GAZETECİLER MEMUR OLMAK İÇİN SIRAYA GİRDİ

Her tenkisat döneminde işten çıkarılma, her ay başında maaş alamama stresi yaşayan gazeteciler, yıllardır aradıkları çareyi devlet memuru olmakta buldu. Bundaki en önemli etken TRT, Anadolu Ajansı, Basın İlan Kurumu, Basın Enformasyon Müdürlüğü gibi devlet kurumlarını gazetecilerin artık güvenli liman olarak görmesi.

Yıllarca KPSS'ye girip memur olmak isteyenlerin haberlerini yapan, onların sıkıntılarını gündeme taşıyan gazeteciler, bu kez kendileri KPSS'ye giriyor, bu vesile ile de haber oluyor. Öyle ki kime selam verseniz KPSS'yle ilgili bir şey duyuyorsunuz. KPSS artık bir gazeteci için haber malzemesi olmaktan çıktı, ekmek kapısı oldu! Mesai saatlerinde haber peşinde koşan, akşamları KPSS'ye çalışıp memur olma hayali kuran gazeteciler arasında sadece gençler değil, yılların emektar isimleri de var. Hepsinin derdi aynı! Bir türlü düzeltilmeyen maaşlar, ödeme tarihleri, sosyal haklar, mesai saatleri... Hal bundan ibaretken devlete ait basın kurumlarının sağladığı imkânlar, eski birçok gazeteciyi ve iletişim fakültesinden yeni mezun olan öğrencileri cezbediyor.

Haftanın 7 günü, gece gündüz ve fazla mesai nedir bilmeden çalışan gazeteciler, 'memur gazeteci' olmaları halinde sabah 08.00, akşam 17.00 mesaisiyle tanışıyor. Üstelik cumartesi ve pazar günleri tatil. Belirtilen saat ve günlerin dışında çalıştıkları her dakika fazla mesai olarak maaşlarına yansıyor. Maaşlarsa başlangıçta 2 bin liranın üstünde.

MEMURUN İŞTEN ÇIKARILMASI ZOR

Gazetecilerin yıllardır en büyük stresi haline gelen işten çıkarmalar, devlet kurumlarında çok geçerli bir durum değil. Bir yıl boyunca denemeye tabi tutulan memurlar, sadece bu süre zarfında sorgusuz sualsiz işten çıkarılabiliyor. Bir yılın sonunda asaletleri tasdik edilip gerçek bir devlet memuru olunca hiçbir Allah'ın kulu onları işten çıkaramıyor. Velev ki bir şekilde işlerine son verildi, o zaman haklarını idari mahkemelerde arayabiliyorlar. Daha önce alınan karar emsal teşkil ettiğinden işlerinin başına dönmeleri çok sürmüyor.

BU İŞİN TEMELİNDE ÜRETMEK VAR

Yrd. Doç. Dr. Şükrü Sim (İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi): Hiçbir öğrencimin mezun olur olmaz devlet kurumlarında işe başlamasını onaylamıyorum. Tamam, günümüzde medya kuruluşları çalışanlarına iyi imkânlar sunamıyor. Ama şu da unutulmamalı. Kötü şartlar üretkenliği tetikler! Bu işin temelinde bir şeyler üretme fikri yatmıyor mu? Arkadaşlarım şartlarını zorlamalı ve elinden geldiğince üretmeli. Devlet kurumlarına yerleşenler, belli bir süre sonra sabah 8, akşam 5'e alışacak, kendilerini geliştirmek için herhangi bir çaba bile sarf etmeyeceklerdir.

K.A. (Doğan Grubu): Vatan'ın Milliyet binasına taşınacağını ve Referans'ın Radikal'le birleşeceğini biz aylar öncesinden biliyorduk. Bunu biliyor olmak demek, aynı zamanda bir sürü kişinin işten çıkarılacağını bilmek demek! Ne yalan söyleyeyim, ben de ilk kez gireceğim KPSS'ye. Bizden öyle isimler giriyor ki sınava, duysanız şaşıp kalırsınız.

S.E. (Ciner Grubu): İki gazetecinin yan yana geldiği ortamlardan uzak durmaya çalışıyorum artık. Sabahtan akşama kadar 'kim gidecek, kim kalacak' dedikodularına maruz kalmaktan bıktım usandım. Sinir hastası olmamak için çırpınıyorum. Ben bu yılki başvuruyu kaçırdım ama seneye mutlaka gireceğim. Yoksa bu böyle devam etmeyecek.

P.E. (Sabah Grubu): Ben sınava girmiyorum ama girecek o kadar çok arkadaşım var ki... Herkeste aynı sıkıntı... İnsanlar artık ne zaman kovulacağını düşünmekten çalışamaz hale gelmiş. KPSS'ye girip devlet memuru olabilmek için işinden istifa eden gazeteci arkadaşlarım bile var.

S.E. (İstanbul İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi): Hocalarımız bize en iyi gazetecilerin adliyeler ile emniyet müdürlüklerinde yetiştiğini söyledi. Okulun ajansı adına Vatan Emniyet'e gittim bir gün. Orada tanıştığım gazeteci ağabeylere, iyi bir gazetede iyi bir emniyet muhabiri olma hayalimi anlattım. Neredeyse beni döveceklerdi. Aklımı başıma alıp kapağı TRT'ye atmamı söylediler. Kafam karıştı, bilmiyorum ki ne yapsam!

Zaman