25 Kas 2013 09:54
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:46
Gazeteci Arzu Yıldız'dan bomba Mehmet Ağar iddiası; dokunan yanıyor!
Gazeteci yazar Arzu Yıldız, bir dönemin kara kutusu Mehmet Ağar'ın birileri tarafından nasıl korunduğunu anlattı.
Taraf gazetesinden Türkiye gazetesine geçen
ancak yaşanan bazı sorunlar nedeniyle geçtiğimiz hafta istifa eden
Gazeteci-Yazar Arzu Yıldız, Taraf'tan ayrılan yazarların kurduğu
Serbestiyet.com sitesinde Ağar ile ilgili bomba gibi bir yazıya
imza attı.
Arzu Yıldız yazısında bir dönemin karakutusu Mehmet Ağar için
yargı tarihinde ilk kez kişiye özel nasıl kararlar
alındığını, tekrar cezaevine girmesi gereken Ağar'ın nasıl
kurtarıldığını ve ona dokunan savcıların nasıl görevden alındığını
anlattı.
İşte Arzu Yıldız'ın Mehmet Ağar'a nasıl
dokunulamadığını anlattığı o yazısı...
Eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, 1993 yılında faili
meçhul cinayete kurban giden Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın
cinayetiyle ilgili önümüzdeki günlerde Ankara 13.Ağır Ceza
Mahkemesi’nde yargılanacak. ‘Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı
örgütün faaliyetleri çerçevesinde taammüden adam öldürmek’ ile
suçlanan Ağar hakkında, Susurluk kazasıyla ilgili Ankara 11.Ağır
Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ise 15 Eylül 2011 günü ‘Cürüm
işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak’ suçlamasıyla 5 yıl
hapis cezası verilmişti.
Söz konusu kararı veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin
CMK.250. Maddesiyle Yetkili Başkanı Hasan Şatır’ın yetkileri bu
karardan kısa bir süre sonra Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)
tarafından alındı. Ağar, beş yıllık hapis cezasının indirimlerini
düştükten sonra kalan iki yıllık bölümünü yatmak üzere Adalet
Bakanlığı’nın kendisine özel cezaevi arama gayretleri sonucunda
Aydın Yenipazar Cezaevi’ne gönderildi.
Önce hâkim sonra savcı
Bu hapis kararından yedi ay önce (24 Şubat 2011), Ankara’da
faili meçhul cinayete kurban giden Avukat Yusuf Ekinci’nin
ailesinin Ağar hakkındaki suç duyurusu üzerine dönemin CMK.
250.Maddesiyle Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, soruşturma
başlatmıştı. Savcı Yüksel, soruşturma kapsamında eski özel
harekâtçılar Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ahmet
Demirel, İbrahim Şahin, Enver Ulu, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Ercan
Ersoy’un şüpheli sıfatıyla ifadelerini aldıktan sonra özel
harekâtçı polislerin tamamı nöbetçi ağır ceza mahkemelerince
tutuklandı.
90’lı yıllarda işlenen tüm faili meçhul cinayetleri Yusuf
Ekinci cinayetiyle birleştiren Savcı Yüksel, dosyayı hayli
ilerletmiş soruşturmanın sonuna yaklaşmıştı. İddianamenin taslağı
dahi hazırdı. En son tepedeki isimleri dinleyecek, 2012 yılı
başında ise iddianamesini mahkemeye sunacaktı. Savcı Yüksel,
29 Kasım’da eski MİT Kontr-terör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ü
gözaltına aldırttı. Eymür sorgusunda Ağar’ı suçlarken mahkeme
denetimli serbestlikle Eymür’ü serbest bıraktı. Eymür ifadesinde
cinayetlerden Ağar’ın bilgisi olduğunu iddia ediyordu. Eymür’ün,
Ağar’ı suçlayan ifadelerinin gazetelerde yer almasının ardından 2
Aralık 2011’de Mehmet Ağar bir basın toplantısı düzenledi.
