22 Ağu 2016 09:01
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:29
Gaziantep saldırısı sosyal medyanın gündeminde!
Gaziantep'te gerçekleştirilen hain canlı bomba saldırısına sosyal medya da ünlü isimlerden gelen tepkiler...
Gaziantep’te sokakta yapılan düğünde kalabalığın arasına karışan canlı bomba terörist, üzerindeki patlayıcıyı infilak ettirdi. Gaziantep Valiliği, patlamada hayatını kaybedenlerin sayısını 51 olarak açıkladı. Bu acımasız saldırı karşısında ünlü isimler paylaştıkları mesajlarla birlik ve beraberlik çağrısı yaptı.
Gülben Ergen: Bir anne var 4 evladını birden toprağa veren… Yaşarken ölen anne, dört evladının mezarında anne, ciğeri yanan anne, şimdi tek evladı için yaşayacak o anne… #gaziantep
Sibel Arna: Emine Ayhan. Dün geceki patlamada beş çocuğundan dördü öldü. Bir anneye bu acıyı yaşatan, “Dünyam her şeyim bitti çünkü 5 çocuğumdan biri kaldı. Eğer kalan 1 çocuğum olmasaydı intihar ederdim çünkü dayanamıyorum” dedirtenlere lanet olsun. #gaziantep #terorulanetliyoruz
antep
Sibel Can: Farklılıklar büyüdü,vicdanlar ve tabutlar küçüldü..
Günah nedir bilmeyen katiller..
İrem Sak: Düğün bu ya.. Yapan kim ne biliyim ben, ama, oraya gönderilen küçük bir çocukmuş. Bu mu? Küçük çocuklar diğer küçük çocukların ölümüne neden oluyor. Peki, neden olan büyükler? Napıyolar? Biz napıyoruz? İzliyoruz. Üzülüyoruz. Lanetliyoruz. Esefle kınıyoruz. Sonra bir diğer patlama. Öbürünün acısı/etkisi geçmeden. E ben hayatıma devam da ediyorum. SEN DE. O da. Ölenlerin ailelerine sabır diliyoruz. E elden bu gelir diyo biri. Napcaz daha diyo? Napalım? Napcaz bi bilen var mı? Ben hiçbir şey bilmiyorum. Ama yaşanılanlar çok çok çok çok kötü. Çok acı. Çok üzücü.
Birce Akalay: 32 yaşındayım.
Ömrümde böyle karanlık,böyle zulüm görmedim. Epey zamandır memleketimizin derdine düştüğümüzden gelişimimizi,üretimimizi,hak ve özgürlüklerimizi,sanatımızı,icraatımızı bir kenara öylece bırakıp içimizde sürekli yeniden tazelenen acıyı kanser kazıyan bir doktor gibi kazımaya törpülemeye çalışıyoruz.İçim dışım saçımın teli acı oldu artık.Hayatımda yaşamak için hiç ama hiç ihtiyacım olmayan bilgilerle (ki doğru yanlış belli değil) doldum,taştım.Komplolar,istihbarat açıkları,etnik yalancılıklar,dini sömürüler,sapıklar,tecavüzcüler,insan yakan caniler, terörizm,silahlar,askeri üsler,savaş uçakları,tanklar,intihar bombaları…Olan hep millete,analara,insanlara oldu.Bir ülkenin refah düzeyini o ülkenin sanatta,sporda,bilimde ve halkın kendini ifade edişindeki gelişimine bakınca hissedebilirsiniz ve tabii ki çocuklarına.Çocuklarımıza..
Çocuklarımıza sahip çıkmak zamanıdır dostlarım.
Onları eğitmek,öğretmek,aydınlatmaktan başka çaremiz yok,köhne muhalefetlerle,poşet poşet lanetlerle bu acı bitmeyecek bitemez.Yarını görebilmek için yeniden,tüm çocuklarımıza sahip çıkmak zorundayız.Kimden olursa olsun.Yeter ki;
Sanatçı olsun,
öğretmen olsun,
doktor olsun,
asker olsun,
polis olsun,
astronot olsun,
hakim,savcı,avukat,
balıkçı olsun,kütüphaneci olsun,keman çalsın
Resim yapsın,dans etsin,çiftçilik etsin..
yeter ki aydınlık bir güne uyansın yeniden.
