Sonra Meclis Başkanı Arınç'ı ziyaret ettim ve Hocaefendi'nin böyle bir hissiyatını aktardım ve birşey yapılamaz mı dedim. Bunu şunun için anlattım. Kendisi Sayın Baykal'ın kaset iddialarını haber bültenlerinde izleyince şuradaki ifadesinden de anlıyoruz. Böyle bir hissiyatı yaşamış Sayın Gülen. Diyor ki "CHP Genel Başkanı Sayın Baykal ile ilgili kaset skandalını haber bültenlerinden öğrendim", aynen öyle olmuştur. "Birlikte seyrederken İnsani olarak üzüntü duydum. Bu samimi hislerimi çevremdeki arkadaşlarımla paylaştım", Sayın Erbakan ile ilgili hissiyatını bizimle paşlaştığı gibi. Paylaşınca, beni ziyarete gelmiş bir arkadaşım benim bu hislerimi Sayın Baykal'a iletti diyor. O arkadaşta tıpkı benim yaptığım gibi yapmış ve iletilmiştir. Sayın Baykal'da zaten "ben görüştüm" demiyor. Fakat bugün sizin gazetenizde yer alan haberde Sayın Baykal'a atfen güya Sayın Gülen'in bizim çocuklara sordum, bizimle ilgisi yok, iktidara baksınlar sözleri kesinlikle yalan ve iftiradır deniliyor