Geçen yıl “rüşvetçi savcılar”ı haberleştirmişti… Furkan’ın tutuklanması intikam operasyonu mu?
Nasıl ki bir savcı her yanlış iddianamesinden sonra tutuklanmıyorsa…Bir hakim her yanlış kararının bedelini özgürlüğüyle ödemiyorsa…Gazeteciyi de yanlış bulduğunuz her haber ya da yorumundan dolayı cezaevine tıkamazsınız…
Adı, Furkan Karabay. Henüz 28 yaşında genç bir gazeteci.
Benim mesleğe başladığım yıllarda henüz portakal kabuğunda vitamin bile değilmiş; o kadar genç yani.
Genç ama akıllı…
Sadece akıllı da değil; çok iyi eğitimli.
Ülkenin en iyi üniversitelerinden biri olan ve girmek için bayağı dirsek çürütmenizi gerektiren Galatasaray Üniversitesi mezunu…
Sıkı bir Atatürkçü… Hatta kendisini “kuvvacı” olarak tanımlıyor.
Şu günlerde 10 Haber isimli internet sitesinde muhabirlik yapıyor.
Daha doğrusu yapıyordu; çünkü artık yapamıyor.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve kayyum uygulaması ile ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklandı.
Suçu, “Esenyurt Belediye binasının kapıları 30 polis eşliğinde kırıldı” şeklindeki sosyal medya paylaşımı…
Bu iddia gerçeğe aykırıymış ve kamu barışını bozmaya elverişliymiş; savcı bey öyle diyor!
Kendisi ayrıca “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’, “kamu görevlisine hakaret etmek”, “halkı yanıltıcı bilgiyi alanen yaymak”la da suçlanıyor.
*
Peki; hakkındaki bu iddialar hakkında o ne diyor?
Emniyetteki sorgusunda bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
“Ahmet Özer'in tutuklanmasına sevk dilekçesini Başsavcı Vekili yazmıştır. Medya organlarındaki haberlerde de bunlardan bahsedilmiştir. Hiçbir çarpıtma, dilekçede olmayan bir şeyi yazmam söz konusu değildir. Dolayısı ile bir kere burada ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlaması zannımca çürümüş oluyor. Terörle mücadele eden kişiyi hedef gösterme ise keyfi bir şekilde dosyaya konulmuştur, çünkü burada terörle mücadele eden kişiyi kime nasıl ne şekilde hedef gösterdiğim meçhuldür, böyle bir şey söz konusu dahi olamaz. Hakaret suçlaması ise hiçbir suç bulunamadığından dosyaya konulan bir suçlamadır. Burada da sırf dosyayı kalabalık göstermek için adete birde hakaret suçu koyalım denilmiştir. Hakaret herkesçe bilinen duyulan soyut ve öznel olmayan bir şeydir. Yazdığım haber metinlerinde hakarete vücut bulacak herhangi bir harf bile yoktur. Dolayısıyla suçlamaların içi boştur. Ben sadece gazetecilik görevimi yerine getiriyorum. Hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini talep ediyorum.”
*
Gazeteci yanlış yazabilir.
İnsanız, hepimiz yanılabiliriz.
Yazdığımız habere itirazınız varsa, yanıt hakkını kullanırsınız… Ya da gönderirsiniz bir tekzip metni, yayınlarız…
Ama nasıl ki bir savcı her yanlış iddianamesinden sonra tutuklanmıyorsa…
Bir hakim her yanlış kararının bedelini özgürlüğüyle ödemiyorsa…
Gazeteciyi de yanlış bulduğunuz her haber ya da yorumundan dolayı cezaevine tıkamazsınız…
*
Dolayısıyla ben bu “apar topar tutuklama” kararında bir telaş, bir tuhaflık seziyorum.
Gündem o kadar hızlı değişiyor ki, dün akşam yediğimizi unutur hale geldik.
Belki anımsayanlar vardır; Furkan Karabay, geçen yıl 29 Aralık 2023 tarihinde yine tutuklanmıştı.
O zamanki suçu, Çağlayan Adliyesi’nde bazı savcıların isimlerinin karıştığı rüşvet iddialarını “savcılık tutanaklarına dayanarak” haberleştirmekti.
Rüşvet alanların ya da aldığı iddia edenlerin gücü, genç bir gazeteciye yetmişti. Sonra da kısa bir sure sonra tahliye edilmişti.
*
Ne yalan söyleyeyim, Furkan’ın ikinci kez tutuklanmasının altında ben biraz bazı sözde hukukçuların “kuyruk acısı” olduğunu düşünüyorum.
Çünkü herkesin yazdığını yazdığın halde bir tek sen tutuklanıyorsan, bunun başka bir sebebi vardır diye tahmin ediyorum.
*
Sayın Savcılar…
Yanlış düşünüyorsam; evime polis göndermeden önce bir tekzip metni gönderin.
Yayınlamazsam o zaman gereğini yaparsınız!