15 Şub 2018 11:47
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:01
'Gazeteler ölümden kurtuluşun formülünü buldu! Türkiye hariç...'
Deneyimli gazeteci Barış Soydan, Türkiye'de can çekişen yazılı basının, dünyada kârlılık oranını nasıl artırdığını yazdı.
Barış Soydan, günlük gazetelerin artık ölmekte olan bir
sektör olduğunu yazdı. Soydan yazısında, New York Times’ın son
bilançosunun yazılı basın sektörü için kurtuluşun formülü olarak
değerlendirdi.
İşte, Soydan'ın o yazısı:
"Gazeteler ölümden kurtuluşun yolunu buldu (Türkiye hariç)
New York Times geçen hafta, 2017’nin son üç aylık dönemine ilişkin bilançosunu açıkladığında herkes şaşırdı. İlk andaki şaşkınlık, New York Times hisselerinin borsada yüzde 13,8 yükselmesini sağladı. Bu, son 11 yılın en büyük yükselişiydi.
New York Times'ın bilançosunda şaşırtıcı olan neydi? Hisseler neden rekor oranda yükselmişti?
Günlük basın ölmekte olan bir sektör. İstisnalar olmakla birlikte, gazete tirajları bütün dünyada gün be gün eriyor. Haliyle bilançolar da iç açıcı olmuyor.
Ama New York Times’ın son bilançosu, sürüden ayrıldı: Gazetenin gelirleri 2017’nin son üç aylık döneminde yüzde 10 artışla 484 milyon dolara yükselmişti.
New York Times, cirosunu artırmayı nasıl başardı?
Dijital abonelerini artırarak. New York Times’ın internet sitesi ücretli. Haberleri ve diğer yazıları okumak için ayda 12,5 dolar verip abone olmanız gerekiyor. Gazete, geçtiğimiz yılın son çeyreğinde 157 bin yeni dijital abone kazandı. Böylece abonelerin sayısı 2,5 milyonu geçti. Yıllık dijital abonelik gelirleri 1 milyar dolara ulaştı. (Yazıyla, bir milyar dolar!) [1]
New York Times, dijital abonelik sistemiyle uçurumun kenarından dönen tek gazete değil. Başta Amerika olmak üzere bütün dünyada gazetelerin dijital abonelik gelirlerinde bir süredir büyük artışlar yaşanıyor.
Geçtiğimiz yıl Wall Street Journal, Washington Post gibi gazetelerin abone sayısında rekor artışlar oldu. Şu sıralar “The Post” filmiyle gündemde olan Washington Post bu sayede, uzun bir aradan sonra ilk kez kâra geçmeyi başardı. Kâra geçer geçmez yaptığı ilk iş, 60 yeni gazeteciyi işe alacağını ilan etmek etmek oldu.
Dijital abonelik mayası sadece Amerika’da değil Avrupa'da da tuttu. İngiltere'de Financial Times, The Times, Daily Telegraph gibi "büyük" gazetelerin çoğunun sitesi ücretli. Kuzey’e gittikçe, dijital abonelik sisteminin hakimiyeti daha da artıyor: Reuters Enstitüsü'nün bir raporuna göre Norveçliler'in yüzde 87'sinin dijital aboneliği var.
Aynı Enstitü'nün altı ülkede yaptığı araştırmaya göre (Finlandiya, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya ve İngiltere), Avrupa’da gazetelerin yüzde 66'sı, internet sitelerinde dijital abonelik sistemi uyguluyorlar. [2] Gazetelerin internet sitelerinin aylık abonelik ücreti, 2,10 Euro ile 54,27 Euro arasında değişiyor. (En pahalısı, ekonomi gazeteleri.)
Peki gazeteler abonelerinin sayısını artırmayı nasıl başardılar?
İyi ve güvenilir gazetecilikle.
New York Times’ın dijital abonelerindeki hızlı büyüme, Trump’ın Beyaz Saray’a yürüdüğü dönemde başlamıştı. Trump, daha seçim kampanyası sırasında medyaya savaş açmıştı. Beyaz Saray’a yerleştikten sonra da gazetelerle uğraşmayı sürdürdü. Twitter’da sık sık New York Times’ın yetersiz bir gazete olduğundan söz edip duruyor. (“Failing@New York Times”.)
Medyaya açtığı savaş, Trump’a oy getirdi mi bilinmez ama gazetelere çok sayıda dijital abone getirdi. New York Times, seçimden sonraki 18 günde 132 bin yeni dijital abone kazandı. Bu, bir yıl öncesinin aynı döneminde kaydedilen yeni abone sayısının tam on katıydı.
