''GAZETE ADAM FAŞİZME GEÇİT YOK DİYOR AMA ...''

Avrupa nefesini tuttu, bu akşam Yunanistan’da seçim sandığından çıkacak sonucu bekliyor. Bu seçimler yalnız Yunanistan’ın değil, AB’nin de kaderini çok yakından ilgilendiriyor.

Aşağıdaki yazının bir bölümü Hasan Kaptan’ın Seyir Defteri’nden ödünç...

Kalimnos Adası.
9 Haziran 2012.
Akşamüstü limanın bir köşesinden keyifli müzik sesleri geliyor. Konser hazırlığı var.
Bir tarafa boydan boya karikatürler asılmış ipin üstüne. En çok Hitler ve Nazi Partisi’nin o itici gamalı haçı dikkat çekiyor.
Bir köşede ise Gazete Adam!
Başında şapkası pür dikkat gazetesini okuyor. Genç, sempatik bir kız ilgilendiğimizi görünce anlatıyor:
“Burada her şey faşizme karşı, faşist ne varsa ona karşı... Biliyorsunuz, son seçimde yüzde 7 oy aldı aşırı sağdaki neo-nazi partisi...”
“Karikatürler kimin?”
“Adada antifaşist tüm karikatürcüler bu gösteri için çizdiler.”
“Peki ya gazete adam ne okuyor?”
“Makalesinin adı, faşizme hayır!”
Güneş batarken konser başlıyor.
Ve duvardaki beyaz perdede Hitler’in ve kaz adımı yürüyen SS birliklerinin irkiltici görüntüleri...
“Senin gönlün hangi partiden?”
Genç kız umutlu:
“Sol koalisyon kazansın istiyorum.”

* * *
Kazanır mı sol koalisyon?
Radikal sol, ılımlı sol ve Komünist soldan oluşacak bir koalisyonun bugün yapılacak genel seçimlerde sandıktan çıkması uzak ihtimal değil.
Başı, radikal solun temsilcisi Syriza’nın çekmesi bekleniyor. Bu partinin çıkardığı sesler ise gerçekten radikal:
Dış borçlara hayır!
‘Acı reçete’ istemiyoruz.
Euro’dan da çıkabiliriz.
AB’ye de hayır!
Ücretler eski düzeyine.
Bu beş nokta, başta Berlin, Paris, Londra olmak üzere bütün AB başkentlerinin yüreğini ağzına getirmiş durumda.
Felaket senaryoları yazılıyor.
Yunanistan resmen iflas bayrağını çeker, Euro’dan da koparsa, bunun arkası nasıl gelebilir? Önce İtalya ve İspanya, sonra Avrupa ekonomileri altüst olur mu?
Almanya, Fransa ve Britanya liderleri Merkel, Hollande ve Camerun felaket senaryoları konusunda görüş alışverişi yapıyorlar şu günlerde...
AB parçalanacak mı?
Yoksa federal yanı güçlendirilerek yola devam edebilecek mi?
Yunanistan kapının önüne konulsa daha mı hayırlı olur?
AB liderlerinin gündeminde bu sorular var, yanıtlar ise hiç kolay değil.
Geçen hafta sonu Kalimnos’ta, bu hafta sonu Patmos’ta ayaküstü nabız tutmaya çalıştım. Esnaf da, sokaktaki adam da karamsar.
Bir yandan ekonomik durum, derinleşen işsizlik ve yoksulluk, öte yandan ülkeyi uçurumun kıyısına getiren siyasal istikrarsızlık herkesin canını fena halde sıkıyor.
Türkiye’ye imreniyorlar.
Evet öyle.
Adım başı bizim ekonomik durum övülüyor, Tayyip Erdoğan’la ilgili olumlu sözler kulağa çalınıyor.
Yunanistan’da yaşanmakta olan ekonomik çöküş, bu ülkede demokrasinin geleceğine dair karamsar öngörülere de yol açıyor.
Toplum kutuplaşma içinde.
Sağ ve sol uçlar güçleniyor.
Merkez çökmüş durumda.
Siyasal dil gitgide sertleşiyor.
Vatan hainliği, işbirlikçilik, nefret söylemi, yabancı düşmanlığı fena halde yaygınlaşıyor. Neo-Nazi partisinin bir anda yüzde 7 oyu yakalaması şaşkınlık yaratmış...
Ülkede 1946-1949 yılları arasında yaşanmış iç savaş’ın hortlakları ya yeniden sahne alırsa korkusu hissediliyor.
Bugün seçim sandığından bütün bu korkuları yok edebilecek sürpriz bir sonucun çıkabileceğine ihtimal veren yok gibi.
İstikrarsızlık derinleşebilir.
Yunanistan’da, siyaset sahnesinde eski çöktü, yeni nasıl kurulacak belli değil.
Kısacası:
Avrupa nefesini tuttu, bu akşam Yunanistan’da seçim sandığından çıkacak sonucu bekliyor.
Bu seçimler yalnız Yunanistan’ın değil, AB’nin de kaderini çok yakından ilgilendiriyor.
İyi pazarlar!