23 Kas 2013 16:53
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:46
Gazetecilik, en zor dönemlerinden birini yaşıyor!
Yerel Gazetecilik Semineri'nde söz alan gazeteciler, sektörün durumunu değerlendirdi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad
Adenauer Stiftung’un (KAS) ortaklaşa düzenlediği 67’nci Yerel
Gazetecilikte Meslek İçi Eğitim Semineri; Manisa, Bilecik,
Balıkesir, Çanakkale, Kütahya, Bursa ile çevre il ve ilçelerden
gelen 150’e yakın gazetecinin katılımıyla Bandırma’da
gerçekleştirildi. Eken Prestige Hotel’de yapılan seminerin
sunuculuğunu Mehmet Mahmudoğlu yaptı. Seminere; TGC Başkanı Turgay
Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Sekreter
Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı,
TGC Yönetim Kurulu Üyesi-CNN Türk muhabiri Göksel Göksu, TGC
Yönetim Kurulu Üyesi ve karikatürist Kamil Masaracı, TGC Hukuk
Danışmanı Gökhan Küçük, TGC Balıkesir Temsilcisi Önder Balıkçı,
Bandırma Kaymakamı Ali Mantı, Bandırma Belediye Başkanı Sedat
Pekel’in de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli
katıldı.
BAŞKAN OLCAYTO: 64 GAZETECİ CEZAEVİNDE
Seminer, Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşları, basın
emekçileri ve öldürülen gazeteciler için bir dakikalık saygı
duruşuyla başladı. Açılış konuşmasında TGC Başkanı Turgay Olcayto,
gazetecilerin yaşadığı zorluklardan söz ederek şu değerlendirmeyi
yaptı: “Gazetecilik, Türkiye basın tarihi açısından en zor
dönemlerinden birini yaşıyor. Terörle Mücadele Yasası, Ceza
Muhakemeleri Usul Yasası, Terörle Mücadele Yasası’ndan dolayı 64
arkadaşımız cezaevinde. Cezaevindeki arkadaşlarımızın büyük
bir kısmı gazeteci, çok küçük bir kısmı ise dağıtıcı. Bu yasalarda
iyileştirme yapılması için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak
uğraş veriyoruz. Adalet Bakanlığı nezdinde yazıyoruz, çiziyoruz. Ne
yazık ki; çıkan paketlerde iyileştirme diye birçok yok. Yazıyla,
çiziyle uğraşan meslektaşlarımız maalesef parmaklıklar arkasında.”
Medyadaki sermaye siyaset ilişkisinden bahseden Başkan
Olcayto, şöyle devam etti: “Medya-siyaset-sermaye ilişkilerinin
yoğunlaşması nedeniyle pek çok arkadaşımız işsiz. Yaygın basında
işsizlik son derece fazla. En son örneği, TV8’de görüldü. Habere
ihtiyaç yok gerekçesiyle, televizyon el değiştirdiği anda içi
boşaltıldı. Deneyimli meslektaşlarımızın hemen hepsi işsiz. TMSF,
Akşam Gazetesi’ne el koymuştu. TMSF mali suçlarla ilgilenmesi
gerekirken gazetecilik yapmaya kalkıyor. Gazetecileri işten
çıkarıyor. Çok zor günlerden geçiyoruz ama umudumuzu hiçbir zaman
kaybetmiyoruz. Yerel basının da çok sorunları var biliyorum.
Gazetelerin birleşmesiyle yerel basında da arkadaşlarımız işsiz
kalıyor. Bütün bu olumsuzlukları aşacağız. Buna kesinlikle
inanıyorum.”
BANDIRMA BELEDİYE BAŞKANI PEKEL: GAZETECİLER ÖZGÜRCE
YAZAMIYOR
Bandırma Belediye Başkanı Sedat Pekel, başta Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti Başkan Turgay Olcayto olmak üzere semineri
düzenleyen TGC ve KAS’a teşekkür ederek sözlerine başladı.
