GENELKURMAY BAŞKANI DAĞLICA'DA NÖBET Mİ TUTACAKTI?..TARAF'IN BELGESİNE İLGİNÇ İTİRAZ!..
Bu "Gazete" son olarak Dağlıca saldırısı öncesinde hazırlanan istihbarat raporları "haber" yapmış.Taraf'ın bilmediği ya da kötü niyetten dolayı görmezden geldiği önemli bir nokta var.Özay Şendir Habertük'te yazdı...
TARAF'IN CEHALETİ Mİ KÖTÜ NİYETİ Mİ?
Taraf Gazetesi son dönemde Genelkurmay haberlerinden geçilmiyor.
Bu yayınlar kimilerine göre gazetecilik kimilerine göreyse psikolojik savaşın da tarafı olmak.
Bu "Gazete" son olarak Dağlıca saldırısı öncesinde hazırlanan istihbarat raporları "haber" yapmış.
Taraf'ın bilmediği ya da kötü niyetten dolayı görmezden geldiği önemli bir nokta var:
Güneydoğu'da terörle mücadele döneminde benzer yüz değil binlerce istihbarat raporu hazırlanmıştır.
Bunları bilmek için Genelkurmay'a yakın olmaya falan gerek yok.
Hakan Evrensel'in "Güneydoğu'dan Öyküler"'ini,Abdullah Ağar'ın "5.Tim'i"ni,Erdal Sarızeybek'in başta "Şemdinli'de Sınırı Aşmak"ını ya da Osman Pamukoğlu'nun kitaplarını okusalar bilecekler ki bu tür raporlar hep hazırlanır.
Bazen o raporlara göre teröristlerin geçiş yoluna pusu atılır boş çıkar,
Sınırdan girdiği bilgisi gelen grupların geçiş yollarına havan ya da top atışı yapılır ama sonuç alınamaz,
Bazen saldırı düzenlenecek karakol bilinir,önlemler arttırılır ama yine de saldırı engellenemez.
Bu ne bir zaafiyeti gösterir ne de bir eksikliği.
Gerilla savaşının doğasında bunlar olan şeylerdir.
Lice'ye bir kampanya ile toplanan iki tona yakın kitabı götürmüştüm.
Yüzbaşı dağdakileri isim isim saymış hatta ne kadar cephaneleri olduğuna dair de bilgi vermişti.
Buna rağmen Diyarbakır'a dönmek için saat 14.oo'ten önce yola çıkmak zorunda kalmıştım.
Yani istihbarat ve bilgi terörle mücadeleyi kazanmaya ya da saldırıları engellemeye yetmiyor.
Bu sadece bizim için değil Irak'taki Amerikan ve İngiliz birlikleri için de geçerli.
Taraf'ın, 'Amaç bağcı dövmek mi yoksa üzüm yemek mi?' diye sorgulamamıza neden olan başka bir yanı daha var.
Bu istihbaratın ardından Silahlı Kuvvetler ne yapacaktı?
Mesela Genelkurmay Başkanı Dağlıca'da nöbet mi tutacaktı?
Askeri Savcılık'ın hazırladığı raporda ilginç bir bilgi var, Taraf onu görmezden geldi.
Raporda PKK'ya yardım ve yataklık eden korucuların saldırıdan hemen önce geçtiği raporlarda pusuya çıkan timlerdeki asker sayısının arttırıldığı bilgisi yer alıyordu.
Yani istihbaratın ardından önlem alınmadığı doğru değil.
Önlem alınmış ama yeterli olmamış.Buna karşın Genelkurmay da soruşturma sonucunda Dağlıca'daki en tepedeki komutanı kızağa çekmiş.
Taraf "Gazete"si'nin cevap vermesi gereken bir soru daha var:
Genelkurmay neden Dağlıca'daki saldırıya göz yumsun, bundan ne fayda sağlayabilir?
Komplo teorisi kuracak olursak, Genelkurmay bu saldırıdan sonra sınır ötesi harekat için Hükümet'e baskı yapma şansı buldu denilebilir.
Kazın ayağı öyle değil, Genelkurmay Başkanı "Sözde değil özde Atataürkçü Cumhurbaşkanı istiyoruz" dediği Nisan ayı basın toplantısında da sınır ötesi harekat için yetki istemişti.
Keşke o zaman Amerika'ya gidilse, anlık istihbarat anlaşması yapılsaydı da Dağlıca'ya saldıranlar ininde vurulsaydı.
Taraf ekibi Kandil'de PKK yöneticileriyle değil ama onların bir altındakilerle röportaj yapmışlardı.
Taraf'ın saldırıya bilerek göz yumulduğu intibağı uyandıran "Haber"ine benzer bir yorumu PKK'lılar bile yapmadı.
Başlıkta, 'Taraf'ın cehaleti mi yoksa kötü niyeti mi?' diye sormuştum.
Sizce burada iyi niyet var mı?
Özay Şendir/Habertürk