GAZETECİ İSKENDER SONGUR SESSİZ SEDASIZ VEDA ETTİ
BM'de 40 yıl Milliyet'e temsil eden İskender Songur'un vefatına medyanın ilgisiz kalması dikkat çekiciydi....
7 Ekim Cuma günü sabah saatlerinde telefonun öbür ucundaki bayan beni soruyordu.
“İskender Songur’un yeğeniyim. Dayım dün gece vefat etti. Cenaze New York’dan geliyor 10 Ekim Pazartesi günü Zincirlikuyu’da defnedilecek" diyordu titrek bir sesle tonuyla.
O an, 2001 yılında onunla tanıştığım günlere gittim. Her yaz tatil için geldiği vatanına bu defa canlı gelemedi.
Üzüldüm. Hayatının her dönemi yazma tutkusuyla dolu, mütevazı ve üretken bir gazeteci daha bu dünyaya veda etmişti...
İskender Songur çok az insanın payına düşecek uzunlukta bir hayatı oldu. Rahmetli yaşını söylemezdi. Sorulduğunda nükteli ifadelerle geçiştirirdi. Cenazede kızı Ayşe’den öğrendiğim. 95 yaşındaydaymış. Sporculuk, yöneticilik, gazetecilik, yoğun sosyal faaliyetler ve mutlu geçen bir aile yaşamı, onun uzun yıllar yaşam serüvenine eşlik etti.
BM’DE 40 YIL MİLLİYET’İ TEMSİL ETTİ
Bir gün sonra Milliyet Gazetesi ve ajanslar, kısa bir haberle Songur’un ölümünü duyurdu. Hepsinde başlık ortaktı: “Gazeteci İskender Songur’u kaybettik"
Milliyet’in haberinde "1950’lerden 1990’lara kadar yaklaşık 40 yıl gazetemizi New York’ta ve Birleşmiş Milletler’de (BM) temsil eden Songur’un, bu zaman içinde binlerce haberi ve röportajı yayınlandı. İskender Songur BM Basın Dairesi’nde çalıştı ve dünya örgütünden emekli oldu" diyordu.
Bir açıklama da Fenerbahçe’nin internet sitesinden yapıldı:
“Fenerbahçe Dergisi’nin yazarlarından Gazeteci İskender Songur hayatını kaybetti."
Bunca yıl Milliyet’e hizmet eden Songur’a medyamızın ilgisiz kalması dikkat çekiciydi.
Haberlerde yazılanlar doğru ama çok eksik. İskender Songur, 2001’den 2010 yılına kadar ’Gazete Kadıköy’de istekle ve heyecanla düzenli yazılar yazdı. Gazete Kadıköy’ün 10 yıl boyunca Genel Yayın Yönetmenliği’ni yapmam nedeniyle İskender Songur’u yakından tanıma olanağı buldum. Her yıl Caddebostan’da geçirdiği uzun yaz tatilleri boyunca sık sık görüştük. Ara sıra gazetenin o dönem Feneryolu’nda bulunan binasına uğrar, doyumsuz sohbetlere koyulurduk. Gazetenin havasını solumaktan, çalışan arkadaşlarla sohbetlerden büyük keyif alırdı.
Bazen de bizi yemeğe davet ederdi. Gazeteden Şule Özçelik ve Gül Sökmen’le birlikte katıldığımız gelenek haline gelen bu yemekli görüşmeler, çok renkli geçerdi.
Yaşadığı dönem boyunca iz bırakan Gazeteci Songur’u tanıdığım kadarıyla anlatmak, aklımda kalanları sizle de paylaşmak istiyorum.
DOĞMA BÜYÜME KADIKÖYLÜYDÜ
Kadıköy’ün renkli geçmişinin canlı tanıklarından İskender Bey, doğma büyüme Kadıköylü. İlköğrenimini 7. İlkokul’da, ortaokulu Taş Mektep’te, liseyi Haydarpaşa’da tamamladı. Gazetecilik eğitimini de ABD’de alan Songur, 1939 yılında gazeteciliğe başladı.
Parlamenter Necmettin Sadak’ın Akşam Gazetesi’nde, "Hemşeri", "Stat", "Kırmızı Beyaz", "Fenerbahçe", "Türkspor" ve "Spor" dergilerinde spor yazarlığı yaptı. 1950’de Son Saat gazetesi spor muhabiri olarak Beşiktaş Spor Kulübü’nün New York Turnuvası maçlarını yazmak için ABD’ye gitti.
Songur, futbol karşılaşmalarının yanı sıra Joe Louis ile Ezzard Charles’ın Dünya Ağır Sıklet boks maçını Son Saat gazetesine yazdı. Spor ve boks tarihinin simgesi ünlü boksör Dempsay ile röportaj yaptı.
1955’te ABD’ye yeniden dönerken Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi ile Dış Haberler şefi Sami Kohen’in muhabirlik yapma teklifini kabul etti. Milliyet gazetesini Birleşmiş Milletler Örgütü’ne akredite ettirdi ve Türkiye’nin "uluslararası ilk siyasi muhabiri" olarak Birleşmiş Milletler’de haber yazmaya başladı. Songur, Internet News From The United Nations unvanı ile Birleşmiş Milletler’de gazetecilik görevini ölene kadar sürdürdü.