Gazetecilik mesleğin çok zor ve özveriyle yapılan bir meslek
olduğunu dile getiren Pekel, şöyle konuştu: “Gazeteciler,
toplumların doğruya ulaşmasında, sağlıklı bir şekilde
bilgilenmesinde de son derece önemli bir aktör. Gazetecilik
sevgiyle yapılan bir iş ve kişinin bedenine girdikten sonra bir
türlü çıkmıyor. Gazetecilerin, ne kadar ekonomik olarak az
kazançları az olsa, çeşitli sorunlarla karşılaşsalar da bir bilgiyi
kamuoyuyla paylaşınca bütün sıkıntılarını unutuyorlar. O
nedenle gazetecilerin önünde saygıyla eğiliyoruz” diye konuştu.
Basının önündeki engellerden rahatsızlığını dile getiren Pekel,
“Türkiye’deki basın özgürlüğü ile ilgili ‘utanç belgesi’ olarak
ortaya konan belgelerden sizler kadar biz de rahatsızız.
Gazeteciler özgürce yazamıyor. Otosansür nedeniyle kendilerini
sansürlüyorlar” dedi.
ALİ MANTI: GAZETECİLİK TARİHE NOT DÜŞEN BİR
MESLEK
Seminerin Bandırma’da düzenlenmesinden dolayı
memnuniyeti dile getiren Bandırma Kaymakamı Ali Mantı, “Millet
olarak yazılı kültüre önem vermeyen bir milletiz. Genelde bilgi
kırıntılarıyla hareket eden bir millet haline geldik. Oysa
gazetecilik anı anına tarihe not düşme işidir. Bugün olan bir
şeyi yüzyıl sonraki nesile aktarılmasında, tarihe not düşülmesinde
gazeteciler önemli bir görev üstleniyor. Bu nedenle de çok önemli
bir meslektir. İnsanlar bir iş yapar o iş yapıp bitirince biter ama
gazeteciliğin açtığı ufuk bitmez. Gazeteciler, zor şartlar altında
insanlara bilgi ulaştırmanın peşindeler” dedi.
NİYAZİ DALYANCI: MUTLAKA ARAŞTIRMA
YAPIN
Başkan Olcayto’nun açılış konuşmasının ardından konusunda
uzman gazeteci, akademisyen, hukukçular tarafından mesleki
konuların ele alındığı oturumlara geçildi. Seminerin birinci
oturumunu TGC Balıkesir Temsilcisi Önder Balıkçı yönetti. .
Bu oturumda TGC Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi
Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, haber yazım tekniği konusunda
gazetecilere bilgi verdi. “Haber nasıl vermeli?” konusunu aktaran
Dalyancı, muhabirin ilkelerini,”doğruluk, objektiflik kısalık,
açıklık, kaynak belirtmek” olarak sıraladı. Gazetelerden
örneklerle konuyu anlatan Dalyancı, şöyle sürdürdü: “5N1K’nın bütün
unsurlarını giriş paragrafında vermek zorunda değilsiniz. Haber
yazımının en önemli tarafı tercih yapmaktır. Hangi konuyu
önemli görüyorsak onu giriş cümlesine alıp, 5N1K’daki diğer
unsurları diğer paragraflara bırakabilirsiniz. Haber sözcüklere
boğulmamalı, haber okurda soru yaratmamalı. Kaynağın güvenirliliği
çok önemli. Konunun uzmanından bilgi alınmalı. Kaynaktan aldığımız
bir bilgiyi ikinci, üçüncü kaynaktan doğrulatmak gerekir.
Yüreğinizden, aklınızdan geçeni haberleştirmeyin.
Haberleştirdiğimiz konuyu muhakkak araştırmış, doğruluğundan emin
olmanız gerekir. Dürüst gazetecilik çok önemlidir. Muhabirleri
kendi yazdığından bile şüphe duymalı. Yazısını birkaç kez okumalı.
Eksik yanları varsa tamamlamalıdır. Çok uzun cümleler kurmaktan
kaçının.”
