"GARA SIFATLI NEŞET ERTAŞ" SIRRI SÜREYYA ÖNDER, NEŞET ERTAŞ'I YAZDI!
Sırrı Süreyya Önder, Radikal Hayat'ta Neşet Ertaş için neler yazdı?
Gara sıfatlı Neşet Ertaş
Horasan erenleri kalkıp Anadolu illerine göç ettiklerinde bir avuç
darı tanesi kadardılar.
Darı tanesi gibi saçıldılar...
Atları, topları, pusatları yoktu; açtılar...
Doğu Hıristiyanlığı ve Yahudiliğin ve dahi takâtsiz kalmış
Zerdüştlüğün egemen olduğu bir coğrafyada şehbal açtılar.
İçi çürümüş, derde derman olma yerine ‘zor’ kalesine sığınmış
düzene yeni bir söz söylediler. “Biz 72 millete bir nazardan
bakarız” dediler.
Gönüller yapmaya niyet etmişlerdi. Zulmün kaleleri bu ‘söz’ün
karşısında tarihe karıştılar.
Kamusal erdemi savunanlar, yani bir başkasının, tanımadığı bir
başkasının derdiyle dertlenenler, bu topraklarda çok kardeş
buldular.
Neşet Ertaş’ın ataları işte bu ‘Bektaşimeşrep’ Horasan erenlerine
dayanır.
Osmanlı, Batı Hıristiyanlığı karşısında, dünyanın gördüğü en cevval
orduyla tel tel döküldüyse; ‘söz’ü unutup ‘zor’ kalesine
sığınmasının önemli bir payı vardır. İnsanlığın yeni dertlerine
söyleyecek sözleri kalmamıştı.
Osmanlı’nın son beyleri ortada ‘can’ bırakmayınca ‘Bektaşimeşrep’
olanlar kendi vadilerine çekilmişlerdi.
Neşet Baba’nın ataları, çekildikleri vadilerden, çocuklarına sözü
ve sözün dile geleceği sazı miras bırakıp gittiler.
Baba, kendisini “Şu gara sıfatlı” diye tasvir ederdi.
Her biri kendisini Allah’ın yeryüzündeki gölgesi sayan kibirli
egemenlerin sofrasına bir gün olsun tenezzül etmeden göçüp
gitti...
Bu topraklarda söz ve zorun kavgası halen sürüp gidiyor.
Bu kavganın naif bir yansıması Başbakan’la Neşet Baba arasında bir
televizyon programında ‘sigara yasağı’ üzerine yapılan bir sohbette
saklıdır.
Başbakan sigara yasağını izah ederken bir ‘zor mühendisliğini’
temellendiriyordu.
Neşet Baba karşı çıkarken ‘insan hakkı’ndan bahsediyordu.
Takatsiz kalmış topraklarımıza yeni bir söz söylemek isteyenler o
‘gara sıfatlı’nın geride bıraktığı binlerce sözden herhangi birine
bakmalılar.
Yetmiş iki milletten geçtim, iki millete bir nazardan bakmayı
becerebilirsek, o gara sıfatlı belki de ‘gülden güzel gülüşü’yle
üzerimizdeki tarihi hakkını helal edecektir.
Sırrı Süreyya Önder/Taraf