GAZETECİLİĞİN GÜCÜ GÖKYÜZÜNE ÇIKINCA! HÜRRİYET YAZARI MURAT ÖZTÜRK'Ü ANLATTI!
Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin bugünkü yazısında Murat Öztürk'ü ve beraber yaşadığı anılarını yazdı.
Ergin, Öztürk'ün fotoğraflarının neler anlattığını ve nasıl ortaya çıktıklarını anlattı.
İşte Sedat Ergin'in bugünkü yazısının ilgili bölümü:
....Özellikle tarih, çevre ve doğayı gözettiğinizde gökyüzünden saptadığınız gerçeklik daha sağlam, daha güvenilirdir. Kuşbakışı görmek, gerçeği saklamak amacıyla cepheden başvurulan bütün göz kamaştırıcı, yanıltmaya dönük taktikleri de boşa çıkarır.
İşte Murat Öztürk’ün gökyüzünden yaptığı buydu. Tek motorlu küçük bir uçakla güçlü mercekleri olan bir fotoğraf makinesi ve gazetecilik heyecanının buluşmasının ne kadar muhteşem bir bileşim olacağının kanıtıydı onun çabası. Uçağın tekerleklerinin pistten kesilmesiyle birlikte gerçeğe doğru yolculuğu başlardı.
Peşine düştüğü gerçek, bazen o gün meydana elen büyük bir doğa felaketi olurdu. Pek çok deprem ve sel felaketinin yol açtığı tahribatın büyüklüğü onun fotoğraflarıyla topluma çok daha çarpıcı bir şekilde yansırdı. Algımıza yeni bir boyut katardı.
Ama galiba onu en çok heyecanlandıran, bu tür hadiseleri fotoğraflamaktan çok doğa, çevre ve tarihi eserlerin maruz kaldığı felaketleri ortaya çıkarmaktı. Gökyüzüne süzülmesiyle birlikte, gözleri, aşağıda insanların yaşadıkları büyük kara parçasına zarar veren hoyratlıklarını, katliamlarını yakalamaya odaklanırdı.
Milliyet gazetesine 2005 yılında genel yayın yönetmeni olarak ayak bastığımda beni bekleyen en değerli imkânlardan biri onunla çalışacak olmamdı. Türkiye coğrafyasının her noktasının üzerine bir şahin gibi çökecek bir uçan muhabire sahip olmak bir gazete yöneticisi için ancak bir lütuf olabilirdi.
Ve kendisiyle çok yakın bir şekilde çalışan İstanbul Haber Müdürü Tunca Bengin’in de katılımıyla çok güzel projelere imza attık. Bu projelerden biri, Türkiye’nin Ege sahil şeridinin kuzeyden güneye doğru her koyu dahil ederek bütünlük içinde fotoğraflarının çekilerek arşivlenmesiydi. Bu şekilde sahil şeridindeki bütün inşaat faaliyetlerini kayda almış olduk.
Daha sonra karadan da bir ekip göndererek havadan tespit edilen sorunlu görüntülerin yerden kontrolünü yaparak inşaat faaliyetlerindeki aşırılıkları, ölçüsüzlükleri belgelemeye çalıştık. Özellikle orman içine gizlice yapılan, dışarıdan fark edilmeyen inşaatları da bu şekilde yakalayabiliyorduk.
Planımız, bu egzersizi her yıl tekrarlayarak karşılaştırmalı bir şekilde sahildeki yapılaşmayı denetlemekti. Nitekim 2006’da da aynı turu yaptı. Ancak 2007’de cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine patlak veren büyük siyasi kriz, ardından yapılan genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçiminin yol açtığı çalkantı içinde projenin devamını getiremedik. 2008 ve 2009 başka çalkantılarla geçti. Ben de 2009 sonuna doğru bu görevden ayrıldım.
SEDAT ERGİN'İN BUGÜNKÜ YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...