GAZETECİLERİ KORUMA KOMİTESİ ÖZÜR DİLEDİ; İLK RAPORDA HATA YAPTIK!
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) Türkiye ulusal komitesi tarafından düzenlenen yemekte Türk gazetecilerden özür diledi.
Gazetecileri Koruma Komitesi'nin Türkiye'deki tutuklu gazetecilere
ilişkin raporu AKP iktidarından çok sert eleştiriler almıştı. 2012
yılı için hazırlanan rapora göre Türkiye'de 76 gazeteci cezaevinde
bulunmakta ve bunların 63'ü doğrudan gazetecilik faaliyetleri
nedeniyle hapis yatmaktaydı.
Hükümet, CPJ'ye 2011 yılında Türkiye'de 8 gazetecinin cezaevinde
olduğuna ilişkin hazırlanan raporu hatırlarak, yeni rapora tepki
göstermişlerdi.
Komite, bu eleştireler sonrasında geçen yıl 8 gazetecinin
cezaevinde olduğunu öne süren rapor için Türkiye'deki
gazetecilerden özür diledi.
Konuyla ilgili Hürriyet gazetesinden Emre Kızılkaya'nın haberi
şöyle:
"New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Viyana
merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Türkiye ulusal
komitesi tarafından düzenlenen yemekte Türk gazetecilerden özür
diledi. İstanbul'da düzenlenen yemeğe katılan CPJ Yönetim Kurulu
Üyesi Kati Marton, 8 Aralık 2011'de hazırlanan rapor için "Türk
gazetecilerden özür dileriz" dedi.
CPJ, 8 Aralık 2011 tarihli raporunda Türkiye’de mesleki
faaliyetinden ötürü hapiste bulunan gazeteci sayısını 8 olarak
vermiş, ulusal ve uluslararası birçok basın meslek kuruluşu bu
sayının aslında 60’dan fazla olduğunu belirtip tepki göstermişti.
Önceki akşam İstanbul’da düzenlenen yemeğe katılan CPJ Yönetim
Kurulu Üyesi Kati Marton şunları söyledi:
“Türk gazetecilerden özür dileriz. Bir gazetecinin hapsedilmesi,
onun ailesinin de cezalandırılması anlamına gelir. Bu haksızlığa
uğrayan Türkiye’deki gazetecileri şahsen anlıyorum. Çünkü ben de 6
yaşındayken, ülkem Macaristan’da gizli polisin annemi ve babamı
‘casus’ diye tutuklamasına şahit olmuştum. Onlar da sadece
gazetecilik yapıyorlardı.”
HÜKÜMET SORUNUN FARKINDA
“Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in bizimle görüşmeye 1.5 saat
ayırması, hükümetin de konuyu önemsediğini gösteriyor. Türkiye’deki
durumu ABD Dışişleri’ndeki, hatta Beyaz Saray’daki dostlarımıza da
anlatacağım.”
Yemeğe katılan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu
Eşbaşkanı Helene Flautre da “Ankara, AB sürecindeki duraklamayı
eleştirel sesleri baskı altına almak için, basın özgürlüğünü
kısıtlama bahanesi olarak kullandı. Duyduğumuz rahatsızlığı Türk
yetkililere ileteceğim” dedi.
Aceleye gelmiş
BELÇİKALI gazeteci ve CPJ’in Kıdemli Danışmanı Jean Paul Marthoz da
kuruluşun ilk raporunda “hata” yaptığını kabul etti. Marthoz,
Türkiye’deki CPJ araştırmacısının geçen yıl sonuna kadar ancak 8
vakayı doğrulayabildiğini, fakat kapsamlı rapor için bu yıl
gönderdikleri heyetin bu durumu düzelttiğini belirtti. Basın
Enstitüsü Derneği Başkanı Kadri Gürsel ise konuk ettiği
meslektaşlarına şunları söyledi: “Siyasi iktidara karşı eleştirel
bir duruş sergileyen gazetecilerin işlerini kaybettiği, otosansürün
endişe uyandırıcı ölçüde arttığı bir dönemde toplandık.
Türkiye’deki basın özgürlüğü sorunu konusunda demokratik dünyadan
daha fazla el uzanmasına ihtiyacımız var." IPI Yönetim Kurulu üyesi
gazeteci Ferai Tınç da “Tek bir tutuklu gazeteci bile çok fazla.
TCK, TMK ve ilgili yasalar acilen düzeltilmeli” dedi."