GAZETECİ DÖVÜLMELİ Mİ? YOKSA ÖPÜLMELİ Mİ?...NECO OLAYINI VATAN YAZARI SELAHATTİN DUMAN NASIL YORUMLADI?
Medya´nın Mesti Mestanesi olup da böyle bir konunun dışında kalmam olmazdı.. Zaten rahat da bırakmıyorlar.. Röportaj isteyip duruyorlar.. Alın size fikir.. İstediğiniz gibi kullanın..
Gazeteci dövülmeli mi? Yoksa öpülmeli mi?
Medya´nın Mesti Mestanesi olup da böyle bir konunun dışında kalmam olmazdı.. Zaten rahat da bırakmıyorlar.. Röportaj isteyip duruyorlar.. Alın size fikir.. İstediğiniz gibi kullanın..
Ben "Erkeğin kötü yola düşmüşü gazeteci olur.." dediğimde daha mesleğin başındaydım..
Elimin altında tapu tahsisli bir köşe arazisi yoktu.. Küçüktüm, masumdum, savunmasızdım..
Ne kadar meslek kuruluşu varsa hepsi birden üzerime saldırdı..
Vay efendim bu lafı nasıl edersin?
"İçkiliydim.." dedim, yemediler.. "Çayıma hap atmışlardı.." dedim olmadı.. "Bali koklamıştım.." dedim fayda etmedi..
***
"Erkeğin kötü yola düşmüşü" lafındaki ayrımcılığı fark eden nisa taifesi başka türlü şarladı..
"Erkek kötü yola düşerse biz kadınlar ne oluyoruz.."
Bizim meslekte kurulu bütün cemiyet, dernek, sendika gibi organlarla ilişkiyi kesmemin sebebi budur..
"Alın atınızı, verin tımarımı.."
O günden beri tek at, tek mızrak gezer dururum.. Dam üstünden kayarım, fikirlerimi kendi başıma yayarım..
DAYAK MESELESİ
Ben böyle böyle yaşar giderken gazeteci üzerine onlarca tartışma çıktı.. Birine dahi taraf olmadım..
Lakin medya leşkeri dediğin bulaşık bir şey.. Adamı kendi kendine bırakmaz.. Nitekim bir yerlerde niza çıkmış..
Sinir katsayısı tepesine çıkan Neco gazetecinin birine "Seni pataklarım.." demiş..
Vay! Sen misin diyen? Gazeteciyi nasıl pataklarsın? Gazetecinin masuniyeti var.. Gazeteciye dokunulmaz..
Son yazdığım iki cümle, kendi taşıdığı anlamlar doğrusunda haklıdır.. Gazeteci işini adam gibi yaparken dövülmez..
Bir de dünyaya dayak yemek için gelmiş gazeteci tipi vardır ki buna da elden bir şey gelmez..
Döversin, hatta dövmeye doyamazsın..
***
Temsil, bizim Leyla Umar´ı, The Marmara´nın barına tünettikten sonra dekoratif amaçla kurulu sucuk kangalını dişletenler de gazeteciler..
O sucuk kangalına iki dişinin saplanıp kaldığını yazan da gazeteciler..
Neco´yu tanırım.. Dünyanın en tatlı en barışçı adamıdır.. Bakmayın öfkelenip "Gazeteci dövmüşlüğüm vardır.." demesine..
Yoktur..
Olmadığı gibi yaşadığı onca ters şeyi de tolere etmiş bir insandır..
İYİ DAYANDI..
Sen adamın karşısına aniden dikil.. Zaten diken üzerinde durduğu bir konuya dair münasebetsiz sualler sor..
Kimliğini belirtme.. Amacını söyleme.. Üstelik adam seni başından savmak istedikçe sülük gibi yapış.. Sinirlenip o lafları ettiğinde de "Tamam.. Malı bulduk.. Artık tüyelim.." deyip kaç gel..
O görüntüleri şakır şakır daya..
Savunmasız, derdini anlatamayan bir adamı televizyon marifetiyle döv dur..
Neco´nun uğradığı mesleki zararı karşılayan yok.. İmajına gelecek hasar yüzünden kayıplarını telafi edecek yok..
Bunları düşünme.. Otur bir de tartışma yarat..
Ne kadar aptal saptal medya maydanozu varsa konuya kat.. Tirajın, reytingin tadını çıkar.. Hadi be..
***
"Gazeteci dövme ihtiyacını" şahsen en çok yaşayan benim..
Yazı işleri masasındayız.. Yaprağın kıpırdamadığı günler.. Haber haber diye kıvranırken o zamanki dış haberler şefimiz geldi..
Elinde bir haber metni..
Gazetenin ressamını da bulup bir şey çizdirmiş.. "Bomba gibi bir haberim var.." diye başladı..
UZAYLI BUDUR..
Bombası da şu..
Uzaylılar varmış.