10 Oca 2025 18:30 Son Güncelleme: 10 Oca 2025 18:36

Galatasaray’ın eski sunucusu Ebru Gürsoy'dan karaborsa itirafı: '2 yıldır yapılıyor..'

Galatasaray’da iddia edilen karaborsa bilet soruşturması kapsamında sarı-kırmızılıların eski çalışanı Ebru Gürsoy’un ifadesi ortaya çıktı.

Galatasaray’da karaborsa bilet iddiaları sonrası sarı-kırmızılı ekibin başkanı Dursun Özbek, Galatasaray maç biletlerinin karaborsada satıldığı iddialarının araştırılması için 29 Nisan'da savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

Savcılık ise yürüttüğü soruşturma sonunda dosyayla ilgili "kovuşturmaya yer olmadığına" gerekçesiyle takipsizlik kararına varmıştı.

Ajansspor yazarı Atilla Türker’in yazısında; uzun yıllar Galatasaray bünyesinde GS TV’de görev yapan Ebru Gürsoy’un konuyla alakalı Cumhuriyet Savcılığına verdiği ifade ortaya çıktı.

Galatasaray’ın eski sunucusu Ebru Gürsoy'dan karaborsa itirafı: '2 yıldır yapılıyor..' - Resim : 1

"KARABORSA FAALİYETLERİ YOĞUN ŞEKİLDE YAPILMAKTADIR’’

Ebru Gürsoy verdiği ifadede, "Galatasaray Kulübü'nde 6 Başkan ve 8 yönetim kurulu gördüm. Karaborsa faaliyetleri daha önce kağıt biletler üzerinden yapılmaktaydı. Geçmiş dönemlerde de karaborsa faaliyetleri vardı. Bu dönemde de halen devam etmektedir. Ancak özellikle son 2 sezondur Galatasaray Kulübü'nde karaborsa faaliyetleri yoğun şekilde yapılmaktadır. Bu iş çok yönlü olarak devam etmektedir" ifadelerini kullandı.

Savcılık ifadesinde Ebru Gürsoy, "Galatasaray Spor Kulübünde son 2 sezondur yoğun şekilde karaborsacılık faaliyetleri yapılmaktadır. Bu iş çok yönlü olarak devam etmektedir. Örnek olarak, stadyumun ana nizamiye kısmında güvenlik görevlilerinin stadyum içerisine kriminal ve şaibeli tipleri sokmasından ben bir taraftar olarak ve bizzat bu olayı gördüğüm için çok rahatsızım. Bu konuları daha önceden çeşitli yönetimlerde de dile getirdim. Aslında bu insanlar stadyuma maç izlemek için gelmeyen, karaborsacılık faaliyetleri ile uğraşmak için gelen kişilerdir. Kaldı ki, ben dahi stadyum içerisine girerken personel kartımız, plakamız ve kimliklerimiz dahil incelenmektedir'' dedi.

“İŞLERİNİ KAYBETMEMEK İÇİN SUSMAKTADIRLAR”

Ebru Gürsoy açıklamalarına, ‘’Spor kulübü içerisinde dönen bu olayları da çoğu kişi bilmesine rağmen işlerini kaybetmemek için susmaktadırlar. Stadyum içerisinde ana nizamiye kısmından geçtikten sonra güvenlik odaları ile birlikte hemen arkasında çeşitli bekleme odaları ile UEFA odası bulunmaktadır. Lig maçlarında genellikle UEFA odası müsait olduğundan karaborsacılık faaliyetleri bu odada gerçekleştirilmektedir. Bu odaları genellikle Alper Narman, Eray Yazgan ve Bora Bahçetepe isimli şahıslar kullanmaktadır. Normalde kulüpte yeri olmayacak şekilde Alper Narman isimli şahsın taraftardan sorumlu direktör olarak atadıklarını öğrendim. Eray ve Bora yönetim kurulu üyesidir.

