18 Mayıs 2012 10:15 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:40

GENERAL ALADEEN SAHTE DEMOKRASİYE KARŞI!

Wadiya'nın tek hakimi General Aladeen, 99 Lamborghini, 36 Deve ve hepsi süper modellerden oluşan koruma ordusuyla BM binasına giriş yaptı.

Altı filmli bir viyon haftasında daha birlikteyiz. Bu hafta “başyapıt” olarak öne çıkacak güçte bir filmimiz yok. Gösterime giren altı filmin dördü komedi filmi olunca tercihimizi en çok güldürenden yana yapacağız sanırım. Buna en muktedir olan da provakatif bir komedi olan “Diktatör”… Bu kadar kaba-saba filmleri sevmeyen ya da koluna kız/erkek arkadaşını takıp gidenler ise “Dikkat Bebek Var” ı seçebilirler. “İlle de yerli olsun, ister çamurdan olsun” diyorsanız o zaman tavsiyem, Sağ Salim olacaktır. Bol kahkahalı seyirler dilerim.

Haftanın Filmi: Diktatör / The Dictator / Komedi

Yönetmen: Larry Charles

Oyuncular: Ulrich Sacha Baron Cohen, Anna Faris, Ben Kingsley, Megan Fox

Cineradar Notu: 7

GENERAL ALADEEN SAHTE DEMOKRASİYE KARŞI! - Resim : 1

Özet: O, ülkesine demokrasinin gelmesini engellemek için her koşulla, her engelle sonuna kadar mücadele eden ve direnen diktatör General Aladeen! Gerekirse ülkesinin dilinde yüzlerce sözcüğü kendi adıyla değiştirebilir ya da olimpiyatlarda şampiyon gelmek için her atleti vurabilir!

Amerikan televizyon dünyasının çılgın Borat’ı Sacha Baron Cohen, son bombası Brüno’dan sonra "Diktatör" ile sinema perdesine dönüyor. Tiranlık kuran bir diktatörün yapabileceği ve neden olabileceği bütün saçma sapan olayları en absürt noktaya taşıyan filmin yönetmenliğini ve yapımcılığını önceki filmlerinde de beraber çalıştığı Larry Charles üstleniyor.

Sevgili Sacha Baron Cohen, General Aladeen tiplemesinin tüm potansiyeli Adam Sandler komedilerindekine benzer naif mesajlarla dolu tutarsız bir aşk öyküsünde harcanmış. Buradan bakınca Diktatör (The Dictator)’ün, Adam Sandler’in serbest uçuş denemesi olan 2008 yapımı Zohan’a Bulaşma (You Don’t Mess with the Zohan) ya çok fazla benzediğini de söylemek zorundayım ama bu demek değil ki film kötü, aksine izlediğiniz her dakika kahkahalar atmanızı sağlayacak kadar bol bir komedi cephanesi yüklenmiş olarak geliyor, ancak ortaya çıkan şey Borat gibi provakatif ya da Ali G gibi sansasyonel olmaktan uzak.

Diktatör komik ve duyarlılıkları olan bir film ancak bu konuda duyarlı olma hali internet toplumunca çoktan tüketildi. Bu yüzden geç kalmış bir proje olduğunu düşünüyorum. Buna takılmazsanız ve edepsiz bir komedi anlayışı sizi rahatsız etmiyorsa, yani Recep İvedik komedilerinin pırıltılı Yahudi zekası ile üretilmiş hali hoşunuza gidiyorsa (ki herkesin gider) Diktatör haftanın en iyi seçimi bile olabilir. Gülmek için sinemaya gidiyorsanız harika bir seçenek. Beni üzen nokta (Hugo’yu izlediğimde tam da bundan korkmuştum) evcilleşerek Adam Sandler’a yakınlaşan, hatta onun seyircisine oynayan bir Sacha Baron Cohen görmek oldu.

Sağ Salim / Suç – Komedi

Yönetmen: Ersoy Güler

Oyuncular: Burçin Bildik, Fulya Zenginer, Alper Saldıran, Hüseyin Avni Danyal

Cineradar Notu: 6.5

GENERAL ALADEEN SAHTE DEMOKRASİYE KARŞI! - Resim : 2

Özet: Hayatını biricik kamyonetiyle köyden kasabaya mal götürerek kazanan Salim’in, kendisi gibi kimsesiz birinin cenazesini Mersin’den Sivas’a ücretsiz götürmeyi kabul etmesiyle başlayan macerası. Yönetmen Ersoy Güler’in “istemeden bilerek yapılan herşey hakkında bir film” dediği Sağ Salim, tamamı bir günde geçen komedi - macera filmi.

