23 Kas 2010 17:08
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:49
GAZETECİ SORUYOR; YEDİĞİM KURU FASULYEYİ PR'CI ARKADAŞIM ISMARLADI.ETİK Mİ?
sabah.com.tr'nin etik uzmanı Barış Soydan, bu soruyu bakın nasıl yanıtladı.
ETİK YAZARININ YEMEĞİNİ PR’CININ ISMARLAMASI ETİK Mİ?
Geldik, gazetecilikle ilgili etik meseleye.. Yediğim kuru fasulyeyi PR’cı arkadaşım ısmarladı. Etik mi?
Gazeteye dönünce düşündüm. İçimden bir ses "Olabilir" diyordu; çünkü yemek epey ucuzdu ve PR’cı eski arkadaşımdı, reddedersem onu kıracaktım.
Orası öyle ama bir de gazeteciliğin evrensel ilkeleri var. New York Times gazetesinin etik ilkelerinin 30’uncu maddesi şöyle diyor:
Gazeteciler olarak haber kaynaklarını ağırladığımızda (Devlet yetkilileri dahil olmak üzere), masrafları şirketimiz öder. Bazı durumlarda haber kaynağının bir yemeği ya da içeceği ısmarlaması kaçınılmaz olabilir. (Yetkilinin ikametgahı ya da bir şirketin özel yemek salonunda.) Bununla birlikte mümkün olduğu ölçüde böyle bir durumun doğmasından kaçınmalı ve kendi payımıza düşen ücreti ödeyeceğimiz bir yerde yemek yemeyi önermeliyiz. (Ya da en iyisi, yemek yenmeyen bir yerde buluşmalıyız.) Basın toplantısı gibi yerlerde rutin atıştırmalar kabul edilebilir ama çalışanlarımız, parasını gazetenin ödemediği kahvaltı ve öğle yemeklerine katılmamalıdır.
New York Times böyle diyor. Bir de Los Angeles Times’ın haber kaynaklarıyla yenen yemeklere ilişkin etik kuralına bakalım:
"Prensip olarak, kendi payımızı öderiz. Bununla birlikte bazen yemeğin parasını ödemek çok güç ya da imkansız olabilir. Böyle bir durumda, gazete çalışanı, en ısa zamanda karşılık vermek için elinden geleni yapmalıdır."
Bence makul. Bu durumda kuru fasulyemi ısmarlayan PR yöneticisine en kısa zamanda bir yemek ısmarlamam gerekiyor!
Ama bunu yaparsam, meslektaşlarımın "eski köye yeni adet getirmeye" kalkan Sabah.com.tr’nin etik yazarına fena halde kızacağından emin olabilirsiniz.
BARIŞ SOYDAN / www.sabah.com.tr
Geldik, gazetecilikle ilgili etik meseleye.. Yediğim kuru fasulyeyi PR’cı arkadaşım ısmarladı. Etik mi?
Gazeteye dönünce düşündüm. İçimden bir ses "Olabilir" diyordu; çünkü yemek epey ucuzdu ve PR’cı eski arkadaşımdı, reddedersem onu kıracaktım.
Orası öyle ama bir de gazeteciliğin evrensel ilkeleri var. New York Times gazetesinin etik ilkelerinin 30’uncu maddesi şöyle diyor:
Gazeteciler olarak haber kaynaklarını ağırladığımızda (Devlet yetkilileri dahil olmak üzere), masrafları şirketimiz öder. Bazı durumlarda haber kaynağının bir yemeği ya da içeceği ısmarlaması kaçınılmaz olabilir. (Yetkilinin ikametgahı ya da bir şirketin özel yemek salonunda.) Bununla birlikte mümkün olduğu ölçüde böyle bir durumun doğmasından kaçınmalı ve kendi payımıza düşen ücreti ödeyeceğimiz bir yerde yemek yemeyi önermeliyiz. (Ya da en iyisi, yemek yenmeyen bir yerde buluşmalıyız.) Basın toplantısı gibi yerlerde rutin atıştırmalar kabul edilebilir ama çalışanlarımız, parasını gazetenin ödemediği kahvaltı ve öğle yemeklerine katılmamalıdır.
New York Times böyle diyor. Bir de Los Angeles Times’ın haber kaynaklarıyla yenen yemeklere ilişkin etik kuralına bakalım:
"Prensip olarak, kendi payımızı öderiz. Bununla birlikte bazen yemeğin parasını ödemek çok güç ya da imkansız olabilir. Böyle bir durumda, gazete çalışanı, en ısa zamanda karşılık vermek için elinden geleni yapmalıdır."
Bence makul. Bu durumda kuru fasulyemi ısmarlayan PR yöneticisine en kısa zamanda bir yemek ısmarlamam gerekiyor!
Ama bunu yaparsam, meslektaşlarımın "eski köye yeni adet getirmeye" kalkan Sabah.com.tr’nin etik yazarına fena halde kızacağından emin olabilirsiniz.
BARIŞ SOYDAN / www.sabah.com.tr