Eray Yazgan aynı zamanda Genel Sekreterdir. Bora ise taraftar derneklerinden sorumlu yöneticidir. Taraftarlar ile bu sebeple sürekli halde iletişime geçmektedirler. Bilet talepleri de bu şahıslara yapılmaktadır. Bu üç şahıs, passolig tarafından kulübe tanımlanan biletlere tanımlanır tanımlanmaz el koymaktadır. Bunu nasıl yaptıklarını açıkçası ben bilmiyorum. Ancak beyanımın ileri safalarında bu durumu anlatacağım. Kombine departmanından Akman Yengin isimli şahıs ile bilet departmanından Devrim Yazıcı isimli şahıslar da yukarıda ismini belirttiğim üç şahıs ile bağlantılı çalışmaktadır. Nitekim bu şahısların karaborsa ile iştirak ettiğinin en güzel örneklerinden biri Dursun başkan seçildikten sonra çok kısa bir süre içerisinde terfi aldılar ve bilet ve kombine direktörü olarak görev yapmaya başladılar. Bunun anlamı normalde sıradan bir görevli 20-30.000 TL maaş alırken direktörler 175.000-200.000 TL maaş almaktadırlar. Ayriyetten Akman'ın yardımcısı olan Emircan Zaptiye isimli şahıs karaborsacılık faaliyeti için bütün iletişimi sağlamaktadır. Kendisinin de farklı bankalardaki hesaplarının karaborsadan gelen paraların yatırılması için kullandığını duydum’’ sözleriyle devam etti.

Ebru Gürsoy’un diğer açıklamaları şu şekilde:

"Bu olaylar açığa çıktıktan sonra kendisi birçok banka hesabını kapatmış. Son 2 senedir de kulüpte bu şekilde faaliyet göstermektedir. Bu olaylar çıktıktan sonra Emircan isimli şahsın görev yeri değişti ve sanırım mağazacılık bölümüne transfer edildiğini duydum. Bu görev yeri değişikliği bile olayın önemli ayrıntılarından biridir. Bu işin amacı da herhangi bir baskında Emircan'ın biletleme bölümünde çalışmadığını göstermek içindir. Genellikle taraftarlar karaborsadan bilet almak istediğinde Emircan'ın hesabında paraların toplandığını ben aracılardan öğrendim. Ancak aracıların kim olduğunu bu aşamada söylemek istemiyorum. Yine stadyum etrafında karaborsacılık işi ile uğraşan ve bilet arayan birçok taraftardan alınan sıcak yani nakit paranın UEFA odasına getirildiğini ve bu odada toplandığını öğrendim. Umarım kamera kayıtları silinmemiştir. Bilirkişi marifeti ile bu kayıtların da incelenmesi gerekir."

"Teyit edememekle birlikte, Ümit Karpuz isimli Dursun Özbek'in şoförü olan şahsın da Dursun başkana gidecek olan parayı kendi hesabına aldığı, bu işlerin de genellikle Dursun başkanın yaşı ve işin niteliği gereği teknoloji gerektirdiğinden, oğlu olan Gökhan Özbek tarafından yürütüldüğünü duydum. Normalde Ümit abi benim çok yakın dostumdur. Ancak bir Galatasaray taraftarı olarak dönen bu usulsüzlükleri kesinlikle kabul etmemekle birlikte, babam dahi olsa bildiklerimi anlatacağımdan kimsenin şüphesi olmasın istiyorum''

''Özellikle Avrupa deplasmanlarında örneğin 5.000 kişilik deplasman biletleri direkt olarak kulüp tarafından Ultraslan'a devredilmektedir. Ultraslan'da bu biletleri karaborsa üzerinden satmaktadır. Çünkü son 2 yıldır ben kulüp ile içli dışlı olmama rağmen deplasman bileti alamadım. Ultraslan tribün lideri olan Yılmaz Tutuş'un Dursun başkan ile çok samimi olduğunu, hatta selamsız şekilde Dursun başkanın odasına girip çıktığını, kendisinin daha önceden cezaevinde yattığını, hatta soyadını da değiştirdiğini biliyorum. Yine bu grupla alakalı diğer şahıs "sucu" lakaplı soy ismini şuan hatırlayamadığım Cahit isimli şahıstır.’’

