03 Mayıs 2012 16:12 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:36

GENELKURMAY'IN SERT AÇIKLAMASININ MUHATABI BEKİR COŞKUN MU?

Genelkurmay'dan gelen sert açıklama hemen o sözlerin hangi yazara söylendiği sorusunu akıllara getirdi

Hedefteki yazarın kim olduğu sorusu akıllara ilk olarak iki ismi getirdi. Biri 29 Nisan’da ‘Paşa’ adlı yazısını kaleme alan Bekir Coşkun, diğeri de TSK’yı çok sert bir dille eleştiren ve “TSK yerine Türk Silahsız Kuvvetleri” diyen İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal.

İŞTE O AÇIKLAMA-TSK'YI TAHRİK ETMEYE ÇALIŞMAK TALİHSİZLİKTİR

Bekir Coşkun’un ‘Paşa’ adlı yazısı:

Sahipsiz kurt, o gece boyalı kulübenin önünden geçerken gördü onu… Çok bakımlı, şişman, keyfi yerinde, kulübesinin içinde öyle oturuyordu aynı soydan gelen köpek..
Selam verdi:
“Merhaba…”
“Merhaba…”
“Adın ne?…”
“Paşa…”

*
Merak etti:
“Şu önündeki şey ne Paşa?..”
“Yemek tabağım…”
“İçinde ne var?..”
“Kemiğim…”
“Şu ne?..”
“Su tasım…”
“Ya şu yumuşak koltuk gibi olan?…”
“Minderim… Üzerinde oturayım diye…”
“Kim veriyor bunları?..”
“Sahibim…”
*
Kulübenin içindeki Paşa sordu bu kez:
“Peki sen ne arıyorsun?..”
“Yiyecek…”
“Yiyecek aramakla bulunur mu?..”
“Zor ama bulunabilir… Çok koşturmak lazım… Gece gündüz dolanacaksın… Kimi zaman bulamadığımda o gün aç geçer… Ama mücadele etmezsen ölürsün…”
*
Kulübenin köpeği Paşa akıl verdi:
“Bir sahibin olsa, sana baksa ya… Karnını doyurur, suyunu verir… Hiç yorulmazsın adamım… Aç da kalmazsın, susuz da…”
“Tasım da olur mu?..”
“Olur…”
“Oturmak için minder de mi verirler?..”
“Verirler tabii…”
*
Kurt sordu:
“Peki şu omuzunda parlayan ne?..”
“Tasmam…”
“Ne işe yarar?..”
“Sahibim beni yönettiğine göre bu lazım… Nereye çekerse oraya…”
“Ya onun istediğini yapmak istemezsem?..”
“Karşılığında yapacaksın… Onca şey veriyor yani…”
*
Döndü gitti öbürü…
Giderken, kulübedeki Paşa’ya seslendi:
“Hiçbirisini istemem… Ben özümde kalayım daha iyi…”

Ümit Kocasakal’ın sözleri:

"Biz zannettik ki Cumhuriyet barolarda korunur. Biz zannettik ki günde 5 vakit laiklikten söz ederek laiklik korunur. Biz zannettik ki ordumuz var. O güçlü ordu bizi korur. Artık TSK vesaire yerine Türk silahsız kuvvetleri var. Siz Türk silahsız kuvvetlerisiniz. Bu yüzden durmadan çalışacağız." dedi.
"Yıllar sonra darbelere karşı çıkmak olmaz. Yürek, 12 Eylül'e 13 Eylül'e, 28 Şubat'a 1 Mart'ta karşı çıkabilmektir. Aradan 15 sene geçtikten sonra böyle efelenmeleri kimseye yutturamazsınız."

"Biz 90 senedir yattık. Adamlar 30 Ekim 1923'ten beri çalışıyorlar. Biz zannettik ki Cumhuriyet barolarda korunur. Biz zannettik ki günde 5 vakit laiklikten söz ederek laiklik korunur."

ORDUMUZ VAR ZANNETTİK

Türk Silahlı Kuvvetleri'ni eleştiren Kocasakal, şöyle devam etti: "Biz zannettik ki ordumuz var. O güçlü ordu bizi korur. Ben TSK'nın kurumsal kimliğini hep savundum. Biz NATO'ya girdiğimizden beri 'ne kadar milli ordumuz kaldı', bunu hiç düşünmek istemedik. Geldiğimiz bu noktanın hayırlı bir yönü oldu. Artık TSK vesaire yerine Türk silahsız kuvvetleri var. Siz Türk silahsız kuvvetlerisiniz. Bu yüzden durmadan çalışacağız. "