Gazeteciler 'hak'larını istiyor: Beraber yıprandık biz bu yollarda!

Anayasa Mahkemesi (AYM), basın çalışanlarına ve gazetecilere yıpranma payı hakkı tanıyan yasal düzenlemeyi iptal etti. Gözler TBMM'ye çevrildi. Medya mensupları yeni yasal düzenleme bekliyor.

“...Suriye’de çatışma bölgesinde, 15 Temmuz hain darbe girişiminde sokakta, Elazığ’da depremde, virüs salgınında hastane önünde mesleğini özveriyle icra etmektir habercilik.

Ama yeri geldiğinde yıpranmayı bile çok görüyorlar basın mensuplarına. Herkes bilmeli ki dün olduğu gibi bugün, hatta yarın da yıpranma hakkı basın mensuplarına annelerinin ak sütü gibi helaldir...”

***

Bu köşede 12 Nisan’daki yazımda bu ifadeleri kullanmıştım.

Dün baktım sosyal medyada kıymetli meslektaşlarım, #yıpranmahakkımız etiketiyle paylaşımlar yapmış. Tam da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde.

Buradan her seferinde yaptığımız işin ne kadar zor ve yıpratıcı olduğunu anlatmak istemiyorum. Çünkü, muhabiri, foto muhabiri, haber kameramanı ve teknik ekibiyle gösterdiğimiz özverinin seviyesi, yaşadığımız stresin ruhumuzda ve bedenimizde oluşturduğu tahribat herkes tarafından biliniyor artık.

***

Basın mensuplarının temel ve ortak bir talebi var; “Biz yıpranıyoruz ve yıpranma hakkımıza dokunulmasın”. Ülkeyi yönetenlerin, bu sese kulak vermesi gerekiyor. Bal bal demekle nasıl ağız tatlanmıyorsa, salon toplantılarındaki konuşmaların selamlama bölümünde “basınımızın güzide temsilcileri” demekle de bir türlü “güzide” olamıyoruz.

***

Sayın devlet büyüklerim;

Muhabir; Murat, Lamia, Seçil Barış,Hasan,Levent ve Ünal ile ...

Foto muhabiri; Rıza, Selahattin, Zekeriya,Adem ve Murat ile..

Kameraman; Mahmut, Murat, Gökhan,Akif,Aytekin,Yıldıray, Veysel,Deniz ve Burak ile ...

Teknik ekipten; Ali abi, Harun,Lüfey ile...

Beraber yıpranıyoruz biz bu yıllarda.

Bilin istedim...