06 Oca 2010 13:33 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 14:02

"GAZETECİ 'EL İÇKİSİ'YLE KEYİF YAPTI DİYE İLLE DE KALEMİ SARHOŞ OLMAZ!.." MEDYADA SPONSOR POLEMİĞİ PATLADI!..KİMLER ELEŞTİRDİ,KİMLER HOŞ GÖRDÜ?

Akşam Gazetesi yazarı Oray Eğin'in evinde verdiği yılbaşı partisi birçok ünlü ismi buluşturdu.Partideki içkilere bir içki firmasının sponsor olması ise beraberinde "etik" tartışmasını gündeme getirdi.


Gazetecilerin özel hayat aktivitelerinin sponsorlu olması etik mi?


AKŞAM Gazetesi yazarı Oray Eğin´in delikanlıları evinde verdiği yılbaşı partisi birçok ünlü ismi buluşturdu. Davete katılanların köşelerinden aktardıkları renkli anekdotlar, özellikle de yemekler konuşulmaya devam ederken HABERTÜRK yazarı Kadir Kaymakçı bir başka konuya, `içecek´lere dikkat çekti. Partideki içkilere bir içki firmasının sponsor olmasını etik bulmadığını yazan Kaymakçı köşesinde "Bir gazeteci evindeki bir partiye neden sponsor alır ki?" diye sordu. Aslında soru tam tersinden de sorulabilir. Bir içki firması bir ev partisine neden sponsor olur? Bu durum gazetecilik ilkelerinin ihlali anlamına mı gelir yoksa ünlü insanları bir araya getiren organizasyonlarda firmaların da bulunmak istemesi normal midir? Davet sahibi polemiğe katılmak istemedi, konuya ilişkin farklı görüşler ise şöyle..


Hayatta bedava hiçbir şey olmaz yapılanlar `örtülü rüşvettir´


Bir restoranda veya gece kulübünde parasız ağırlanırsanız bunu yazmanız beklenir. Ev partisine karşılıksız sponsorluğu hiç duymamıştım, bunu da öğrendik


Eski Ombudsman ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi DOĞAN SATMIŞ: MAALESEF bazı kötü örnekler nedeniyle son yıllarda gazetecilerin adı bedavacıya çıkmaya başladı. Çok bilinen birkaç örneğin, her gece bir lokanta, bir gece kulübüne gidip hesap vermediği haberleri kulaktan kulağa yayılınca, genç bazı arkadaşlar da bunu yapmayı maharet saydı.
Ancak hayatta bedava hiçbir şey olmaz. Bir restoranda parasız ağırlanırsanız, bunu yazmanız beklenir. Bir gece kulübünde parasız eğlenirseniz, bunu da yazmanız beklenir. "Evde verilecek partiye karşılıksız sponsorluğu" hiç duymamıştım, bunu da öğrendik. Ancak şunu söyleyeyim ki, bu kesinlikle gazetecilik değildir. Ve yapılanların hepsi "örtülü rüşvettir". İngiltere´de London Times Gazetesi, tiyatro eleştirmeninin parasıyla bilet alıp tiyatroya gitmesini taaa 1840´ta başlattı. Bunu hiçbir gazete ve gazeteci unutmasın.


Sponsorlu gazeteciler


HABERTÜRK Yazarı KADİR KAYMAKÇI´nın tartışmayı başlatan yazısı...


"BABA n´aber?"
"-Oha!"
"Ne ohası?"
"-Sponsor ohası..."
Pazar günü akşamüstü Asmalımescit´te buluştuğum arkadaşımla aramızdaki bu manasız diyalog şöyle devam etti:
- "Sponsor tarafını anladım da oha ne ola ki?"
- "Ya siz gazeteciler iyice çığırından çıktınız ha!"
- "Çığırına girmiş miydik ki?" diye nefis bir soğuk espri patlattım ama o gülmeyip devam etti:
- "Ya oğlum, hadi gittiğiniz lokantaları, kafeleri, gece kulüplerini, içtiğiniz içkileri, yediğiniz yemekleri geçtik şimdi de kendinize sponsor bulup evinizde parti mi veriyorsunuz?"
"Anlamadım!" dedim, anlattı...
Tuğçe Tatari, Oray Eğin´in evindeki yılbaşı partisini anlatırken bir firmanın partiye sponsor olduğunu yazmış...
Bu sponsorluk durumuna partidekilerin de şaşırdığını belirtmiş Tatari...
Arkadaşım bütün alaycılığıyla sordu:
"Bir gazeteci evindeki özel yılbaşı partisine neden sponsor alır ki?"
"Bilmem" dedim, sustum. Arkadaşım boş bulunmamı fırsat bilip sağlı sollu birkaç tane daha çaktı!
Söyleyecek bir şey bulamadığımdan boş boş bakıp bütün lafları bir güzel yedim.
Bence biz gazeteciler o gece Oray Eğin´in evinde başlayan bu sponsorluk işini bir adım daha ileri götürmeliyiz!
Mesela kadın köşeciler, kendilerine kuaför sponsorlar bulabilirler...
Eminim birçok giyim markası kapılarında kuyruk olacaktır...
Ne bileyim erkek köşeciler jilet firmalarıyla anlaşabilir mesela...
Futbol takımlarının formaları gibi biz de köşe resimlerimizi sponsorlarımızın adı yazan tişörtlerle çektirebiliriz.
Evimizin boya badanasını boya firmalarına, koltuk takımlarını mobilyacılara aldırabiliriz...
Yaz tatillerimizi bize sponsor olan otellerde geçirebiliriz sonra...
Artık köşeci gazeteciler okundukları kadar değil sponsorları kadar yazar...
Ne güzel olur!


