27 Kas 2010 10:06
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:49
"GEL ABDİ İPEKÇİ'DE BULUŞALIM!" AHMET HAKAN'DAN AĞCA'YA DÜELLO ÇAĞRISI!
Hakan, Ağca'nın hakaret ve tehdit düzeyindeki sözleri için bu kez Akit gazetesine değil Ağca'ya çağrı yaptı ve 'hodri meydan' dedi.
Ağca’ya açık çağrı: Gel Abdi İpekçi’de buluşalım
EY Mehmet Ali Ağca...
Sanırım mahpus damından çıktıktan sonra yolunu hiç Nişantaşı’na düşürmemişsindir.
Ya da düşürmeyi münasip bulmamışsındır.
İşte sana fırsat!
Seni Nişantaşı’na davet ediyorum.
Gel, Nişantaşı - Abdi İpekçi Caddesi’nde buluşalım. Oradaki kafelerden birine, caddenin tam ortasındaki Abdi İpekçi Anıtı’nı karşımıza alacak şekilde oturup laflayalım biraz. Böylece “Katilin cinayet mahalline dönmesi” ilkesi de gerçekleşmiş olur.
30 yıllık gecikmeyle de olsa...
* * *
Gel Mehmet Ali Ağca gel...
Gel seninle Abdi İpekçi Caddesi’nde buluşalım...
- Sen bana İslam’ı anlat, ben sana adam öldürmenin dindeki yerini anlatayım.
- Sen bana “Şeytani bir sistemin içinde yer alıyorsun Ahmet Hakan” de, ben sana 30 yıldır hangi karanlık sistemin içinde debelendiğini anlatayım.
- Sen bana yazdığım yazılardan söz et, ben sana öldürdüğün gazetecinin kanlı gömleğinden söz edeyim.
- Sen bana mehdilik tasla, ben sana “Eğer sen mehdi isen ben deccal olmaya razıyım” diye karşılık vereyim.
- Sen bana maymun ile insan arasındaki minicik DNA farkını anlat, ben sana katil ile insan arasındaki devasa uçurumu anlatayım.
- Sen beni döneklikle suçla, ben senin karanlık taraflarını deşeyim.
- Sen bana Akit adlı karanlık gazetenin çok faydalı çalışmalar yaptığını söyle, ben “Ağca ile Akit... Birbirine ne de güzel uymuş” türküsünü söyleyeyim.
Gel, Nişantaşı’na Mehmet Ali Ağca...
Hayatında bir kerecik olsun kalleşçe pusuya yatmak, arkadan vurmak yerine mertçe hesaplaşmayı seç. Gel, seninle hesaplaşalım.
“Hedef göstererek adam vurdurtması ile meşhur gazete”ye “Bu Ahmet Hakan mürtet oldu” manasına gelen tehlikeli laflar edip üç beş dangalak kesin inançlıya beni hedef göstermek yerine...
Gel, söyleyeceklerini yüzüme karşı söyle...
Sonra da benim senin yüzüne karşı söyleyeceklerimi dinle...
Gel, hayatında bir kerecik olsun muvazaasız, oyunsuz, pususuz, hesapsız, kitapsız bu düelloya katıl.
Ahmet Hakan/Hürriyet
EY Mehmet Ali Ağca...
Sanırım mahpus damından çıktıktan sonra yolunu hiç Nişantaşı’na düşürmemişsindir.
Ya da düşürmeyi münasip bulmamışsındır.
İşte sana fırsat!
Seni Nişantaşı’na davet ediyorum.
Gel, Nişantaşı - Abdi İpekçi Caddesi’nde buluşalım. Oradaki kafelerden birine, caddenin tam ortasındaki Abdi İpekçi Anıtı’nı karşımıza alacak şekilde oturup laflayalım biraz. Böylece “Katilin cinayet mahalline dönmesi” ilkesi de gerçekleşmiş olur.
30 yıllık gecikmeyle de olsa...
* * *
Gel Mehmet Ali Ağca gel...
Gel seninle Abdi İpekçi Caddesi’nde buluşalım...
- Sen bana İslam’ı anlat, ben sana adam öldürmenin dindeki yerini anlatayım.
- Sen bana “Şeytani bir sistemin içinde yer alıyorsun Ahmet Hakan” de, ben sana 30 yıldır hangi karanlık sistemin içinde debelendiğini anlatayım.
- Sen bana yazdığım yazılardan söz et, ben sana öldürdüğün gazetecinin kanlı gömleğinden söz edeyim.
- Sen bana mehdilik tasla, ben sana “Eğer sen mehdi isen ben deccal olmaya razıyım” diye karşılık vereyim.
- Sen bana maymun ile insan arasındaki minicik DNA farkını anlat, ben sana katil ile insan arasındaki devasa uçurumu anlatayım.
- Sen beni döneklikle suçla, ben senin karanlık taraflarını deşeyim.
- Sen bana Akit adlı karanlık gazetenin çok faydalı çalışmalar yaptığını söyle, ben “Ağca ile Akit... Birbirine ne de güzel uymuş” türküsünü söyleyeyim.
Gel, Nişantaşı’na Mehmet Ali Ağca...
Hayatında bir kerecik olsun kalleşçe pusuya yatmak, arkadan vurmak yerine mertçe hesaplaşmayı seç. Gel, seninle hesaplaşalım.
“Hedef göstererek adam vurdurtması ile meşhur gazete”ye “Bu Ahmet Hakan mürtet oldu” manasına gelen tehlikeli laflar edip üç beş dangalak kesin inançlıya beni hedef göstermek yerine...
Gel, söyleyeceklerini yüzüme karşı söyle...
Sonra da benim senin yüzüne karşı söyleyeceklerimi dinle...
Gel, hayatında bir kerecik olsun muvazaasız, oyunsuz, pususuz, hesapsız, kitapsız bu düelloya katıl.
Ahmet Hakan/Hürriyet