Sağ Salim, kağıt üzerinde hiç sarkmayan, çağlayarak akan, tempolu komik bir hikaye ancak senaryo, yönetmenlik, kurgusu sağlam olan masanın oyunculuk ayağı çatırdıyor. TV dizilerinde yan karakterleri oynayarak ismen değilse de cismen ünlenmiş bir ekibin en önünde 11833’lü telefon reklamlarının yüzü Burçin Bildik var

Ancak… Sağ Salim’in başına, bir komedi filminin başına gelebilecek en kötü şey geliyor; kötü olmayan ancak komedi zamanlaması düşük, sıkıcı oyunculuklar… Burçin Bildik reklamlardaki kadar sempatik olamamış bu rolde… Filmin güldürme kapasitesi en yüksek iki oyuncusundan biri olan Yakup Yavru’nun film boyunca ölü, Orçun Kaptan’ın ise bir tabutta sıkışmış olması affedilecek gibi değil. Neyse ki, Çakallarla Dans’tan tanıyıp sevdiğimiz/güldüğümüz Murat Akkoyunlu göründüğü her sahneyi yükselterek tepki toplamayı başarıyor.

Filmin ortalarından itibaren gülmece düzeyini arttırabilmek için olsa gerek biraz fazlaca bir bağırış, çağırış yaşanmaya başlıyor. Seyirci böyle anlara tepki verse de finale doğru yorucu bir seyire yol açtığını düşünüyorum.

Ersoy Güler belli ki tek film çekip unutulacak isimlerden biri olmayacak. Ticari sinemaya kaliteli örnekler katmak için kendini ne kadar ortaya koyduğu çok belli olan yetenekli bir sinemacı ancak oyuncu seçimi üzerine çok kafa yorması gerekiyor. Sağ Salim’de neredeyse Her Şey Çok Güzel Olacak’a yakın bir şekilde duran komik/duygusal potansiyel, yere düşünce kapağı açılıp yerlere saçılan turşu bidonu misali boşa gitmiş. Ersoy Güler yine bu senaryo, aynı teknik ekip ama bambaşka bir kast ile yılın komedisine imza atabilirdi. Yine de haftanın güldürme iddiasında olan yerli filmleri arasında kesinlikle tercih edilmesi gereken film; Sağ Salim…

Dikkat Bebek Var / What to Expect When You’re Expecting / Duygusal - Komedi

Yönetmen: Kirk Jones

Oyuncular: Elizabeth Banks, Anna Kendrick, Cameron Diaz, Dennis Quaid, Jennifer Lopez, Rodrigo Santoro, Brooklyn Decker

Cineradar Notu: 6

GENERAL ALADEEN SAHTE DEMOKRASİYE KARŞI! - Resim : 3

Özet: Henüz bir aylık evli olan Jules, TV fitness gurusu ve dans yıldızı Evan bir hamileliğin ünlü yıldızların hayatı için pek de kolay olmadığını anlamak üzeredir. Bebeklere bayılan yazar Wendy kendi vücudunu hormonlar ele geçirince, kendi annelik öğütlerinin o kadar da mantıklı olmadığını kabul etmek zorunda kalır. Bu arada Wendy’nin kocası, Gary, kendi rakibi süper-baba Skyler-ki çok daha genç bir yaşta ikiz babası olacaktır- gibi olmamak için bir iç savaş vermektedir. Fotografçı Holly ise bir evlat edinebilmek için dünyayı gezmeye hazırlanmaktadır ancak kocası Alex o kadar da emin değildir, panik olmuştur ve bu yüzden çareyi kendi yeni baba olmuş arkadaşlarında aramaktadır. Ve rakip yemek kamyonu şefleri Rosie ve Marco sürpriz bir soruyla karşı karşıya kalırlar: ilk çocuğunuz ilk randevunuzdan önce gelirse ne yaparsınız?

Hollywood, ABD’nin sosyal güdümlemelerinin baş yardakçısı olmuştur her daim. Bir sürü duygusal komedi filminin asıl amacı, bireyselliğin dibine vurmuş beyaz Amerikalıları (W.A.S.P) tek bir kişiyle ömür geçirmenin harika bir şey olduğuna ikna edip baş-göz edebilmektir. Dikkat Bebek Var diğer filmlerin misyonunu bir adım daha ileri götürüyor ve evlenmiş/birlikte yaşayan çiftleri çocuk sahibi olmanın erdemlerine inandırmaya çalışıyor. Tüm bunlar eğlenceli bir seyirle draje haline getirilmiş, tabi yerseniz. Şımarık, eğlenceli, gürültülü bir komedi filmi… Söyleyecek yeni bir sözü yok ama eğlenmeniz için elinden geleni yapıyor. Bu arada Cameron Diaz yaşlanmış mı ne!

