'GAZETECİLER ARAP BAHARI'NIN KAHRAMANLARI OLARAK ANILACAK'
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Haber Kameramanları Derneği ve Diplomasi Muhabirleri Derneği, Suriye'deki gazeteci ölümlerini protesto etti.
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Haber Kameramanları Derneği ve Diplomasi Muhabirleri Derneği, Suriye’deki gazeteci ölümlerini protesto etmek amacıyla, Suriye Büyükelçiliği’nin önünde basın açıklaması yaptı.
Ellerinde Türkçe ve İngilizce olarak, ’’Gazeteciler Hedef Tahtası Değildir’’, ’’Gazetecileri Öldürmeyin’’ ve ’’Gerçekleri Öldürmeyin’’ şeklinde yazılı dövizler ile öldürülen gazetecilerin fotoğrafları bulunan muhabir, foto muhabiri ve kameramanlar Suriye Büyükelçiliği’nin önünde toplandı.
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel burada, hazırlanan üç derneğin hazırladığı ortak açıklama metnini okudu. Özel, Suriye’de gazetecilerin öldürülmesini kınadıklarını belirterek, ’’Gazeteciler Arap Baharı’nın kahramanları olarak anılacak’’ dedi ve tek amacının yaşanan gerçekleri aktarmak olan gazetecilerin Suriye’de hedef seçilmelerini öfkeyle karşıladıklarını belirterek, Esad rejimini kınadıkları kaydetti.
Son olarak, üç gazetecinin ölümüne üç gazetecinin de yaralanmasına neden olan saldırıda, gazetecilerin bulunduğu basın merkezinin açıkça hedef alındığını kaydeden Özel, gerçeklerin, öldürülen gazeteciler ile birlikte ölmeyeceğini söyledi. Özel şöyle konuştu:
’’Otokrat rejimlerin serbest bilgi akışına izin vermediği ülkelerde, gerçekte neler olduğunu aktarma görevi gazetecilerindir. Çok büyük riskler alarak, çoğu kez yasa dışı yollarla isyan ülkelerine giren gazeteciler, burada yaşananları gerçek yüzü ile aktaran kahramanlardır. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da, diktatörlere karşı halkın ayaklanması ile son bir yıl, yakın tarihin en hareketli dönemlerinden biridir. Bu hareket Arap Baharı olarak tanımlansa da gazeteciler için bahar değildir. 2011 yılında 52 gazeteci öldürüldü. Bunların 16’sı ise Arap Baharı’nı izleyen gazetecilerdi. 2012 yılının henüz başında ise Suriye’de 5 gazeteci hayatını kaybetmiştir.’’
“Gazeteciler Arap Baharı’nın kahramanları”
Arap Baharı’nda öldürülen gazeteciler hakkında da bilgi veren Özel, ’’Bu dönemde öldürülen ilk gazeteci EPA ajansının foto muhabiri Lucas Mebrouk Dolega oldu. 32 yaşındaki Dolega, Tunus’ta Zeynel Abidin Bin Ali’ye karşı yapılan protestoda, güvenlik güçlerince öldürüldü’’ diye konuştu. ’’Gazeteciler Arap Baharı’nın kahramanları olarak anılacak’’ diyen Özel şöyle devam etti: ’’Libya’da dört gazeteci hayatını kaybetti. Bunların arasında Oscar’a aday gösterilen savaş belgeseli Restropo’nun yönetmenlerinden muhabir Tim Hetherington ile Pulitzer Ödülü’ne aday gösterilen Getty Images, foto muhabiri Chris Hondros da vardı. Libya’da ölenlerin biri de El Cezire kameramanı Ali Hasan el-Caber idi.
Arap Baharı’nda en ölümcül ülke ise 11 ayda sekiz gazetecinin ölümüyle Suriye oldu. Devlet Başkanı Beşar Esad, gösterilerin başladığı ilk andan itibaren ülkesini yabancı gazetecilere kapattı. Bu nedenle gazeteciler büyük risk alarak Türkiye ve Lübnan sınırından Suriye’ye giriyor. Kapanan sınırları aşmaya çalışan Anthony Shadid de bu yolculuğunda can verdi. Burada, roket güdümlü el bombası saldırısının ortasında kalan France2 televizyonundan Gilles Jacquier, batı medyasından ölen ilk gazeteci oldu. Suriye’deki gazeteci katliamları, Amerikalı usta gazeteci Marie Colvin ile bu yıl World Press Photo’da ödül kazanan Fransız foto muhabiri Remi Ochlik ve Suriyeli Rami al-Sayed’le sürdü.’’
Gerçeklerin gazeteciler sayesinde ortaya çıktığını, kamuoyunun da yine gazeteciler sayesinde oluştuğunu anlatan Özel, geçmişte de birçok savaşı, fotoğraf ve görüntüleri ile gazetecilerin sonlandırdığına vurgu yaptı. Ortadoğu’da da halkların özgürlük mücadelesini, sonrasında yaşanan kaosu da tüm dünyanın ilgisine gazetecilerin sunduğunu aktaran Özel, ’’Dünya, burada yaşananları cesur gazetecilerin kalemi, fotoğraf makinesi ve kamerası ile görmekte, oradaki gazeteciler milyonların gözü, kulağı olmaktadır’’ dedi.
Gazeteci arkadaşlarının ölüm haberlerinin kendilerine acı verdiğini, arkadaşlarının güvenliklerinin sağlanmamasını ve gerçeklerin sesini kısmak adına hedef gözetilerek öldürülmelerini öfke ve nefretle kınadıklarını da belirten Özel, ’’Esad rejimine, gazetecilere ve haber alma hürriyetine karşı aldığı bu tavır karşısında cesur gazetecilerin susturulamayacağını, gerçeğin üzerine muhabir, foto muhabiri ve kameramanlar olarak korkusuzca yürümeye devam edeceğimizi hatırlatıyoruz’’ diye konuştu.
Özel, halen, aralarında Türk gazetecilerin de bulunduğu yüzlerce basın emekçisinin görev yaptığı başta Suriye olmak üzere Libya, Tunus ve Mısır’da, gazetecilerin uluslararası yasalarla tanınan haklarına saygı duyulmasını ve güvenliklerinin ağlanmasını beklediklerini de sözlerine ekledi.
Yıpranma Hakkı
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Haber Kameramanları Derneği ve Diplomasi Muhabirleri Derneği adına ortak açıklama metnini okuyan TFMD Başkanı Özel, gazetecilerin çalışma koşullarının zorluğunun apaçık ortada olduğuna da vurgu yaparak, ’’Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’nin açıkladığı rakamlara göre 52 gazetecinin öldürüldüğü 2011 yılında 35 gazeteci de görevini yaptığı sırada hayatını kaybetmiştir. Bu rakamların Türkiye’deki kanun yapıcıların da dikkatini çekmesini diliyor, gazetecilerin 2008 yılında ellerinden alınan Yıpranma Hakkı’nın bir an evvel geri verilmesini umutla bekliyoruz’’ şeklinde konuştu.