18 Eyl 2008 12:07 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:20

"GAZETENİZ,CADI AVI İŞLERİNE GİRMESİN"!..REHA MUHTAR'DAN ETHEM SANCAK'A MEKTUP!..

Reha Muhtar, eski bir solcu olarak bilinen Star ve 24'ün sahibi Ethem Sancak'a açık mektup yazdı. Muhtar'ın yazısının sonunda Şamil Tayyar'a da bir uyarısı var. İşte o yazı!

STAR VE 24'ÜN SAHİBİ ETHEM SANCAK'A MEKTUBUM...

Kim bilir 30 yıl önce bir yerlerde karşılaşmış mıydık sizinle?..

Belki de...

Sıcak kanlılığınız ve sempatikliğiniz hiç yabancı gelmiyor beynimin bir yerlerine...

Neyse çok da önemli değil...

Bildiğim ve gördüğüm, eski bir solcu olduğunuzdur...

Bugün Tayyip Bey'e çok yakın bir iş adamı olarak gazete ve televizyonların sahibisiniz...

Star Gazetesi sizin, Kanal 24 sizin, önümüzdeki dönem medyada belki daha da genişleyeceksiniz...


***

Hayat diyalektiktir, değişir, elbette sizler, bizler, ötekiler herkes o günlere göre çok değişti...

Liberal demokratlar var, ben "döneğim" diye haykıranlar var, ulusalcılar var, halen solcular var, belki darbeciler var, belki enternasyonalistler, belki Amerikancılar, belki İslamcılar belki de TÜSİAD'çılar var...

Önemli değil...

Kimseyi bugün durduğu yer, düşüncesi, inancı yüzünden suçlayacak konumda değil hiç kimse...


***

Ama bir konu var ki çok önemli:

Star Gazetesi'nde birkaç gün önce bir yazı yayınlandı:

Ergenekon davası sanıklarından bir gazetecinin, bir siyasi liderle yaptığı özel ve ne çeteyle ne darbeyle ne siyasetle ne hareketle ilgisi olan, cinsel içerikli esprilerin de geçtiği telefon konuşmaları en ince ayrıntısına kadar yayınlandı...

İddianameden alıntı yapılarak...

Sex and the City muhabbeti elbette herkes tarafından okunacak muhatapları itibarsızlaşacak, seks düşkünü, uçkur düşkünü, sapkın kişilikli, tehlikeli kişi konumuna sokularak "Ergenekon'dan çok daha ağır biçimde" mahkûm olacaklardı...

1)Tıpkı kasasından kadın donu çıktı denilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılan Andan Menderes'e yapıldığı gibi...

2) Tıpkı Nazmiye Demirel'e belden aşağı laflar edilerek karısı üzerinden Süleyman Demirel'i itibarsızlaştırmaya çalışılması gibi...

3) Tıpkı İlhan Selçuk'un telefon konuşmalarından Brezilya karnavalını izlerkenki "yorumlarının" Ergenekon davası için çekilip alınarak, "görün işte arkasından gittiğiniz adamı..." havasıyla basında pompalanması gibi...

4) Tıpkı 12 Mart'ta Çetin Altan'ın "içtiği viski üzerinden" vurulması ve annesi hakkında ağır söylentiler çıkartılarak linç edilmek istenmesi gibi...

5) Tıpkı tarihteki tüm aydınlara, sanatçılara, rejim muhaliflerine, yok edilmek istenenlere uygulanan o bildik McCarthy'nin "Cadı Avı" yöntemleri gibi...


***

6) Bu yöntemleri biliyorsunuz... Çok iyi bildiğinizi ben biliyorum...

Çünkü kişisel tarihinizde buna en ağır biçimde muhatap olanlardan biri olduğunuzu ben biliyorum...

7) Siz kişisel tarihinde solcu olan bir kişisiniz Ethem Bey...

McCarthy'nin Cadı Avı yöntemlerini en ağır şekilde yaşamış, itibarsızlaştırma, ucuzlatma, pisletme, soysuzlaştırma yöntemleriyle rejim muhaliflerini yok etme politikasını içinizden hissetmiş bir bireysiniz...

8) Bir solcu her zaman solcu kalmayabilir...

Hayat onu çok başka yerlere, çok başka mecralara savurabilir...

Ama eski veya yeni fark etmez bir solcunun "genlerinde" McCarthy'ciliğe yani Cadı Avı'na karşı çıkmak vardır...

Solcu kalmak gerekmez, buna karşı olmak hayatının bir döneminde solculuk yapmış herkesin "genetik kodlaması" nda vardır...

Mağrur değil, mazlumdan yana olmak, ezene değil ezilene empati yapmak, faşist değil demokrat olmaya çalışmak ve her şeyden önce her türlü "soysuzlaşt