'Gazeteler ölümden kurtuluşun formülünü buldu! Türkiye hariç...'
Deneyimli gazeteci Barış Soydan, Türkiye'de can çekişen yazılı basının, dünyada kârlılık oranını nasıl artırdığını yazdı.
Barış Soydan, günlük gazetelerin artık ölmekte olan bir
sektör olduğunu yazdı. Soydan yazısında, New York Times’ın son
bilançosunun yazılı basın sektörü için kurtuluşun formülü olarak
değerlendirdi.
İşte, Soydan'ın o yazısı:
"Gazeteler ölümden kurtuluşun yolunu buldu (Türkiye hariç)
New York Times geçen hafta, 2017’nin son üç aylık dönemine ilişkin
bilançosunu açıkladığında herkes şaşırdı. İlk andaki şaşkınlık, New
York Times hisselerinin borsada yüzde 13,8 yükselmesini sağladı.
Bu, son 11 yılın en büyük yükselişiydi.
New York Times'ın bilançosunda şaşırtıcı olan neydi? Hisseler neden
rekor oranda yükselmişti?
Günlük basın ölmekte olan bir sektör. İstisnalar olmakla birlikte,
gazete tirajları bütün dünyada gün be gün eriyor. Haliyle
bilançolar da iç açıcı olmuyor.
Ama New York Times’ın son bilançosu, sürüden ayrıldı: Gazetenin
gelirleri 2017’nin son üç aylık döneminde yüzde 10 artışla 484
milyon dolara yükselmişti.
New York Times, cirosunu artırmayı nasıl başardı?
Dijital abonelerini artırarak. New York Times’ın internet sitesi
ücretli. Haberleri ve diğer yazıları okumak için ayda 12,5 dolar
verip abone olmanız gerekiyor. Gazete, geçtiğimiz yılın son
çeyreğinde 157 bin yeni dijital abone kazandı. Böylece abonelerin
sayısı 2,5 milyonu geçti. Yıllık dijital abonelik gelirleri 1
milyar dolara ulaştı. (Yazıyla, bir milyar dolar!) [1]
New York Times, dijital abonelik sistemiyle uçurumun kenarından
dönen tek gazete değil. Başta Amerika olmak üzere bütün dünyada
gazetelerin dijital abonelik gelirlerinde bir süredir büyük
artışlar yaşanıyor.
Geçtiğimiz yıl Wall Street Journal, Washington Post gibi
gazetelerin abone sayısında rekor artışlar oldu. Şu sıralar “The
Post” filmiyle gündemde olan Washington Post bu sayede, uzun bir
aradan sonra ilk kez kâra geçmeyi başardı. Kâra geçer geçmez
yaptığı ilk iş, 60 yeni gazeteciyi işe alacağını ilan etmek etmek
oldu.
Dijital abonelik mayası sadece Amerika’da değil Avrupa'da da tuttu.
İngiltere'de Financial Times, The Times, Daily Telegraph gibi
"büyük" gazetelerin çoğunun sitesi ücretli. Kuzey’e gittikçe,
dijital abonelik sisteminin hakimiyeti daha da artıyor: Reuters
Enstitüsü'nün bir raporuna göre Norveçliler'in yüzde 87'sinin
dijital aboneliği var.
Aynı Enstitü'nün altı ülkede yaptığı araştırmaya göre (Finlandiya,
Fransa, Almanya, İtalya, Polonya ve İngiltere), Avrupa’da
gazetelerin yüzde 66'sı, internet sitelerinde dijital abonelik
sistemi uyguluyorlar. [2] Gazetelerin internet sitelerinin aylık
abonelik ücreti, 2,10 Euro ile 54,27 Euro arasında değişiyor. (En
pahalısı, ekonomi gazeteleri.)
Peki gazeteler abonelerinin sayısını artırmayı nasıl
başardılar?
İyi ve güvenilir gazetecilikle.
New York Times’ın dijital abonelerindeki hızlı büyüme, Trump’ın
Beyaz Saray’a yürüdüğü dönemde başlamıştı. Trump, daha seçim
kampanyası sırasında medyaya savaş açmıştı. Beyaz Saray’a
yerleştikten sonra da gazetelerle uğraşmayı sürdürdü. Twitter’da
sık sık New York Times’ın yetersiz bir gazete olduğundan söz edip
duruyor. (“Failing@New York Times”.)
Medyaya açtığı savaş, Trump’a oy getirdi mi bilinmez ama gazetelere
çok sayıda dijital abone getirdi. New York Times, seçimden sonraki
18 günde 132 bin yeni dijital abone kazandı. Bu, bir yıl öncesinin
aynı döneminde kaydedilen yeni abone sayısının tam on katıydı.
Sadece Trump değil, gündemdeki diğer büyük haber konuları da,
insanları gazetelerin dijital aboneliğine çekiyor. Örneğin
Reuters’a göre son çeyrekte New York Times’ın dijital abonelerin
sayısında yaşanan büyük artış, Hollywood’u sarsan taciz skandalıyla
ilgili haberciliğinden kaynaklanıyor...
Haber pahalı bir iş. İcabında bir haberi haftalarca araştıracaksın,
haber kaynaklarının peşinde başka şehirlere, başka ülkelere
gideceksin… New York Times, habere en çok para harcayan
gazetelerden biri. Bir tarihte, sadece haber üretimine yılda
yaklaşık 200 milyon dolar harcadığını okumuştum.
Fakat tabii her şey para değil. Öyle olsa dünyanın en iyi
gazeteleri petrol zengini Arap ülkelerinden çıkardı. New York
Times’ın 2,5 milyon abonesi her ay 12,5 doları, iyi araştırılmış
haberler kadar, gazetenin güvenilirliği için de veriyor.
Böylece yazılı medyayı ölümden kurtaran formül ortaya çıkıyor: İyi
araştırılmış, güvenilir haberler.
Bu aslında gazeteciliğin eski formülü. İnsanlar eskiden de bunun
için gazetelere para ödüyordu, şimdi de ödüyor. Tek fark, artık
haberi basılı gazeteden değil internetten okumaları.
Türkiye’de gazetelerin internet siteleri ücretsiz. Cumhuriyet bir
ara dijital abonelik sistemini denedi ama vazgeçti. Gazeteler
internette parayı reklamdan kazanmaya çalışıyor. Bunun için
binlerce başka siteyle tık rekabetine girmiş durumdalar. Bu nedenle
belki de, gazetelerin internet siteleri basılı hallerine hiç
benzemiyor. Sansasyon dozu çok daha yüksek, bulmaca gibi
başlıklarla verilen haberler var internette.
İnternet editörlerine haksızlık etmeyelim. İnternetten önce hangi
gazetede, New York Times’da olduğu gibi derinlemesine araştırılmış,
güvenilir, devletten de, patron çıkarlarından da bağımsız,
gazetecilik etiğine uygun haberler çıkıyordu ki?
İşte Türk gazetelerinin paradoksu burada: Okurun iyi gazeteciliğe
değer vermediği gerekçesiyle geçmişte habere ve güvenilirliğe hiç
yatırım yapılmadı.
Gün oldu, devran döndü. İyi ve güvenilir haberin para ettiği bir
dönem geldi. Ama tren kaçmış durumda. Şimdi internette, Türk tipi
gazeteciliği çok daha az kişiyle ama çok daha “renkli” bir dille
yapan sitelerle tık yarışı yapmak dışında çareleri yok."