Sadece Trump değil, gündemdeki diğer büyük haber konuları da, insanları gazetelerin dijital aboneliğine çekiyor. Örneğin Reuters’a göre son çeyrekte New York Times’ın dijital abonelerin sayısında yaşanan büyük artış, Hollywood’u sarsan taciz skandalıyla ilgili haberciliğinden kaynaklanıyor...
Haber pahalı bir iş. İcabında bir haberi haftalarca araştıracaksın, haber kaynaklarının peşinde başka şehirlere, başka ülkelere gideceksin… New York Times, habere en çok para harcayan gazetelerden biri. Bir tarihte, sadece haber üretimine yılda yaklaşık 200 milyon dolar harcadığını okumuştum.
Fakat tabii her şey para değil. Öyle olsa dünyanın en iyi gazeteleri petrol zengini Arap ülkelerinden çıkardı. New York Times’ın 2,5 milyon abonesi her ay 12,5 doları, iyi araştırılmış haberler kadar, gazetenin güvenilirliği için de veriyor.
Böylece yazılı medyayı ölümden kurtaran formül ortaya çıkıyor: İyi araştırılmış, güvenilir haberler.
Bu aslında gazeteciliğin eski formülü. İnsanlar eskiden de bunun için gazetelere para ödüyordu, şimdi de ödüyor. Tek fark, artık haberi basılı gazeteden değil internetten okumaları.
Türkiye’de gazetelerin internet siteleri ücretsiz. Cumhuriyet bir ara dijital abonelik sistemini denedi ama vazgeçti. Gazeteler internette parayı reklamdan kazanmaya çalışıyor. Bunun için binlerce başka siteyle tık rekabetine girmiş durumdalar. Bu nedenle belki de, gazetelerin internet siteleri basılı hallerine hiç benzemiyor. Sansasyon dozu çok daha yüksek, bulmaca gibi başlıklarla verilen haberler var internette.
İnternet editörlerine haksızlık etmeyelim. İnternetten önce hangi gazetede, New York Times’da olduğu gibi derinlemesine araştırılmış, güvenilir, devletten de, patron çıkarlarından da bağımsız, gazetecilik etiğine uygun haberler çıkıyordu ki?
İşte Türk gazetelerinin paradoksu burada: Okurun iyi gazeteciliğe değer vermediği gerekçesiyle geçmişte habere ve güvenilirliğe hiç yatırım yapılmadı.
Gün oldu, devran döndü. İyi ve güvenilir haberin para ettiği bir dönem geldi. Ama tren kaçmış durumda. Şimdi internette, Türk tipi gazeteciliği çok daha az kişiyle ama çok daha “renkli” bir dille yapan sitelerle tık yarışı yapmak dışında çareleri yok."
İşte, Soydan'ın o yazısı:
"Gazeteler ölümden kurtuluşun yolunu buldu (Türkiye hariç)
New York Times geçen hafta, 2017’nin son üç aylık dönemine ilişkin bilançosunu açıkladığında herkes şaşırdı. İlk andaki şaşkınlık, New York Times hisselerinin borsada yüzde 13,8 yükselmesini sağladı. Bu, son 11 yılın en büyük yükselişiydi.
New York Times'ın bilançosunda şaşırtıcı olan neydi? Hisseler neden rekor oranda yükselmişti?
Günlük basın ölmekte olan bir sektör. İstisnalar olmakla birlikte, gazete tirajları bütün dünyada gün be gün eriyor. Haliyle bilançolar da iç açıcı olmuyor.
Ama New York Times’ın son bilançosu, sürüden ayrıldı: Gazetenin gelirleri 2017’nin son üç aylık döneminde yüzde 10 artışla 484 milyon dolara yükselmişti.
New York Times, cirosunu artırmayı nasıl başardı?
Dijital abonelerini artırarak. New York Times’ın internet sitesi ücretli. Haberleri ve diğer yazıları okumak için ayda 12,5 dolar verip abone olmanız gerekiyor. Gazete, geçtiğimiz yılın son çeyreğinde 157 bin yeni dijital abone kazandı. Böylece abonelerin sayısı 2,5 milyonu geçti. Yıllık dijital abonelik gelirleri 1 milyar dolara ulaştı. (Yazıyla, bir milyar dolar!) [1]
New York Times, dijital abonelik sistemiyle uçurumun kenarından dönen tek gazete değil. Başta Amerika olmak üzere bütün dünyada gazetelerin dijital abonelik gelirlerinde bir süredir büyük artışlar yaşanıyor.
Geçtiğimiz yıl Wall Street Journal, Washington Post gibi gazetelerin abone sayısında rekor artışlar oldu. Şu sıralar “The Post” filmiyle gündemde olan Washington Post bu sayede, uzun bir aradan sonra ilk kez kâra geçmeyi başardı. Kâra geçer geçmez yaptığı ilk iş, 60 yeni gazeteciyi işe alacağını ilan etmek etmek oldu.
