05 Şub 2021 13:57 Son Güncelleme: 05 Şub 2021 17:07

Gazeteciler Yıldız ve Dükel’in davasında mütalaa: 41 yıla kadar hapis istemi

Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ve Tele 1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel’e “Devletin güvenliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklama" gerekçesiyle açılan davada savcılık mütalaasını verdi.

Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ve TELE1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel’in haber kaynağı asker Erdal Baran ile yaptığı telefon görüşmeleri nedeniyle yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Ankara 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Canan Coşkun'un diken.com.tr'de yer alan haberine göre; Duruşmanın sonunda savcı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada Yıldız, Dükel ve Baran’ın ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme’ ve ‘devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama’ suçlamalarından cezalandırılmaları istendi.

Duruşmaya tutuksuz yargılanan gazeteciler Yıldız ve Dükel ile tutuklu yargılanan asker Erdal Baran katıldı. Duruşma için adliyeye gidenler arasında medya ombudsmanı Faruk Bildirici ve CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de vardı. Yıldız’ın avukatı Erdoğan Tokatlı, duruşma başlarken mahkeme heyetine Bildirici’nin davayla ilgili bir uzman mütalaası hazırladığını, bunun için adliyede olduğunu söyledi.

Emniyet ihbarcıyı bulamadı
Avukat Tokatlı’dan sonra mahkeme başkanı, Ankara Şehir Hastanesi’nin sanık Erdal Baran’la ilgili ‘cezai ehliyeti vardır’ raporunun dosyaya girdiğini duyurdu. Başkan, davaya konu ihbar dilekçesiyle ilgili de Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün ihbarcının kimliğini tespit edemediğine ilişkin yazısının da mahkeme dosyasına girdiğini söyledi. Mahkeme başkanının duyurusundan sonra Müyesser Yıldız’a söz hakkı verildi.

‘Materyallerim Genelkurmay’a gönderildi’
Yıldız, bir yıldan fazla zamandır bu davayla uğraştıklarını belirterek “Birilerinin intikam davası, hukuki bir dava değil bu. İhbarcı bulunamazdı, çünkü yoktu. O zaman kim itibar etti bu iddiayı” diye sordu.

Yıldız şöyle devam etti: “Yaptığımız işin casusluk olmadığını, gazetecilik faaliyeti olduğunu ispatlamamıza rağmen belli ki bir ceza verilecek. Daha gözaltındayken ve sonra cezaevinde birilerinin 15 Temmuz ile ilgili kitap çalışması içinde olup olmadığımı öğrenmek istediklerini söylemiştim. Benden alınan materyallerim davalı olduğum Genelkurmay’a gönderildi. Kitabı yazamayacağımı düşünen varsa hiç umutlanmasınlar, mutlaka yazılacaktır.”

Yıldız’ın avukatı Naci Uğur da suçlamaya dayanak yapılan telefon tapeleriyle ilgili bir sunum yaptı. Avukat Uğur, sunumda tapelerin gizli olmadığına, tapelere konu konuşmalarla ilgili bazı askeri yazışmaların asker Erdal Baran’ın olduğu tugaya gönderilmediğine, bazı konularla ilgili Milli Savunma Bakanlığı’nda herhangi bir yazışma dahi olmadığına dikkat çekti.

Yıldız’ın diğer avukatları Erdoğan Tokatlı ve Mustafa Güler de beyanda bulundu. Avukat Güler, geçmişte istihbaratçı olarak çalıştığını belirterek “Bu davaya konu tapelerin çoğu istihbaratçı için bile sır değil” dedi.

Yıldız’ın avukatlarından sonra söz hakkı tutuklu sanık Baran’a verildi. Baran, suç işlemediğini defalarca ifade ettiğini söyleyerek kendisiyle ilgili raporla ilgili konuştu. Baran, ruh halinin ‘intihar ve mutluluk arasında gidip geldiğini’ belirtti.

‘Vicdan ve hukuktan uzaklaşılıyor’
Peşinden gazeteci İsmail Dükel konuştu. Dükel, ihbarcının neden bulunamadığını merak ettiğini söyleyerek, “Vicdan ve hukukun evrensel normlarının bu davanın temeli olması gerekirken buradan uzaklaşıldığını görüyorum. Dilerdim ki savcılık makamı farklı bir şey yapsaydı. Bizim yargılanmamız istenmiş, gelip gideriz” dedi.

Dükel’in avukatı Semih Ecer de “Bu ihbar geçersiz ise hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmelidir. Başta yapılan bir kural hatası yargılamayı bozmaktadır. Bu nedenle burada olmamız da hukuka aykırıdır. Derhal beraat kararı verilmelidir” dedi.

Faruk Bildirici bilirkişilik yaptı
Beyanların tamamlanmasından sonra davaya ilişkin uzman mütalaası hazırlayan medya ombudsmanı Faruk Bildirici salona çağrıldı. Bildirici şunları söyledi: “Bu davayı dört açıdan inceledim. Birincisi Erdal Baran ile görüşme, bilgilerin niteliği, bilgiyi nasıl kullandıkları ve açıklanan bilginin yarattığı etki açısından inceledim. Erdal Baran ile ikisinin de maddi bir bağı yok. Gazetecilik dışında bir ilişki yok. Bir dostluk bile yok. Gazeteci-haber kaynağı ilişkisi var. Bu ilişkinin korunması basın özgürlüğüyle ilgilidir.”

Bildirici, iddianamede Yıldız ve Dükel’in Baran’dan aldıkları bilgiyi gazetecilik dışında kullanıldığına ilişkin bir iddianın olmadığına dikkat çekerek gazetecilik sınırının da aşılmadığını söyledi ve “Basın özgürlüğünün ve haber kaynaklarıyla ilişkilerinin yargılanmaması gerektiğini söylüyorum” dedi.

Bildirici’nin sözlerinin tamamlanmasından sonra mahkeme başkanı Bildirici’ye bu tür haberlerde teknik araştırma yapıp yapmayacağını sordu. Bildirici de “Bir dedektif gibi her şeyi araştırırız. Sonra kamu yararı varsa yazarız haberi. Habere noktayı koyduğumda bu haberin masum bir insana zarar verip vermediğine bakarım” dedi.

Bir sonraki duruşma 8 Mart’ta
Konuşmalar bittikten sonra savcı. esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada Dükel ve Yıldız’ın gazetecilik sınırlarını aşarak bu bilgileri kamuoyuna açıkladıkları savunuldu.

Savcı, Türk Ceza Kanunu’nun 327’nci ve 329’uncu maddelerinde düzenlenen suçlamaların zincirleme bir şekilde işlendiğini öne sürdü. Buna göre üç sanığın da 41 yıla kadar hapsi istendi.

Mahkeme heyeti, taraflara esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre verdi. Erdal Baran’ın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, gazeteciler hakkındaki adli kontrolün devamına hükmetti. Bir sonraki duruşma 8 Mart’ta saat 09:30’da yapılacak.