Gebze’de yeni bir 28 Şubat’ denemesi!
Gebze’deki Alaettin Kurt Anadolu Lisesi’nde yaşananlar, asla “münferit” bir olay olarak değerlendirilip geçiştirilemez! Okul yönetiminin işlediği suç, anayasal bir suçtur.
Yüz yılı geride bırakan Türkiye Cumhuriyeti’nde dini eğitim veren liseler ve üniversiteler dışında bütün okullarda gelenektir; her yıl sonunda mezun olacak öğrenciler için bir diploma töreni düzenlenir ve öğrenciler o törene en şık elbiseleriyle katılır.
Diplomanın kendisi kadar önemlidir bu tören, bazı öğrenciler için…
Hazırlıklar, aylarca sürer.
Anne-baba, aile bütçesinden bir pay ayırır, çocuklarını o özel günde mutlu etmek için çırpınır durur.
Erkekler takım ya da spor en şık elbiselerini, kızlar o gün için diktirdikleri ya da aldıkları rengarenk elbiselerini giyer.
Bir şenliktir diploma töreni, o yaşlardaki gençler için…
Bir heyecandır!
Edirne’den Kars’a her ilde, istisnasız her lisede ya da yüksek okulda yaşanır bu heyecan!
Sonunda da genellikle kiralanmış olan kepler havaya fırlatılır ve tören, yıllarını beraber geçiren arkadaşların kameralara sarmaş dolaş poz vermesiyle son bulur!
*
Ancak; ülkemizde bir kesim var ki sadece bize değil çocuklarımıza da hayatı zindan etmek için yemin etmişe benziyor!
Tıpkı yılbaşı kutlamalarında olduğu gibi, en ufak bir mutluluğu, eğlenceyi çok görüyor!
Kendileri gibi olmayanlara yaşam hakkı tanımıyor bu yobazlar.
Düne kadar başörtüsü adı altında okullarda ve kamusal alanlarda turban özgürlüğünü savunurken, “Biz kılık kıyafetimize karışılmasını istemiyoruz. Bu insan haklarına aykıdır. Başkalarının nasıl giyindikleri bizi hiç ilgilendirmez. Herkes istediği gibi giyinebilmeli ve örtünebilmeli” diyen bu zihniyet, şimdi mini etekli kızların bacaklarına kezzap atıyor, askılı bluz giyen kızları dövmeye kalkıyor.
*
Bunun en son örneği ne yazık ki çağdaş olması gereken bir
eğitim kurumunda, Gebze’deki Alaettin Kurt Anadolu Lisesi’nde yaşandı.
Bazı kız öğrenciler, “kıyafet yönetmeliğine uymayan” kıyafetler giydikleri gerekçesiyle mezuniyet törenine alınmadı.
Henüz 17-18 yaşındaki gençler, en mutlu günlerinde gözyaşlarına boğuldu.
Kıyafetleri yüzünden aşağılandıklarına mı üzülsünler; kendileri ve aileleri için çok önem verdikleri bir törene alınmamalarına mı, bilemediler.
Daha da kötüsü bir yobaz okul müdürünün aldığı bu karar yüzünden öğrenciler ve velileri, olay yerine gelen jandarma ekiplerine dert anlatmak zorunda kaldılar.
Allah’tan olayın büyümesi üzerine Gebze İçe Milli Eğitim Müdürü okula geldi de öğrencilerin tamamının törene katılmasını sağladı.
*
Bu; Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kutlayan laik Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmayan bir uygulamadır.
Yıllardır 28 Şubat sürecinden yakınanlar ve mağduriyet edebiyatı ile iktidarı ele geçirenler, bugün çok daha ciddi ve vahim bir suç işliyor.
Gencecik çocukların mutluluklarına gölge düşürüyor, umutlarını karartıyor!
Üstelik bunu yaparken de en ufak bir korku ya da kaygı taşımıyorlar.
Çünkü gerici siyasi çevreler tarafından cezalandırılmak yerine ödüle boğulacaklarını, sürülmek yerine terfi alacaklarını çok iyi biliyorlar!
*
Gebze’deki Alaettin Kurt Anadolu Lisesi’nde yaşananlar, asla “münferit” bir olay olarak değerlendirilip geçiştirilemez!
Okul yönetiminin işlediği suç, anayasal bir suçtur.
Sadece Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin görevlendirilmesi yetmez; aynı zamanda Gebze Cumhuriyet Savcılığı da olaya el koymalı ve sorumlular hakkında yasal işlem başlatmalıdır.
Çünkü bu; yeni bir “28 Şubat vakası”dır ve sorumluları kesinlikle hesap vermelidir.