Dijital abonelik mayası sadece Amerika’da değil Avrupa'da da tuttu. İngiltere'de Financial Times, The Times, Daily Telegraph gibi "büyük" gazetelerin çoğunun sitesi ücretli. Kuzey’e gittikçe, dijital abonelik sisteminin hakimiyeti daha da artıyor: Reuters Enstitüsü'nün bir raporuna göre Norveçliler'in yüzde 87'sinin dijital aboneliği var.
Aynı Enstitü'nün altı ülkede yaptığı araştırmaya göre (Finlandiya, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya ve İngiltere), Avrupa’da gazetelerin yüzde 66'sı, internet sitelerinde dijital abonelik sistemi uyguluyorlar. [2] Gazetelerin internet sitelerinin aylık abonelik ücreti, 2,10 Euro ile 54,27 Euro arasında değişiyor. (En pahalısı, ekonomi gazeteleri.)
Peki gazeteler abonelerinin sayısını artırmayı nasıl başardılar?
İyi ve güvenilir gazetecilikle.
New York Times’ın dijital abonelerindeki hızlı büyüme, Trump’ın Beyaz Saray’a yürüdüğü dönemde başlamıştı. Trump, daha seçim kampanyası sırasında medyaya savaş açmıştı. Beyaz Saray’a yerleştikten sonra da gazetelerle uğraşmayı sürdürdü. Twitter’da sık sık New York Times’ın yetersiz bir gazete olduğundan söz edip duruyor. (“Failing@New York Times”.)
Medyaya açtığı savaş, Trump’a oy getirdi mi bilinmez ama gazetelere çok sayıda dijital abone getirdi. New York Times, seçimden sonraki 18 günde 132 bin yeni dijital abone kazandı. Bu, bir yıl öncesinin aynı döneminde kaydedilen yeni abone sayısının tam on katıydı.
Sadece Trump değil, gündemdeki diğer büyük haber konuları da, insanları gazetelerin dijital aboneliğine çekiyor. Örneğin Reuters’a göre son çeyrekte New York Times’ın dijital abonelerin sayısında yaşanan büyük artış, Hollywood’u sarsan taciz skandalıyla ilgili haberciliğinden kaynaklanıyor...
Haber pahalı bir iş. İcabında bir haberi haftalarca araştıracaksın, haber kaynaklarının peşinde başka şehirlere, başka ülkelere gideceksin… New York Times, habere en çok para harcayan gazetelerden biri. Bir tarihte, sadece haber üretimine yılda yaklaşık 200 milyon dolar harcadığını okumuştum.
Fakat tabii her şey para değil. Öyle olsa dünyanın en iyi gazeteleri petrol zengini Arap ülkelerinden çıkardı. New York Times’ın 2,5 milyon abonesi her ay 12,5 doları, iyi araştırılmış haberler kadar, gazetenin güvenilirliği için de veriyor.
Böylece yazılı medyayı ölümden kurtaran formül ortaya çıkıyor: İyi araştırılmış, güvenilir haberler.
Bu aslında gazeteciliğin eski formülü. İnsanlar eskiden de bunun için gazetelere para ödüyordu, şimdi de ödüyor. Tek fark, artık haberi basılı gazeteden değil internetten okumaları.
Türkiye’de gazetelerin internet siteleri ücretsiz. Cumhuriyet bir ara dijital abonelik sistemini denedi ama vazgeçti. Gazeteler internette parayı reklamdan kazanmaya çalışıyor. Bunun için binlerce başka siteyle tık rekabetine girmiş durumdalar. Bu nedenle belki de, gazetelerin internet siteleri basılı hallerine hiç benzemiyor. Sansasyon dozu çok daha yüksek, bulmaca gibi başlıklarla verilen haberler var internette.
İnternet editörlerine haksızlık etmeyelim. İnternetten önce hangi gazetede, New York Times’da olduğu gibi derinlemesine araştırılmış, güvenilir, devletten de, patron çıkarlarından da bağımsız, gazetecilik etiğine uygun haberler çıkıyordu ki?
İşte Türk gazetelerinin paradoksu burada: Okurun iyi gazeteciliğe değer vermediği gerekçesiyle geçmişte habere ve güvenilirliğe hiç yatırım yapılmadı.
Gün oldu, devran döndü. İyi ve güvenilir haberin para ettiği bir dönem geldi. Ama tren kaçmış durumda. Şimdi internette, Türk tipi gazeteciliği çok daha az kişiyle ama çok daha “renkli” bir dille yapan sitelerle tık yarışı yapmak dışında çareleri yok."