11 Mayıs 2012 17:04
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:38
GAZETECİLERDEN 'MESLEKTAŞLARIMIZI ÖZGÜR BIRAKIN' ÇAĞRISI!
Gazeteciler, Suriye'de bulunan Türkiyeli gazeteciler Adem Köse ve Hamit Coşkun'un serbest bırakılmasını istedi.
Medya Derneği’nin çağrıcılığıyla bir araya gelen gazeteciler, Suriye’de bulunan Türkiyeli gazeteciler Adem Köse ve Hamit Coşkun’un serbest bırakılması istendi.
Gazetecilerden 11 Mart’tan beri haber alınamıyordu. İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ekibi, 8 Mayıs’ta gazetecilerin Şam’da bulundukları iddia edilen yerden sağlıklı olduklarını gösteren görüntülerini çekti.
İki gün önce de İran’ın Ankara Büyükelçiliği’nden gelen açıklamada, gazetecileri elinde tutan ekibin razı edildiği ve gazetecilerin serbest bırakılacakları belirtildi.
Medya Derneği Binası’nda yapılan basın toplantısına gazeteciler Markar Esayan, Abdurrahman Dilipak, Sevilay Yükselir, Doğan Ertan, Nevzat Çiçek, Abdülhamit Bilici katıldı.
"Amaçları kamuoyunu bilgilendirmekti"
Basın açıklamasını okuyan Çiçek, Şam yönetiminin, gazetecileri kısıtlama ve engelleme yoluna gittiğini hatırlattı.
"14 aydır uluslararası medyanın Suriye’de çalışmasına izin verilmiyor. Bu süreçte dokuz meslektaşımız öldürüldü; altısı Suriyeli, üçü ise yabancıydı. NewYork merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre, 13 gazeteci ve basın özgürlüğü aktivisti de Suriye’de tutuklu."
Çiçek, Özköse ve Çoşkun’un amaçlarının, yaşananları yerinde görmek ve kamuoyunu bilgilendirmek olduğunu söyledi.
"Özköse, Afganistan’ın güneyinde Taliban ile uluslararası güçlerin savaşını takip etmiş, 2006’da Lübnan’da İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşı fotoğraflarmış, Tayland’da, Irak’ta, Filipinler’de ve dünyanın daha birçok noktasında savaşın acılarına tanıklık etmiş bir isim.
"Coşkun ise son yıllarda foto muhabirliği yaparak ülkemizin genç ve umut vadeden gazetecileri arasına gireceğini gösterdi."
Çiçek, Şam yönetimine seslenerek gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmasını ve dünya halklarının gerçekleri öğrenmesi için özgür basına çalışma izni verilmesini talep etti.
"Savaş muhabirleri için tedbir alınmalı"
Açıklamanın ardından söz alan Esayan, gazetecilerin durumunun Suriye ve Türkiye arasındaki siyasi durumdan bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bilici, İran, Rusya ve Çin gibi Suriye ile ilişkileri iyi olan ülkelerin insani sorumluluk adına devreye girmesi gerektiğini belirtti.
Yükselir, İran’ın iki gün içinde gazetecileri serbest bırakacağı sözünü hatırlatarak, bunun gerçekleşmemesi halinde daha güçlü bir şekilde tepki gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Savaş muhabirliği yaptığını söyleyen Dilipak, gazetecilerin çok zor koşullarda mesleklerini yapmaya çalıştıklarına dikkat çekerek bu konuda güvenliği sağlayacak tedbirler alınması gerektiğini belirtti.
Toplantıda gazeteciler, Suriye’deki gazetecilerin serbest bırakılması için bir pazarlığın söz konusu olup olmadığını sordu. Dernek genel Sekreteri Deniz Ergürel, bu soruların yanıtını ancak İHH yetkililerinin verebileceğini söyledi.
Ergürel, şu an için kesin olanın gazetecilerin Şam’da Esad yönetimine yakın milisler tarafından sınır ihlali nedenyle tutulduğunu, mahkemeye çıkıp çıkmayacaklarının bilinmediğini söyledi.
Gazetecilerden 11 Mart’tan beri haber alınamıyordu. İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ekibi, 8 Mayıs’ta gazetecilerin Şam’da bulundukları iddia edilen yerden sağlıklı olduklarını gösteren görüntülerini çekti.
İki gün önce de İran’ın Ankara Büyükelçiliği’nden gelen açıklamada, gazetecileri elinde tutan ekibin razı edildiği ve gazetecilerin serbest bırakılacakları belirtildi.
Medya Derneği Binası’nda yapılan basın toplantısına gazeteciler Markar Esayan, Abdurrahman Dilipak, Sevilay Yükselir, Doğan Ertan, Nevzat Çiçek, Abdülhamit Bilici katıldı.
"Amaçları kamuoyunu bilgilendirmekti"
Basın açıklamasını okuyan Çiçek, Şam yönetiminin, gazetecileri kısıtlama ve engelleme yoluna gittiğini hatırlattı.
"14 aydır uluslararası medyanın Suriye’de çalışmasına izin verilmiyor. Bu süreçte dokuz meslektaşımız öldürüldü; altısı Suriyeli, üçü ise yabancıydı. NewYork merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre, 13 gazeteci ve basın özgürlüğü aktivisti de Suriye’de tutuklu."
Çiçek, Özköse ve Çoşkun’un amaçlarının, yaşananları yerinde görmek ve kamuoyunu bilgilendirmek olduğunu söyledi.
"Özköse, Afganistan’ın güneyinde Taliban ile uluslararası güçlerin savaşını takip etmiş, 2006’da Lübnan’da İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşı fotoğraflarmış, Tayland’da, Irak’ta, Filipinler’de ve dünyanın daha birçok noktasında savaşın acılarına tanıklık etmiş bir isim.
"Coşkun ise son yıllarda foto muhabirliği yaparak ülkemizin genç ve umut vadeden gazetecileri arasına gireceğini gösterdi."
Çiçek, Şam yönetimine seslenerek gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmasını ve dünya halklarının gerçekleri öğrenmesi için özgür basına çalışma izni verilmesini talep etti.
"Savaş muhabirleri için tedbir alınmalı"
Açıklamanın ardından söz alan Esayan, gazetecilerin durumunun Suriye ve Türkiye arasındaki siyasi durumdan bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bilici, İran, Rusya ve Çin gibi Suriye ile ilişkileri iyi olan ülkelerin insani sorumluluk adına devreye girmesi gerektiğini belirtti.
Yükselir, İran’ın iki gün içinde gazetecileri serbest bırakacağı sözünü hatırlatarak, bunun gerçekleşmemesi halinde daha güçlü bir şekilde tepki gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Savaş muhabirliği yaptığını söyleyen Dilipak, gazetecilerin çok zor koşullarda mesleklerini yapmaya çalıştıklarına dikkat çekerek bu konuda güvenliği sağlayacak tedbirler alınması gerektiğini belirtti.
Toplantıda gazeteciler, Suriye’deki gazetecilerin serbest bırakılması için bir pazarlığın söz konusu olup olmadığını sordu. Dernek genel Sekreteri Deniz Ergürel, bu soruların yanıtını ancak İHH yetkililerinin verebileceğini söyledi.
Ergürel, şu an için kesin olanın gazetecilerin Şam’da Esad yönetimine yakın milisler tarafından sınır ihlali nedenyle tutulduğunu, mahkemeye çıkıp çıkmayacaklarının bilinmediğini söyledi.