Öz Hakiki Karakol / Komedi

Yönetmen: İbrahim Güler

Oyuncular: Emin Maltepe, Cengiz Bozkurt, Serkan Genç, Oktay Gürsoy, Sezgin Cengiz, Hasan Demirtaş

Cineradar Notu: 3.5

GENERAL ALADEEN SAHTE DEMOKRASİYE KARŞI! - Resim : 4

Özet: Cezaevinden yeni çıkan üç kağıtçı Hasan, yaptığı soygun planını uygulamak için beceriksiz mahalle arkadaşlarıyla birlikte dolandırıcılığa tövbe etmiş Kuzey Baba’yı ikna etmeye gider. Kısa yoldan zengin olma hayaliyle yanıp tutuşan gençler, birden kendilerini çakma bir köy karakolunda polis olarak bulurlar.

Arkadaşları ile bir otelin illegal işletilen kumarhanesini soyup köşeyi dönmeyi plânlayan Hasan’ın kurduğu sahte karakola, daha ilk gününden halktan ihbar telefonları gelmeye başlar. Hasan ve arkadaşları soygun plânı yaparken ve halka hizmet etmeye çalışırken devletin sahte karakola iki stajyer atamasıyla beklenmedik gelişmeler yaşanır.

İyi bir fikir, iyi bir senaryoya dönüşmediği sürece filme çekilmemeli bence… Öz Hakiki Karakol’u çekenler sanırım Cengiz Bozkurt’un ismine güvenerek gişe yapacaklarını düşünüyorlar ancak aktör için kariyer intiharı olabilecek kadar kötü bir film bu… Filmin tek olumlu çabası, onun ve ona eşlik edebilen yetenekli Serkan Genç’in paslaşan oyunculuğu olmuş. Bu iki isim dışında tamamen hatalı oyuncu seçimi ve güldüremeyen kötü hikaye yüzünden, şen girip yaslı çıktığım bir film oldu, Öz Hakiki Karakol… Bir ilk yönetmenlik faciası daha diyorum, başka da bir şey diyemiyorum.

Güzel ve Çirkin / Beauty and the Beast / Animasyon – Müzikal

Yönetmen: Gary Trousdaleve, Kirk Wise

Oyuncular: Paige O’Hara, Robby Benson, Richard White, Jerry Orbach

Cineradar Notu: 5

GENERAL ALADEEN SAHTE DEMOKRASİYE KARŞI! - Resim : 5

Özet: Bel, korkunç canavarın kalesine hapsettiği çok güzel bir genç kadındır. İçinde bulunduğu durumun çaresizliğine rağmen Bel kalenin büyülü çalışanları arasından Çaydanlık, Şamdan ve Masa Saati’yle arkadaş olur ve bu sayede canavarın iç dünyasına bakıp orada gerçek bir prensin ruhunu ve kalbini görür.

21 yıl önce ilk gösterime çıktığında da görmüştüm. Bu sefer 3D haliyle izledim ve bir kez daha neden Disney’in naif mesajlarını sevmediğim, sıkıldığımı anladım. Bu filmler sadece çocuklar için ancak CGI çağında birkaç computerize arka plan içeren, elle çizilmiş bu klasik animasyonun şansı ne bilemiyorum. Muhtemelen günümüz çocuklarının çoğu da sıkılacaktır. Her şeyi 3D’ye bulayıp yeniden ve yeniden önümüze sürmelerinden de sıkıldım artık!

Yakıcı Bir Yaz / Un Ete Brulant / Drama

Yönetmen: Philippe Garrel

Oyuncular: Monica Bellucci, Louis Garrel, Celine Sallette, Jerome Robart

Cineradar Notu: 5.5

GENERAL ALADEEN SAHTE DEMOKRASİYE KARŞI! - Resim : 6

Özet: Çok sıcak bir yaz gecesinde, spor bir araba ağaca çarpar. Bir yıl önce… Paul ressam Frédéric ile tanışır. Frédéric, Angèle ile yaşamaktadır. Zaman geçer, Angèle, Frédéric’i terk eder. Frédéric korkunç bir kaza geçirmiştir. Frederic kazanın aslında bir kaza olmadığını itiraf eder ve ölür. Sıcak bir yaz günü, kilisede, Paul arkadaşının naaşına bakmaktadır.

Monica Belluci’yi düşlemeyen erkek var mıdır? Bence yoktur. Güzel aktris, ilerleyen yaşına rağmen cinsellik yüklü filmlerde oynamaya ve iç gıcıklamaya devam ediyor. Bu defa genç birinin aklını başından alıyor ve eğer karşınızdaki kadın Monica ise bunun olabileceğine kesin gözüyle bakıyorsunuz. Yakıcı Bir Yaz 80’ler duygusallığına ve Zalman King filmlerinin cinsel tahrik gücüne yakın bir Avrupa sineması örneği… Çok farklı bir film değil ancak sıkılmadan sonuna kadar gidiyorsunuz.

Murat Tolga Şen / [email protected]