SİBEL GÜNEŞ: GAZETECİNİN YOL HARİTASI MESLEĞİN ETİK
İLKELERİDİR
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, “Türkiye’de gazeteciler
sansür, oto sansür, işsizlik, işten çıkartılma baskısı, haklarında
açılan davalar, cezaevi tehdidi altında mesleğini yapmaya
çalışıyor” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazetecilere
mesleklerini yerine getirirken Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin
önderliğinde hazırlanan Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk
Bildirgesi mutlaka dikkate alınmalı. Gazetecinin halka karşı
sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak
üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir. Bilgi ve haber ile
özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak
toplumsal bir nitelik taşır. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin
sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır. Gazeteci; başta barış,
demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel
değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur.
Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç
ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin
haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslar
arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bir
ulusun, bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve
inançlarını (veya inançsızlığını) doğrudan saldırı konusu yapamaz.
Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve
kışkırtan yayın yapamaz. İçinde bulunduğumuz dönemde gazetecinin
nefret dilinden uzak bir gazetecilik yapmasına çok ihtiyaç
duyuyoruz.”
KERİM EVREN: DİLİ DOĞRU KULLANMAK YURTTAŞLIK
GÖREVİDİR
TGC Bizim Gazete Yazarı Kerim Evren “Dil Yanlışları”
konularında birer konuşma yaptı. Evren, “Ana dilini doğru ve güzel
kullanmak, bir yurttaşlık görevidir. İnsanın sözcüklerle düşündüğü
bilimsel bir gerçek olduğuna göre, sözcük dağarcığımızın
zenginliği, düşünce dünyamızı da olumlu etkiler. Medya
mensupları olarak bizim Türkçemiz, pek çok meslek mensubu için
olduğundan daha önemlidir. Birincisi yanlış Türkçeyle hedef kitleye
meramımızı doğru anlatamayız. İkincisi bizim yaptığımız dil
yanlışları, prizmanın yansıttığı ışık gibi topluma dalga dalga
yayılır, doğru olarak benimsenir. Üçüncüsü ise doğru ve güzel
Türkçe bilen okur / izleyici / dinleyici gözünde gülünç / gayri
ciddi durumlara düşebiliriz.Bu nedenlerle dilimizi geliştirmek için
düzenli olarak okumalı, çalışmalarımız sırasında da elimizin
altında mutlaka sözlük ve yazım kılavuzu bulundurmalıyız” şeklinde
konuştu. Kitap okumanın önemini vurgulayan Evren, katılımcılara her
zaman yanlarında sözlük ve yazım kılavuzu bulundurmalarını
önerdi.
TGC-KAS 67. Yerel Gazetecilikte Meslek İçi Eğitim
Semineri, yoğun ilgiyle devam etti. Semineri ikinci oturumumda
başkanlığı Balıkesir Yeni Haber Gazetesi İmtiyaz Sahibi Esen
Balıbek üstlendi. Oturumun ilk konuşmacısı Çukurova Üniversitesi
İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu, “Medya
Okur Yazarlığı” başlıklı konuşmasında şunları söyledi: “1970’li
yıllarda, medyanın eğitimin bir parçası olarak kullanıldığını,
sınıfta gazete, dergi okunduğunu, televizyon yayınlarının okulda
topluca izlendiğini, okul radyosu, okul gazetesi gibi uygulamaların
ilk-orta öğretimde yer aldığını görüyoruz. 1980’li yılların
sonlarında medyada varlığını gösteren globalleşme ile birlikte bu
kez, yurttaşların medyanın etkisine karşı korunması gündeme geldi;
uluslararası kurum ve kuruluşların çeşitli projelerinde “medya
okuryazarlığı” eğitiminin önemi tartışılmaya başlandı. Bilgi edinme
ve edinilen bilgiyi kullanma hakkının, temel yurttaşlık hakkı
olduğunu kabul ettiğimize göre; kitle iletişim araçları, bu hakkın
gerçekleştirilmesi için vazgeçilmez kaynaklar olarak karşımıza
çıkmaktadır. Yazılı ve görsel tüm kaynakların oluşturduğu
iletilerle donatılmış bir dünyada etkin bir yurttaş olarak yaşamak
için yeni iletişim becerilerine gerek var. Medya okuryazarlığını
tartışırken unutulmaması gereken, bir etkinlik halinin olduğudur;
yani önemli olan sadece beceri sahibi olmak değil, bu becerilerin
hayata geçirilebilmesidir. Bu kavramdaki "okuryazarlık" vurgusu,
medyaya erişimin, değerlendirme ve eleştiri yapabilecek donanıma
sahip olmak, iletileri yalnızca alma becerisiyle yetinmeyerek, yeni
iletileri oluşturabilmek ve dile getirebilmek gibi etkin katılımı
da içerir.”
