"Gazeteciler hapisteyken AB üyesi olmayı isteyemezsin!"
Yeni romanı ‘Kafamda Bir Tuhaflık’ın tanıtımı için Yunanistan’ın başkenti Atina’ya giden Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, ‘Proto Thema’ gazetesine konuştu.
Avrupa ile AB’nin kendisi için hürriyet, eşitlik ve kardeşlik
üçgeninden oluşan bir ideal olduğunu belirten Pamuk “Ama şimdi AB
insanları ayırıyor. Bir süre öncesine kadar herkesin ziyaretine
açık kıta olan Avrupa, istemediği insanların topraklarına girmemesi
için Türkiye’ye para veriyor. Avrupa artık kardeşlik idealini
temsil etmiyor” dedi.
BEĞENMEDİĞİNİ SUÇLUYOR
Pamuk, aynı konuda Türkiye için de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Mülteciler için ekonomik yardımı kabul etti ama AB’yi iç siyasi
tüketim aracı olarak görüyor. Azınlıklarına saygı göstermezken ve
gazeteciler hapiste iken AB üyesi olmayı isteyemezsin. Türkiye’de
çok insan görüşlerinden dolayı hapsediliyor. Rejim, hapsetmediği
zaman da büyük gazetelerin sahiplerine ağır vergiler koyuyor ya da
beğenmediği kişiler aleyhinde kendisine yakın medya araçlarını
kullanarak suçlamalarda bulunuyor.”
EMILE ZOLA DEĞİLİM
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın dövülmesi ve Cumhuriyet Yayın
Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün
hapsedilmesi örneklerine değinen Pamuk, bugünün Türkiye’si
hakkındaki soruyu da şöyle yanıtladı: “Geçmişin nostaljisini
çekmiyorum. Eskilere dönmemizi de istemiyorum ama eski
mütevaziliğin eksikliğini duyuyorum.” Pamuk “Türkiye’deki bir orta
halli vatandaşı ne denli temsil ediyorsunuz?” sorusuna ise şu
cevabı verdi: “Kimsenin temsilcisi değilim. Nobel Ödülü belki beni
daha ünlü biri yaptı ama aynı zamanda sanki Türkiye’nin resmi
temsilcisi konumuna getirdi. Bu da edebiyatın hedefine tamamen
karşı bir şey. Ben Emile Zola değilim”.