"GAZETECİ KESİMİNDE YALANI SEVEN VE VAZGEÇEMEYEN BİR GRUP VAR!" ŞANSAL BÜYÜKA'DAN ŞOK SÖZLER!
Gazeteci-yazar Özay Şendir'in hazırlayıp sunduğu Tıkırtı Gazetesi'nin bu haftaki konuğu spor medyasının duayeni Şansal Büyüka oldu.
"TÜRKİYE'YE GELMEMİŞ TAKIMLARI GETİREN ABİLERİMİZ OLMUŞTU.YALAN RÜZGARINA KULÜP SİTELERİ DE KATILDI SONUNDA"
-Silah çıktı mertlik bozuldu derler ya. Televizyon yokken, evvelden sadece radyoyla yetinirken maçlarda, ne yapsan gidiyordu. İstediğin kadar yalan yazabilirdin. Ben ne gazeteci ağabeylerimi bilirim; gelmemiş takımları Türkiye’ye getirdiler. Adamın uçağı kalkmamış; o, geldi diye yazdı. Kimsede
gelmediğinin farkına varmadı. Bu söylediklerim çok önceki yıllar ama. E şimdi tabii internet çağı elbette tam erişim çağı. İnanılmaz biçimde hızlı gelişiyor işler. E yalan bitti mi ? Bitmedi. Kabul edelim ki gazeteci kesiminde de bu yalanı seven ve vazgeçemeyen bir grup var.Bunun tabi bunun özellikle günlük spor gazetelerinin de çıkmasından sonra Türkiye’de baktığında futbolun dışında, basketbolun dışında da fazla bir spor kültürü yok yani. Bisiklet desen aşırı bir ilgi uyandırmıyor. Tenis desen uyandırmıyor. Eskrim desen uyandırmıyor. Yani sayfaları da doldurmak çok kolay değil. Onun için futbol ağırlıklı, futbolla da bu kadar haberin çıkma şansı yok.Kulüpler gittikçe kapanmaya başladılar biliyorsun. Kendi televizyonumdan vereyim, kendi internet sitemden vereyim. Halbuki senin erişimin belli , medyanın toplu gücü belli burada. Sonra sen ne verirsen ver yanlı yaptığın konusunda bir şey var burada. Çok ciddi yerleşik bir şey var, inanç var. Bunu bozamazsın. O bakımdan şimdi doğru da olsa yanlış da olsa Türkiye ’de Roberto Carlos’un geliş haberi yalanlandı ya Fenerbahçe Kulübü bunu yalanladı. Fenerbahçe Roberto Carlos’u alıyor diye gazeteler yazdığında, televizyonlar haberi verdiğinde Roberto Carlos transferiyle ilgimiz yoktur diye Fenerbahçe sitesi yalanladı bunu, kulübün sitesi. 2 gün sonra Roberto Carlos geldi yani buna benzer şeyi Galatasaray sitesi de yapıyor, Beşiktaş’ın da yapıyor. Başka yapanlar var mı yok mu bilemiyorum.
-"RÜŞTÜ'NÜN FUTBOL HAYATI BİTTİ DİYE BİLGİ VEREN YÖNETİCİ YARIM SAAT SONRA YALANLADI. NE YAPACAKSIN?"
Geçen gün mesela Ömer’e Beşiktaşlı bir yönetici diyor ki bizim Ömer’e Rüştü’nün futbol hayatı bitti diyor. Yapma ya vallahi o diz onu taşımaz diyor. Ömer bağlanıyor haberi veriyor. Yarım saat sonra Beşiktaş ’ın sitesinden Rüştü’nün sağlık durumunda bir sorun yoktur diye açıklama oluyor. Yani şimdi ne
yapacaksın . Koca yönetici zaten onu söyleyen. Çok saygı duyulan da bir insan, sevdiğimiz bir insan. Yani böyle şeyler maalesef teknoloji gelişiyor evvelden ilkel bir yöntem vardı belki bu güne göre. Ama o günde yalan vardı bugünde vardı. Sadece aradaki fark şu bugünkü yalanlara kulüplerin yayın organları da katıldı.
-"FUTBOLCULARININ SOSYAL MEDYADAKİ DURUMUNU EN İYİ YÖNETEN KULÜP FENERBAHÇE"
-Bana göre Fenerbahç sosyal medya konusunda futbolcularını kontrol altına tutuyor. Buna yabancı oyuncularını çok katamam ama. Yerli oyuncularına bu konuda belli şeyler var. Zaten sözleşme yaparken bunları koyuyorlar.Hani kulüplerde yavaş yavaş bunu ... Ama bu Fenerbahçe ’nin
değerlerine oranla birkaç adım önde olduğunu söylemeliyim. Ama zaman içinde bu da herhalde oturacaktır. Öyle sanıyorum.
-"BAZI YABANCI FUTBOLCULAR HOCALARINA ELEŞTİRİLERİNİ MAKYAJLI BİÇİMDE YAZIYORLAR..."
-Büyük kulülerdeki yabancılar zaman zaman makyajlı biçimde yazıyorlar. Yani baktığında hocayı çok ciddi biçimde makyajlı biçimde eleştiriyor ama onlara pek güçleri yetmediği için bir şey yapamadıkları için yerli oyuncu üzerinde daha çok. Ama bu önlenemez bir gelişme. Bugün olmazsa yarın olacak. Yarın
olmazsa bir başka gün olacak.
-"LİGİN 2. YARISINDA GELECEK YENİ YAZILAMLARLA GÖRSEL BOYUTLAR DAHA DA ZENGİNLEŞECEK
-Ligin 2. yarısıyla birlikte beklediğimiz yeni yazılımlar var. Çok daha geliştireceğiz. Hem çok daha görsel boyutlara taşıyacağız hem çok daha geliştireceğiz. Aslında onlara ekleyeceğimiz bizim daha fazla rakamlar var. İstatistikler var, bilgiler var. Ama futbol seyircisinin de bu futbolunda duygusal bir tarafı var her şeye rağmen. böyle rakamlara döküp, böyle matematik hesabına döküp futbolun
o duygusal yanını ,keyif yanını da fazla örselemeyelim istiyoruz. Yoksa ne kadar sprint attı, ne kadar düz koşu yaptı, ne kadar topla koştu, ne kadar topsuz koştu.. Bütün bunları anında verme şeyimiz var, fırsatımız var. Ama çok boğmayalım izleyiciyi diye. Çünkü; kiminin hoşuna gidiyor, kimi karşı çıkıyor. Topluma bir iş yapıyorsan sen herkesi, her an, aynı anda özellikle mutlu etme şansınız hiç yok.
Örneğin; bana bu ofsayt çizgisini niye çekiyorsunuz diyen seyirci de var.Niye çekmiyorsunuz diyen de var. Arada kalıyoruz. Küfür oldu sesi kısıyoruz. Niye kıstınız diyen de var , kısmayın kardeşim isteyen seyretsin isteyen seyretmesin diyen de var. O bakımdan neyi yaparsan yap bir taraf mutlu oluyor bir taraftar mutsuz oluyor.