11 Tem 2011 21:59 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:33

'GAZETECİLER YIPRANMIYOR' DİYEN BAKANA TEPKİ: 'YIPRANIYORUZ!'

Çelik'in gazetecilerin "yıpranmadığını" söylemesine ÇGD'den ve TGS'den "Gazetecilerin çalışma koşullarının ne kadar ağır olduğu açık" diyerek tepki gösterdi.

Çalışma Bakanı Çelik'in gazetecilerin "yıpranmadığını" söylemesine ÇGD'den Abakay ve TGS'den Doğan "Gazetecilerin çalışma koşullarının ne kadar ağır olduğu açık" diyerek tepki gösterdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in, gazetecilerin yıpranma payının kaldırılmasıyla ilgili söylediği "Yıpranmadan yıpranma payı olur mu?" sözü, meslek örgütlerinden tepki çekti. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, "kazanılmış hakkın gasp edildiğini" söylerken, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Muhittin Doğan, gazeteciliğin ne kadar yıpratıcı bir meslek olduğunu herkesin bildiğini ifade etti.

"Yıpranın ki, hak edin"
Gazetecilerin yıpranma payı hakkı, 1 Ekim 2008'de "Sosyal Güvenlik Reformu"yla kaldırılmıştı. 61. hükümette yeniden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevine getirilen Çelik, yaptığı ilk açıklamada, o dönemki düzenlemede riskli işlerle ilgili bir tasnif yapıldığını, o tasnif çerçevesinde gazetecilerin birinci derece risk oluşturmayan meslek olduğunu söyledi. Gazetecilerin koşullarını maden işçileriyle kıyaslayan Çelik, "Yıpranmadan yıpranma payı olur mu? Yıpranacaksınız ki, yıpranma payını hak edesiniz" diye konuştu.

"Kazanılmış hak geri alındı"
ÇGD'den Abakay, Çelik'in açıklamasını "gayriciddî bulduğunu" belirtti. Abakay, Bakan Çelik'in maden işçilerini öne çıkardığını ifade etti ve "İki çalışan kesimi birbirine düşürmek ucuz bir politika" dedi. Abakay, şu açıklamayı yaptı:

"Gazetecilerin kazanılmış hakkı geri alındı. Bu meslekte zaten fazla mesai diye bir kavram yok, son düzenleme büyük bir haksızlık yarattı. Gazetecilerin iş güvencesi yok, meslekte büyük bir ücret adaletsizliği var. Medyada taşeronlaşma yerleşti, gazeteciler çok ağır şartlarda çalışıyorlar."

TGS'den Doğan da Çelik'in sözleri üzerine yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti: "Gazetecilerin çok ağır şartlar altında çalıştığı inkar edilemez. Sıcak bir olay yaşandığında, örneğin; yangın sel gibi felaketler, uçak kazası gibi bir olayda, olay yerine ilk gidenler arasında güvenlik görevlileri, sağlık görevlileri ve gazeteciler olur. Gazeteciliğin ne kadar zor ve yıpratıcı bir meslek olduğunu herkes biliyor. Yıpranma hakkının kaldırılması tamamen patron baskısının iktidar üzerindeki yansımasıydı. Bu hakkın tekrar elde edilmesi için mücadelemiz sürecek."

Yıpranma payı nedir?

Çalışanların sigorta primleri yüzde 20'den ödenirken, 212 Sayılı Basın Kanunu'na tabi çalışan gazeteciler ile matbaa işçilerinin sigorta primleri, 2098 Sayılı Kanun'a göre yüzde 22'den ödeniyordu. Bu yüzde ikilik fark, basın çalışanlarına yılda 90 gün ilave hizmet süresi eklenmesini sağlıyordu. Bu sayede, 20 yıl çalışan gazeteciler, 25 yıllık süreyi tamamlamış sayılarak emekli olabiliyordu. "Yıpranma payı" olarak adlandırılan uygulama, 1 Ekim 2008'deki yasal düzenlemeyle kaldırıldı. Gazeteciler, bu hak kaybı karşısında "Yıpranıyoruz" şeklinde bir kampanya düzenlenmişti.

1952 tarihli Basın İş Kanunu'na göre gazeteciler, yılda 939 saat fazla çalıştırılabiliyor. İş Kanunu'na göre ise kişiye yılda en çok 270 saat fazla çalışma yaptırılabiliyor. İş Kanunu'nda 45 saat olarak belirlenen haftalık çalışma süresi de gazeteciler için 48 saat.

Ayça Söylemez/Bianet