Ağar toplantıda gazeteci Uğur Mumcu cinayetinin ardından sarf
ettiği belirtilen ‘bir tuğlayı çekersem bütün duvar yıkılır’
sözlerini hatırlatır şekilde “Kusurlarımız olmuştur, bilerek
değildir. Hizmet kusurudur, ben de konuşmak istiyorum, çok doluyum
ama susuyorum” açıklamasında bulundu. Ağar’ın bu açıklamasından 10
gün sonra faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında Ayhan
Çarkın ve Ercan Ersoy dışında tutuklu bulunan tüm özel harekâtçı
polisler tahliye talebi olmaksızın ve aylık tutukluluk incelemesine
üç gün kala nöbetçi mahkemece serbest bırakıldı. 2011 yılı sonunda
da muhtemelen Ağar’ı gözaltına alarak sorgulamaya hazırlanan savcı
Hakan Yüksel’den soruşturma dosyası alındı, dosya kozmik oda ve 28
Şubat soruşturmasını yürüten Savcı Mustafa Bilgili’ye
devredildi.
Spor savcılığına getirildi
Önce elinden faili meçhul cinayetler dosyası alınan Savcı
Yüksel’in bu olaydan birkaç ay sonra ise yetkileri alındı ve spor
savcılığı görevine getirildi.
Dosyanın yeni savcısı Bilgili, o dönemde 28 Şubat
soruşturmasına başladığı için faili meçhul cinayetlerle ilgili
dosyayı geri plana attı. 28 Şubat soruşturması tamamlanınca da ilk
işi bu dosyaya bakmak oldu. Bilgili, soruşturmanın zaman aşımına
uğramaması için ilk olarak Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın’ın
ölümüyle ilgili Mehmet Ağar, Korkut Eken ve İbrahim Şahin’in de
aralarında bulunduğu özel harekâtçılar hakkında ‘ağırlaştırılmış
müebbet hapis’ istemiyle dava açtı.
Davanın açılması, Aydın Yenipazar’da bir yıl hapis cezasını
çektikten sonra geri kalan bir yıllık cezası için denetimli
serbestlikten faydalanarak dışarı çıkan Ağar’ı yeniden cezaevine
girme tehlikesiyle karşı karşıya getirdi. Denetimli Serbestlik
Yasası, bu yasa kapsamında serbest bırakılan şüpheli hakkında yeni
bir soruşturma açılması halinde infazının kaldırılmasını
hükmediyordu.
Tam da bu esnada, her kritik süreçte ‘ben de çok doluyum
susuyorum’ tarzında açıklamalarda bulunan Ağar sessizdi. Sessizliği
bozan gazeteci Ertuğrul Özkök oldu. Özkök, köşesinde Ağar’ın
yargılanmasıyla ilgili şu ifadeleri kullanıyordu: “Susurluk dediniz
yatırdınız, yıllarca yargıladınız. Yattı çıktı. Ağzını açıp tek
kelime konuşmadı. Konuşsa belki dünün, bugünün, hatta yarının
siyasetçisi de yargılanacak.” Özkök’ün yazısından sonra yasalar
gereği cezaevine girmesine kesin gözle bakılan Ağar hakkında Ankara
11.Ağır Ceza Mahkemesi bir ilke imza attı ve infazın durdurulmasına
karar verdi. Ayrıca Ağar’ın avukatının yaptığı itirazı da Anayasa
Mahkemesi’nin değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
Yargıda bir ilk
Burada önemli olan Ağar’ın cezaevine girmemesi değil, yargı
tarihinde ilk kez bu kararın Ağar için uygulanmış olmasıydı; tıpkı
ona özel cezaevi aranmasında olduğu gibi.
Ağar ile ilgili yaşanan gelişmelerin ardından insan şu
soruların cevaplarını aramadan edemiyor: “Aynı durumda olup, infazı
yanan ve cezaevine dönen mahkûmların suçu ne? Yargının eşitlik
ilkesi nerede? ”
Ve son olarak adliyede kimsenin haberdar olmadığı son
gelişmeyi de ben söyleyeyim. Savcı Mustafa Bilgili’nin Ağar
hakkında Mecit Baskın cinayetiyle ilgili ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası istemiyle dava açmasının ardından, faili meçhul
cinayetler soruşturması geçtiğimiz haftalarda Bilgili’den de
alındı. Soruşturma üçüncü yılında üçüncü savcısına, Savcı Sadık
Bayındır’a verildi. Bakalım Savcı Bayındır dosya ile ilgili
gereğini yapınca yargı ne gibi gelişmelere tanık olacak?..