04 Tem 2010 11:13 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:26

GENELKURMAY BAŞKANI BAŞBUĞ RÖPORTAJ İÇİN YENİÇAĞ'I NEDEN SEÇTİ?

Ergun Babahan Türk Silahlı Kuvvetler'in Yeniçağ gazetesini tercihini ve kodlarını çözdü

Emekliliğine sayılı günler kalan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Türkiye’deki gelişmelere ilişkin görüşlerini dile getirmek için ilginç bir mecra seçmiş.

MHP ve lideri en sert dille eleştiren şoven milliyetçi çizgideki Yeni Çağ’a konuşmuş.

Daha da ileri giderek Silahlı Kuvvetler’in bünyesinde yakından izlenilen bir gazete olduğunu söylemiş.

O zaman bu kadar muvazzaf ve emekli askerin yargı önünde olmasına şaşmamak gerekir demekten başka ne gelir elden.

Genelkurmay bu gazeteyi yakından tanıyor.

Kendi hazırladıkları andıça bu gazeteyi şöyle tanımlamışlar:

“Yeniçağ gazetesi iç ve dış politika uygulamalarında, TSK’nın çok daha sert bir tutum takınması gerektiğini savunan bir yayın politikası benimsemiştir.

Yeniçağ gazetesi TSK’ya yönelttiği eleştirilerini, ‘içte ve dışta TSK üzerinden oynanan oyunlar olduğu ve buna TSK’nın izin vermemesi gerektiği’ konusu üzerine şekillendirmiştir.

E. Org. Aytaç YALMAN, E. Org. Hurşit TOLON’un AB karşıtı açıklamalarını manşetten yayımlayarak, bu açıklamalara güçlü destek vermiştir.

Şemdinli İddianamesi tartışmaları sırasında da Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’a en çok desteği, gazete yazarlarından Altemur Kılıç vermiştir.

Yeniçağ gazetesi asker-sivil ilişkilerinde asker tarafını desteklemektedir.

TSK’nın komuta kademesindeki diğer komutanlara çok ağır eleştiriler yöneltmezken eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’e ordunun etkisiz kılınmasına sessiz kaldığı şeklinde ağır eleştirilerde bulunmuştur.” (31 Temmuz 2007, Sabah)

Emekli bir Genelkurmay Başkanı’na hakaret etmek akretidasyonun kalkmasına yolaçmak bir yana itibar görmenize yolaçıyor demek.

Öncelikle bunu öğrendik.

Yani Yeniçağ sivile karşı askerden yana taraf.

Ergenekon zanlılarının Hilmi Özkök karşıtı hasmane tutumunu daha ilk günden benimsemiş bir gazete.

Üstelik Ergenekon zanlılarının açıklamalarını manşete taşıyarak bu isimlere destek de vermiş.

Şimdi Başbuğ’un izlenim altındaki görüşlerini yayınlamış gazete.

Başbuğ’un durduğu yeri göstermesi açısından önemli.

Ertuğrul Özkök dün köşesine taşımıştı.

Ne diyor Başbuğ?

Ergenekon işi dış dinamikler ve içerideki taşeronlarının işi diyor.

Yani başta Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği olmak üzere dış dinamikler.

İçeride de başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, önemli görevlerde bulunan hakim ve savcılar.

İddianameleri savcılar hazırladığına, bunları ağır ceza mahkemeleri kabul edip tutuklama kararları verdiklerine göre başka taşeron olamaz herhalde.

Anayasa Mahkemesi Başkan vekili Osman Paksüt’le karargahta yenilen yemeğe değinmemiş.

Genelkurmay Adli Hukuk Müşaviri’nin Erzincan yargılama sürecinde oynadığı iddia edilen role de değinmemiş.

Taşeronlara yüklenmiş.

Bir kurumun kendi kusurlarına hiç değinmeden değişebilmesi zor.

Silahlı Kuvvetler içinde bulunduğu bu tutucu tavırla çağın gereklerine ayak uydurmakta zorlanıyor.

Çareyi Yeniçağ’a konuşmakta buluyor.

Şahane bir siyasi çizgi izliyor.

Zihinlerindeki Türkiye hayalini öğrenmiş oluyoruz böylece.

Ergun BABAHAN / STAR