24 Eki 2006 17:12 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

GAZETECİLER NASIL BİR MEDYA İSTİYOR?

Radikal Gazetesi'nden Adnan Keskin, Efnan Atmaca, Milliyet Gazetesinden Hüseyin Özdemir, Gökçer Tahincioğlu, Vatan Gazetesinden Kemal Göktaş ve Cumhuriyet Gazetesinden Berivan Tapan bianet'in sorularını cevapladı.

Örgütlü, bağımsız, katılımcı ve ayrımcılık olmayan bir medya


Gazetecilerin "nasıl bir medya istiyorsunuz? sorusuna ortak yanıtlarından biri "örgütlü bir medya". Bir diğer cevapsa "en yalın anlatımıyla bağımsız bir medya" oldu.

Kimi gazeteciler örgütlü bir medyanın sistemin tamamen değiştirilmesi ile mümkün olduğunu savunurken, kimileriyse varolan sistem içinde örgütlülüğün desteklenmesiyle yeni bir medya anlayışının yaratılabileceğini düşünüyor.

Kadın gazetecilere göre medya en cinsiyetçi sektörlerin başında geliyor. Onlara göre medya eşitlikçi de olmalı.

Tekelleşme ise hem haberi okuyanın hem de haberi üretenin medyaya olan inancını kırıyor. Ay sonunu nasıl getireceğini düşünürken gündem oluşturmak gazeteci için imkansız hale geliyor.

Radikal Gazetesi'nden Adnan Keskin, Efnan Atmaca, Milliyet Gazetesinden Hüseyin Özdemir, Gökçer Tahincioğlu, Vatan Gazetesinden Kemal Göktaş ve Cumhuriyet Gazetesinden Berivan Tapan bianet'in sorularını cevapladı.

Keskin: Patronlar örgütlü biz örgütsüzüz

Radikal gazetesi muhabiri Keskin, gazetecilikte ihmal edilen konunun "demokratik örgütlenme" olduğunu söyledi.

Muhabirlerin üretime katılması gerektiğini vurgulayan Keskin, yazılan haberin gazetede ne şekilde yer aldığının da önemli bir sorun olduğunu dile getirdi.

Haberlerin değiştirilmesinde, muhabirin fikrinin alınmadığına, muhabirlerin haberlerine sahip çıkmakta güçlük yaşadığına işaret eden Keskin, bu sorunun muhabirlerin gazetenin üretim sürecine dahil olması ile önlenebileceğini savunuyor.

"Gazeteyi başkası yapar muhabir de buna katılmaz. Yayın yönetmeni, yazı işleri müdürü haberleri değiştirir ama bu noktada gazetecilerinde söz söyleme hakkı olmalı" diyen Keskin, muhabirin katkısının yalnız rutin haber toplantılarında değil, neyin haber olduğu neyin olmadığının belirlenmesi noktasında da olması gerektiğini de ifade etti.

Haber yapmanın bir "düşünce ve bilgi süreci" olduğunun altını çizen Keskin, bu yüzden gazetecinin yeterli donanıma sahip olmasının, denetlemesinin, hesap sormasının şart olduğunu vurguladı.

"Üretim sürecine katılabilen, bunu sorgulayan gazeteciler olmak zorundayız" diyen Keskin, böylece etik aşınmanın azalacağını söyledi. Gazete sahiplerinin haklarının sendikayla korunduğunu, buna karşın gazetecilerin örgütlülükten yoksun kaldığını sözlerine ekleyen Keskin, temel örgütlenme yönteminin sendika olduğunu söyledi.

Tahincioğlu: Örgütlülük cesaret değil zorunluluk olmalı

Milliyet Gazetesi muhabiri Tahincioğlu, gazetecilerin yaşadığı en önemli sorunun fırsat eşitliği olduğuna işaret ederek, muhabirlerin "yeteneklerine" göre meslekte yer edinmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'de eğitim sisteminin "büyük eşitsizliklerle dolu olduğunu, üniversitelerin akademi değil meslek edindirme liseleri gibi algılandığını" dile getiren Tahincioğlu, mesleğin "usta-çırak" ilişkisi içinde ilerlediğinin unutulmamasının, yolun başında adaletsizliği engelleyeceğini söyledi.

Tahincioğlu, arzu ettiği medyayı "örgütlülüğün tercih değil zorunluluk olarak görüldüğü bir yer" olarak tanımlayarak, "Her yıl binlerce sendikal eylem izleyen gazetecilerin, her alanda uluslararası standartları bu kadar önemseyen bir medya içerisinde hala örgütlülük için cesaretli bir tercih yapmak zorunda bırakılışları, ciddi bir çelişki" dedi.

Tahincioğlu, muhabirin, sadece aktaran değil, yaşayan,