’ANAVATANIMIZA HİZMET EDİYORUM’
Usta gazeteci İskender Songur, kendi sözleriyle ABD’de sürdürdüğü gazetecilik serüvenini de şöyle anlatıyordu:
"Amerika yolculuğuna macera niteliğinde çıkmış değilim. Bu yolculuğum gazetecilik mesleğim nedeniyle başladı. Türkiye’nin ilk yurt dışı muhabirlerinden biri olduğumu söyleyebilirim. Ancak gazetecilik yaparak tüm dünyayı dolaşmış olan Hikmet Feridun Es benden önce gelir. ABD’de geçirdiğimiz yıllar boyunca siyasetçiler, belediye başkanları, sanatçılar, sivil toplum örgütü önderleri ve alanlarında önde gelen pek çok ünlüyle söyleşiler yaptım, yakın dostluklar kurdum. Ayrıca Türk Dostu Amerikalılar Derneği’nin kuruluşunda da ilk Türk olarak bu derneğe hizmet verdim. Bir gazeteci olmanın yanında Türk-Amerikan dostluğunu güçlendirmek, geliştirmek için de çalışıyorum. ABD’li Türkler olarak burada anavatanımıza hizmet ediyor, ülkemizle ilgili kötü, asılsız yayınlara karşı da halen mücadele veriyoruz..."
İSKENDER SONGUR’LA TANIŞMAMIZ
2001 yılının ağustos sonlarıydı. Arkadaşlar ’İskender Songur’ isimli bir beyin beni telefonla aradığını, konuşmak istediğini söyledi.
İskender Bey’i gazeteci olarak biliyor ama yakından tanımıyordum. Konuşmaya başladık. "Ben Kadıköy doğumluyum, 1939’dan bu yana da gazetecilik yapıyorum. Hayatımın son 50 yılını New York’ta yine gazeteci olarak geçirdim ama Kadıköy’den hiç kopmadım" diyerek söze başladı.
Karşımda ağır, düzgün ama biraz İngiliz aksanıyla konuşan birisi vardı. Yaz tatili için buradaymış, kurucuları arasında bulunduğu Moda Deniz Kulübü’nde ilk kez gazetemizi görmüş. Birkaç hafta izledikten sonra bizi arama gereğini duymuş.
İskender Bey, "60 yıldan fazla gazeteciliğim var. Birleşmiş Milletler’de imzam tanınır. Milliyet’in temsilciliğini yaptım. 12 bine varan yazılarıma ve gazetecilik tecrübeme dayanarak Gazete Kadıköy’ü değerlendirmeme müsaade edin" diyerek, gerek şahsıma gerekse yaptığımız gazeteye övgüler dizdi.
Bu görüşmenin ardından biz de İskender Bey’i merak ettik. O da yüz yüze görüşmek istiyordu. Tanışmak için gazeteye davet ettik.
Karşımızda, yaşını göstermeyen dinçlikte, bilgili, mesleki birikimi üst düzeyde, hayat tecrübesinden çok şey öğrenebileceğimiz, ’Kadıköy’ denince heyecanlanan samimi ve sıcak bir insan vardı.
Bu elektrik, hemen oradaki bütün arkadaşlara yayıldı. İlk görüşmede aramızda kalıcı bir dostluk oluştu. Sonrası kendiliğinden gelişti.
İskender Bey, son 60 yılını Amerika’da geçirmiş ama Türkiye’den, Kadıköy’den hiç bir zaman kopmamıştı. Kadıköy’e ilişkin çok anısı ve bilgisi vardı. Amerika’daki Türkler ve Kadıköylüler’e ilişkin notları kaleme almıştı. Bunları gazetemize yazmak ve Kadıköylüler’le paylaşmak istiyordu.
GAZETE KADIKÖY’DE 100’DEN FAZLA YAZISI YAYINLANDI
2002’den 2010 yılına kadar İskender Bey’in yazılarını, "İskender Songur New York’dan bildiriyor" başlığıyla, birlikte tasarladığımız bir logonun altında ikinci sayfamızda geniş yer vererek yayınladık. Toplamı 100’ün üzerindedir. Kadıköy’ün tarihine, dışarıdan nasıl göründüğümüze ilişkin ve daha birçok önemli konuda bizleri bilgi sahibi yapan yazılardı bunlar.
Moda Deniz Kulübü, Modaspor ve Yelken Kulübü gibi Kadıköy’ün önemli tarihi derneklerinin kuruluşundaki tarihi anıları hem anlattı hem de yazdı. Yazılarında, İstanbul’un işgal günlerinde Moda’ya yerleşen İngiliz askerlerini, Moda Koyu’nda yapılan renkli etkinlikleri, Atatürk’ün bu semtimize yaptığı ziyaretleri anlatırken, o günleri adeta bizlere de yaşattı.
İskender Songur bizim için dünyanın önemli merkezi olan ABD’ye açılan bir pencereydi. ABD devlet politikalarıyla ise pek barışık değildi. Bu ülkedeki toplumsal ve bazen de siyasal gelişmeleri, bilmediğimiz ayrıntıları deneyimli bir gazeteci olarak değerlendirerek, bizlere anlatırdı. Kendisinden yalnız geçmiş değil bugüne ilişkin de çok yararlı bilgiler öğrendik. Onun kişiliğinde, Amerikan tarzıyla Türk geleneklerinin harmanlandığı kendine özgü bir centilmenlik vardı.
Zincirlikuyu’da yakınları, dostları onu sonsuzluğa uğurladı.
Sevgili eşi Suna Hanım’a, kızı Ayşe Hanım’a, yakınlarına, sabır ve başsağlığı diliyorum.
Teşekkürler İskender Bey... Yaptıkların, yazdıkların, anlattıkların için binlerce teşekkür...
Nurlar içinde yat..
Salman Altundal/Gazete Kadıköy
[email protected]