Savaşmasın,üretsin..
Yoksa aklımızı yitireceğiz..
Metin Arolat: Evvel zaman içinde, bir zamanlar iyi insanların yaşadığı, herkesin birbirini sevdiği, mutlu bir dünya varmış..
Gülben Ergen: Bir anne var 4 evladını birden toprağa veren… Yaşarken ölen anne, dört evladının mezarında anne, ciğeri yanan anne, şimdi tek evladı için yaşayacak o anne… #gaziantep
Sibel Arna: Emine Ayhan. Dün geceki patlamada beş çocuğundan dördü öldü. Bir anneye bu acıyı yaşatan, “Dünyam her şeyim bitti çünkü 5 çocuğumdan biri kaldı. Eğer kalan 1 çocuğum olmasaydı intihar ederdim çünkü dayanamıyorum” dedirtenlere lanet olsun. #gaziantep #terorulanetliyoruz
antep
Sibel Can: Farklılıklar büyüdü,vicdanlar ve tabutlar küçüldü..
Günah nedir bilmeyen katiller..
İrem Sak: Düğün bu ya.. Yapan kim ne biliyim ben, ama, oraya gönderilen küçük bir çocukmuş. Bu mu? Küçük çocuklar diğer küçük çocukların ölümüne neden oluyor. Peki, neden olan büyükler? Napıyolar? Biz napıyoruz? İzliyoruz. Üzülüyoruz. Lanetliyoruz. Esefle kınıyoruz. Sonra bir diğer patlama. Öbürünün acısı/etkisi geçmeden. E ben hayatıma devam da ediyorum. SEN DE. O da. Ölenlerin ailelerine sabır diliyoruz. E elden bu gelir diyo biri. Napcaz daha diyo? Napalım? Napcaz bi bilen var mı? Ben hiçbir şey bilmiyorum. Ama yaşanılanlar çok çok çok çok kötü. Çok acı. Çok üzücü.
Birce Akalay: 32 yaşındayım.
Ömrümde böyle karanlık,böyle zulüm görmedim. Epey zamandır memleketimizin derdine düştüğümüzden gelişimimizi,üretimimizi,hak ve özgürlüklerimizi,sanatımızı,icraatımızı bir kenara öylece bırakıp içimizde sürekli yeniden tazelenen acıyı kanser kazıyan bir doktor gibi kazımaya törpülemeye çalışıyoruz.İçim dışım saçımın teli acı oldu artık.Hayatımda yaşamak için hiç ama hiç ihtiyacım olmayan bilgilerle (ki doğru yanlış belli değil) doldum,taştım.Komplolar,istihbarat açıkları,etnik yalancılıklar,dini sömürüler,sapıklar,tecavüzcüler,insan yakan caniler, terörizm,silahlar,askeri üsler,savaş uçakları,tanklar,intihar bombaları…Olan hep millete,analara,insanlara oldu.Bir ülkenin refah düzeyini o ülkenin sanatta,sporda,bilimde ve halkın kendini ifade edişindeki gelişimine bakınca hissedebilirsiniz ve tabii ki çocuklarına.Çocuklarımıza..
Çocuklarımıza sahip çıkmak zamanıdır dostlarım.
Onları eğitmek,öğretmek,aydınlatmaktan başka çaremiz yok,köhne muhalefetlerle,poşet poşet lanetlerle bu acı bitmeyecek bitemez.Yarını görebilmek için yeniden,tüm çocuklarımıza sahip çıkmak zorundayız.Kimden olursa olsun.Yeter ki;
Sanatçı olsun,
öğretmen olsun,
doktor olsun,
asker olsun,
polis olsun,
astronot olsun,
hakim,savcı,avukat,
balıkçı olsun,kütüphaneci olsun,keman çalsın
Resim yapsın,dans etsin,çiftçilik etsin..
yeter ki aydınlık bir güne uyansın yeniden.
Savaşmasın,üretsin..
Yoksa aklımızı yitireceğiz..
Metin Arolat: Evvel zaman içinde, bir zamanlar iyi insanların yaşadığı, herkesin birbirini sevdiği, mutlu bir dünya varmış..