"GAZETECİ ŞİŞLİ ETFAL'DE CAN ÇEKİŞEREK ÖLDÜ"!..İNANILMAZ SKANDALA SAVAŞ AY NASIL İSYAN ETTİ?..

Gazeteci Şişli Etfal'de can çekişerek öldü

Önceki gece nöbetteyim. Dolmabahçe'de çay içerken yanımdaki genç gece muhabirleriyle laflıyoruz. Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü Tuğrul Bey de az ötedeki masadan kalkıp Ramazanımızı kutlamaya geliyor. Buyur edip ona da çay ısmarlıyoruz. O sırada telefonuma mesaj geliyor. Yazan Prestij Müziğin eski ortaklarından Burhan Aydemir. "Seni gece yarısı rahatsız ettim abi. Şişli Etfal Hastanesi acilindeyiz. Gazeteci Faik Zambak'ın başucundayım. Saatlerdir nefes alamıyor. Yoğun bakıma kalkması gerek ama yer bulunamıyor. Başka bir hastaneye nakletmezsek ölecek."

İKİNCİ İHBAR

Daha mesajı yeni okumuşum ki bu kez gazeteci Burhan Akdağ çaldırıyor telefonumu. İki Burhan da Faik Zambak'ın başındaymış meğer. Perişan bir sesle aynı şeyleri tekrar etti. El pompasıyla solunum yaptırıyorlarmış koridorda.
Şişli Etfal'in sabıka dosyasında bu olayın örnekleri de vardı. Özlem Savaş da intihar ettiği gece aynı duruma gelmişti ve ölmek üzereyken valiyi arayıp Haydarpaşa'ya naklini sağlamıştım. Bu kez de Beyoğlu Emniyet Müdürü'ne rica ettim.

HERKES AYAKLANDI

Hemen Taksim İlkyardım'ı aradı. Hastane polisiyle görüşüp nöbetçi şefe ricasını iletmesini emretti. 15 dakika sonra acil doktoruna ulaştık. O, bir numara verip şefi aramamızı istedi. Şef yerine bir hemşire çıktı. Durumu ona da izah ettik. Bir süre sonra hastanede yer bulundu. Aynı anda Şişli'nin başhekimi ve hastane müdürüne de durumu bildirdik. Onlar da her nasılsa hiç yer olmayan kendi yoğun bakımlarında hemen yer buluverdiler.

ÇIRPINARAK ÖLDÜ

Sevinçle Burhan Akdağ'ı aradım. Yanıt vermedi. Diğer Burhan'ı da çaldırdım, kapsama alanı dışıydı. Meğer Faik kardeşimiz bu süre içinde çırpına çırpına ölmüş. Onu morga indiriyorlarmış.
Ben bu kadarını anlattım. Tüm gazete ve televizyonların gece muhabirlerinin gözü önünde oldu bu olay. Sağlık Bakanı'na, İl Sağlık Müdürü'ne, savcılara, duyarlı tüm insanlara ihbarımdır. Bakalım ne tavır alacaklar. Faik kardeşimizi toprağa verelim, gerisine kendi yönümüzden hep birlikte bakacağız.
---------------------------------------------------------------------------------------------
Cem Yılmaz aradı özür diledi

Bir süredir hiçbir rabıtamız yok Cem Yılmaz'la. Hokkabaz filmi tartışmalarından sonra selam sabah kalmadı aramızda. Ancak önceki gün gazetede çıkan bir yazıya alınmış olacağımı düşünüp telaşlanmış. Nebil Özgentürk aracı oldu, Cem beni aradı. Sözlerinin çarpıtıldığını söyledi. Ben de "Zaten alınmadım. Niye üzerime alınayım ki evlat?" dedim.

ALEVLERDE BİLE

"Yine de özür dilerim, kendime söylenmiş gibi hissettim yazıyı okuyunca. Ben Hokkabaz tartışmasının en alevli anlarında bile sana karşı hakaret sözcüğü kullanmadım abi. Ne olur bu konuda da kusura bakma" dedi.
"12 yıldır sahnedeyim, yoruldum, dinleneceğim" diyen bir genç sahne adamının, 55 yıldır sahnede olan ninesi yaşında bir sanatçıya böyle bir laf edeceğini düşünmek bile abesti zaten.

KİM BU MEDYA KIRKAYAĞI

Cem'in sözlerinden bu manayı çıkartan bazı "medya kırkayakları"yla da hesabımızı yeri zamanı gelince layık olduğu veçhile görürüz elbet.
Neticede genç komedyenin bu duyarlı davranışı hoşuma gitti. Benim bildiğim tanıdığım Cem Yılmaz da zaten işte böyle biriydi.
Teşekkür ettim, kapattım. Alemi seyre daldım.

Savaş Ay/Takvim

htt