GAZETECİ ŞİDDETTEN YANA TARAF OLMAMALI
TGC Yönetim Kurulu Üyesi-CNNTÜRK muhabiri Göksel Göksu isek
kadın ve medya konulu konuşmasına Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin
Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu Kadın ve Cinsel Yönelik kitapçığından
bahsederek başladı. Göksu, “Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu, 2005
yılında British Council’ın BBC World Service Trust (WST) işbirliği
ile medyanın toplumsal katılımdaki rolünü desteklemek amacıyla
başlattığı ve 2006 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ulusal
ortak olarak yer aldığı Medya ve Toplumsal Katılım projesi
kapsamında hazırlanmıştır” dedi. Göksu, kitapçığın medya
kuruluşları ve medya çalışanları, cinsiyet ve cinsel yönelim
farklılığına dayalı ayrımcılıkla mücadele etmeyi hedef olarak
belirlediğini belirtti. Göksu, medyadaki kadınla ilgili istatistiki
bilgileri paylaştı: “1960 yılında kadınlar yüzde 44 oranında cinsel
obje olarak temsil ediliyor. 2009 Kadınlar % 83 oranında cinsel
obje olarak temsil ediliyor. Son 7 yılda kadın cinayetlerindeki
artışta yüzde 1400 artış olduğu görülüyor. Cinayetlerin nedenleri
arasında “kıskançlık, etek boyu kısa, camdan baktı, tırnağını
uzattı, telefonu geç açtı, tuzluğu uzatmadı, eve geç geldi, boşanma
talebi” sayılabiliyor” dedi. Bu noktada medya çalışanlarının haberi
nasıl verdiği, kullandığı dilin çok önemli olduğunun altını çizen
Göksu, “Yapılan haberlerde de cinsiyet ayrımı yapıyoruz. Şiddetten
yana taraf olmamalıyız. Seçtiğimiz kelimelere dikkat etmeliyiz.
Gazeteciyiz ama her şeyden önce insanız” dedi.
HABERİN HUKUKA UYGUNLUĞU NASIL
SAĞLANIR?
TGC Hukuk Danışmanı Avukat Gökhan Küçük ise konuşmasında haber
yapmanın hukuksal kurallarını anlattı. “Bir haber yaptığında
gazetecinin hukuki, cezai ve idari sorumluluğu var. Basın Kanunu,
Medeni Kanun Borçlar Kanunu ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
haberin alanını etkiliyor. Cezai sorumluluk ise TCK, TMK, CMK,
Basın Kanunu aracılığıyla habere yansıyor. Gazeteciler, yaptıkları
haberlerle ilgili kanunların “hakaret, haberleşmenin ihlali,
konuşmaların kayda alınması, suç işlemeye tahrik, suç ve suçluyu
övme, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek, kimliğin açıklanması,
basılmış eserleri bozma, düzeltme veya cevabın yayınlanmaması” gibi
maddelerle yargılanıyor. Haberi hukuksal olarak da sorun yaşamadan
yapmak isteyen gazeteciler bu nedenle TGC’nin Türkiye Gazetecileri
Hak ve Sorumluluk Bildirgesi iyi okumak, anlamak ve uygulamak
zorunda.”