27 Ara 2012 11:05 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:33

GAZETECİYE "KONU NE YA" CEZASI!

Dikili'de 2 yıl önce meydana gelen olay da karakol nöbetçisine “konu ne ya” diyen gazeteci ceza aldı.

Karakol nöbetçisine “konu ne ya” dediği için polis tarafından “ sen nasıl ya’lı” konuşursun diye uyarılan Cemil Dirim, kendisini tanıtmak için gazeteci olduğunu söyledi. Cemil Dirim’in kendisini gazeteci olarak tanıtmasını şahsına yönelik baskı olarak algılayan polis memuru Ü.Y. şikayetçi oldu.

İzmir'de bir çok ulusal gazetenin muhabirliğini yaptıktan sonra, yerel ve bölgesel yayınlanan gazeteler ile ulusal olarak yayınlanan bir sağlık dergisinin sahibi olan deneyimli gazeteci Cemil Dirim hakkında, Kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek ve görevini yaptırmamak için direnme suçundan dava açıldı. Yapılan son duruşmada verilen 1 yıllık hapis cezası iyi halinden dolayı 2 ay düşürülerek 10 ay hapse mahkum oldu. Mahkemedeki iyi hali ve sabıkasız oluşu dikkate alınan Dirim'e verilen 10 ay hapis cezası, 5 yıl hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek ertelendi. Müvekkilinin hiç bir polisi engellemediğini, hakarette bulunmadığını tanık beyanlarıyla sabit olduğunu belirten Avukat Birol Keskin, verilen cezaya itiraz ettiklerini açıkladı. Avukat Keskin, ağız alışkanlığı olan "ya"lı konuşmanın suç olmaması gerektiğini, "Ya" dedi diye gazeteciye ceza verilmemesi gerektiğini savundu.

Dosyadaki delillerin toplanmasında sonra mahkeme heyeti, "konu ne ya" diyerek kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek, iç huzuru ve güvenlik duygusunu bozacak şekilde endişeye sevk etmek suçundan gazeteci Cemil Dirim'e 10 ay hapis cezası verdi. Müvekkiline verilen ve çok tartışılacak cezanın bozulması için Bergama Ağır Ceza Mahkemesi'ne 3 sayfalık itiraz dilekçesi veren Avukat Birol Keskin, "Günlük yaşamımızda veya herhangi bir ortamda, “ ya” sözcüğünü farkında olmadan kullanırız. Bu bir suç mudur? Bu cümle polise karşı kullanıldığında görevini engellemiş veya hakaret etmiş mi oluruz? “ Ya” dedi diye bir gazeteciye ceza verilir mi?. Tüm bu sorularımın cevabını alabilmek için itiraz dilekçeme yazdım. Bundan sonra polise 'konu ne ya' diyenler ceza alabilir. Bergama Ağır Ceza Mahkemesi'nin en iyi şekilde bir karar vereceğine inanıyorum" dedi.

Avukat Birol Keskin itiraz dilekçesinde özetle şu görüşlere yer verdi:

“Müvekkilim Cemil Dirim hakkında, haksız olarak “kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla iç huzurunu, güvenlik duygusunu bozacak şekilde endişeye sevk ederek tehditte bulunmak suretiyle” görevini yaptırmamak için direnme suçundan hüküm kurulmuştur.
Bu suç isnadını kabul etmiyoruz ve dosyada bunu kanıtlayacak hiçbir emare bulunmadığından sadece “ben gazeteciyim.” diye kendini tanıtan müvekkilime bu cümleden hakaretle yukarıdaki yorumu yapan kararı bozmak üzere itiraz ediyoruz.

Müvekkilim dosyada herkesin de belirttiği gibi gazetecidir ve karakola gidişinde de kendisini tanıtmak amacıyla gazeteciyim demiştir.

Şimdi soru şudur: Nasıl olurda sözle gazeteciyim diyen bir kişinin sözü karakol kapısında elinde otomatik silahı ile nöbet tutan bir polis memurunun iç huzurunu bozar, endişeye sevk eder ve görevini yapmaktan alıkoyar?

Karakol kapısındaki polis memurunun görevi nasıl engellenmiştir?
Nöbet yerinden mi uzaklaştırılmıştır?
Nöbet yapmamış mıdır?
Ne olmuştur?
Hiç!

Dosyada bu konuda hiçbir beyan ve emare yoktur. Müvekkilim polis memurunun görevini engellememiştir. Nitekim bu o gün karakol amiri olan N. Ö.’de mahkemede şöyle açıklamıştır: “Cemil Dirim’in GBT sorgulamasını engellemediğini, dışarıdaki nöbetçi polisin de görevini engellemediğini, müştekiye herhangi bir şekilde tehdit edici söz söylemediği gibi cebir kabul edilecek herhangi bir davranış da göstermediğini” belirtmiştir.

Sayın mahkeme kararında en önemli tanığın Karakol Grup Amirinin bu beyanına yer vermemiştir. Neden bu önemli tanık beyanına yer verilmemiştir? Karakol amiri ifadesinde açıkça müvekkilimin görevini engellemediğini ve kimseyi tehdit etmediğini söylüyor.

Olay tutanağında gazeteci Cemil Dirim’in karakol amiri ile konuşurken “konu ne ya” demesi üzerine karakol önünde nöbet tutan şikayetçi polisi “sen nasıl ya’lı konuşursun” demesi üzerine başladığı açıkça bellidir
Müvekkilimden kaynaklanan bir husus olmadığı açıktır.
Şimdi yine soru sormak gerek. Soru şudur: bir gazetecinin kendini gazeteciyim diye tanıtması suç mudur?
Gazeteciyim diye tanıtmak, polis üzerinde endişe mi yaratır?
Gazeteciyim demek polisin iç huzurunu mu bozar?
Gazeteciyim demek güvenlik duygusunu mu bozar?
Gazeteciyim demek tehdit demek midir?
Sorulara devam etmek gerek. Çünkü hukuk ve adalet bu soruların mantıklı, objektif yanıtı ile ortaya çıkacaktır.
Ağız alışkanlığı olan “ ya’lı konuşmak “ bir polise karşı olursa suç mudur?
“ya, yav, yahu” gibi kelimeler kullanmak suç mudur?
“Ya” dedi diye bir gazeteciye görevi yaptırmamaktan ceza verilir mi?
Cemil Dirim’in düşünce açıklaması aşamasında kalan kelimeleri nedeniyle cezalandırılması iç hukukumuza, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırıdır.
Biz hakkımızı hukukumuzu iç hukukta aramak istiyoruz. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız.
Türkiye’nin bir gazeteciye sözlerinden dolayı ceza veren görünümde olmasını kabul etmiyoruz.
Müvekkilime ceza verilmesi için dosyada hiçbir tereddüde meydan vermeyecek, her tür şüpheden uzak, kesin ve net delillere dayanan vicdani kanaat olması gerekirken, soyut, ispatlanmamış, beş lehe tanığa karşı hatta şikayetçinin bile demediği bir tanığın gerçeğe aykırı sözüne dayanarak ceza verilmesi hukuka aykırıdır.”