`Gazetecilik ilkelerinin ihlalidir´


Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Ulusal Komitesi Başkanı, Hürriyet Gazetesi Yazarı FERAİ TINÇ: "BİR şirketin gazeteciye sponsor olması kabul edilemez. Bu, gazetecilik meslek ilkelerinin açık ihlalidir. Uluslararası gazetecilik ilkelerinde gazeteci ile reklamveren arasındaki ilişki net ve kesindir. Gazeteci ve reklamveren arasında mesafeli ilişki olmalı. Promosyon gezileri tartışılırken, gazetecinin ev partisine sponsor bulmasını doğru bulmuyorum.´´


Haber programları da sponsorlu


Sabah Gazetesi Yazarı NAZLI ILICAK: KONUYU gazetecilik etiği açısından değerlendirmek istemiyorum; çünkü işin içeriğini bilmiyorum. Oray Eğin´le konuşsam belki başka bir şey söyleyecek. Haber programlarına, dizilere de firmalar sponsor olabiliyor. Belki de ev partisine sponsorluk olayı şöyle olmuştur. Sponsor olan Oray Eğin´in bir arkadaşıydı ve o gece parti için `içkiler benden´ demiştir. İşte bu yüzden konuyu gazetecilik etiği açısından değerlendirmekten kaçınıyorum.


Köşesinde yazıp reklamını yapmadı konunun etikle hiçbir ilgisi yok


O partiye ünlü insanlar geldiği için firma da böyle bir hizmet vermiş. Üstelik bu dillendirilmemiş. Bunun neresi etik değil, anlamıyorum


Sabah Gazetesi Yazarı AYŞE ÖZYILMAZEL: MEŞHUR insanların verdikleri, katıldıkları davetlere sponsor kabul etmenin neresi etik değil anlamıyorum. Zaten Oray köşesinde içkinin markasını yazamaz, çizemez. O partiye ünlü insanlar geldiği için firma da böyle bir hizmet vermiş, üstelik bu dillendirilmemiş. Ne olacak ki! Bu konunun etikle hiçbir ilgisi yok, konuyu oralara çekmenin de hiçmanası yok. Oray o firmanın reklamınımı yapmış, köşesinde birinin veya bir yerin PR´ınımı yapmış! Büyütecek hiçbir şey yok, hiçbir etik sorun yok. İnsanlar gülmüşler, eğlenmişler, iyi vakit geçirmişler bu kadar.


Gazeteci `el içkisi´yle keyif yaptı diye ille de kalemi sarhoş olmaz


HABERTÜRK Yazarı UMUR TALU: SPONSOR meselesi, zaten medyada bazen çok açık bazen çok gizli bir çakırkeyiflik. Akşamdan kalma bir yorgunluk; şiddetli başağrısı. "Yılbaşı içkisi" de böyle elbette; ama bir gazeteci "el içkisi"yle keyif yaptı diye ille kalemini, kalbini "sarhoş" edecek diye bir şey yok; tam tersine yine ayık, yine dik tutabilir. Tutmayabilir de. Sorun zaten "yılbaşı"ndan ibaret değil; aybaşı, gün başı, saat başı, dakka başı gibi daha istikrarlı "sponsorun"lar da var. Gazetenin, TV´nin bağlı olduğu grubun diğer işleri; reklam verenlerden eş, dost, ahbap ve de kendi özel işleri... Çok yazıda, çok haberde "sponsor" kokusu bulunur. İlle anason veya üzüm kokması, mayalanması da gerekmez. Öyle pis kokar işte. Birçokları, aklını, emeğini ve vaktini "ayırma, kayırma" gibi önemli işlere vakfediyor. Buna da biz gazetecilik diyoruz. Lakin, "etik" zaten şişede
durduğu gibi durmuyor. Mesele ille açık açık "içki" sübvansiyonu almak değil; asıl mesele, medyadaki yaygın "kadehinde zehir olsa ben içerim bana getir" durumu. Bu ille akçalı olmayabiliyor da; Ak´lı da olabilir, Tak şak´lı da. Ki biz bu sponsorlar için yapılana esasta propaganda, epeyce katiplik demeliyiz. Hepimiz demiyoruz; onlardan gelen her mezeyi yiyoruz. Medyada çok insanın sesi zaten kendi sesi değil. Sessizliği bile kendisinin değil. Lakin bir kısım da bizzat kendi kendisinin meşhur etme, şöhret koruma, gündemde tutma sponsoru.
Kendi şöhretine hayran; kendi bardağına ayran!


Ben de gazetecilere sponsor olmaktan hoşlanırım


İmage Halkla İlişkiler Onursal Başkanı BETÜL MARDİN: BİR firma bir gazeteciye şöyle sponsor olur... Gazeteciyi alır yurtdışına eğitimegönderir; doktorasını yaptırır ya da kitabını basar. Gazeteci de kitabının bir bölümünde `şu firmanın katkılarıyla´ der. Ama bir parti içki sponsorluğu başka. Bu reklam olmuş, halkla ilişkiler değil. Hele partiyi düzenleyen kişi `firmanın içkisinden başka içki içmem´ derse durum daha da başka bir hal alır. Ne kadar çetrefilli değil mi bu konular? Oray Eğin öğrencimdir, çok canlı bakışı olan bir gazetecidir. Belki de olaylara daha esnek bakmamız lazım. Mesela ben de gazetecilere sponsor olmaktan hoşlanırım. Çünkü gazeteciler hedef kitlem içinde ön sıralarda gelir. Gazetecilik de yaptığım için gazetecilere başka türlü bakarım.


Gülin Yıldırımkaya/haberturk.com