‘’Yine medyaya da yansıyan şu hususu anlatmak istiyorum. Dursun başkanın Galatasaray Spor Kulübü'nde karaborsa faaliyetleri ile ilgili dosyanın açılması durumunda soruşturmayı Alaaddin Arkcı isimli bir şahsa vereceğini ben bizzat Alaaddin Arkcı'nın yakın çevresinden duydum. Bu şahıslar da zaten Galatasaray Kulübü'nün üyeleridir. Dursun başkanın kimlerle iletişime geçtiğini bilmiyorum ancak bu şekilde bir girişimi olduğunu öğrendim. Ancak kendisi bu savcıya dosyayı atayamayınca bizzat savcılığa başvurmak durumunda kaldı ve kendisi müşteki olarak ifade verdi. Karaborsa faaliyetleri ile ilgili devam edecek olursak, kulübe biletler passolig üzerinden tanımlandıktan sonra kulüp biletleri satışa çıkarmayıp bir süre bekletmektedir. Tabi ki ben teknik personel olmadığım için olayın teknik alt yapısını bilmiyorum. Ancak biletlerin kulüp tarafından bekletildiğini ve satışa çıkarılmadığını öğrendim. Yoksa 5 saniye içerisinde biletlerin tükenmesi gibi bir durum takdir edersiniz ki hayatın olağan akışına aykırıdır."

"Yine bu soruşturmayla ilgisi olduğunu düşündüğüm bir husustan bahsedeceğim. Ahmet Yüce yaşı ve konumu itibari ile Galatasaray spor camiasının çok değer verdiği ve önde gelen kişilerinden olmakla birlikte, Ahmet Yüce'nin oğlu olan Ali Yüce de (05********* numaralı hattı kullanır) Dursun başkanın yönetiminde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmaya başlamıştı. Ahmet ve Ali Yüce isimli şahısların camiada saygınlığının bulunması, nüfuzunun bulunması nedeniyle Dursun başkanın yönetiminde bulunmaları bile yönetimi meşru hale getiriyordu''

''Bu şahıslar ayrıca Skoda Türkiye'nin de sahipleridir. Ali Yüce yönetim kurulundayken bir dönem geldi ki, bir günde istifa etti. Bu istifanın sebebi de Ali Yüce'nin bu yürütülen gayrimeşru işlere şahitlik etmesi ve artık bunu kaldıramaması hatta bir resmi açıklamanın Ali Yüce'nin de imzası varmış gibi kamuoyuna sunulması ancak kendisinin bu imzadan dahi haberi olmamasıdır''

''Eray ve Alper Narman isimli şahıslar Ahmet Yüce'ye giderek "Biz bunu yaptık ama, neden yaptığımızı size söyleyeyim. Galatasaray'ın bilet ve kombinelerden yada çeşitli yerlerden elde ettiği gelirleri bankalar birliği tarafından 450'sinin kesinti yapıldığını, bizde bu kesintinin önüne geçebilmek için öyle bir sistem kurduk ki bankalar birliğine gitmeden Galatasaray'a kazanç oluşturuyoruz. Bu sebeple böyle bir işe girdik" şeklinde beyanda bulunduklarını öğrendim. Direkt olarak aslında Ahmet Yüce'den icazet istemeye gitmişler. Tabi ki Ahmet Yüce'de bu durumu kabul etmemiş. Ben bu olayı da yine yüz yüze Fatih Altaylı'dan duydum."

Gürsoy ayrıca "Ali Yüce ve Ahmet Yüce bu konu ile ilgili dinlenebilir. Netice olarak, stadyum çevresinde bulunan ve bilet bulamayan kişiler karaborsacılık yapan kişiler ile iletişime geçerek stadyum önünde nakit parayı ya da bu şahısların gösterdiği İBAN bilgilerine parayı gönderdikten sonra içerideki bilet departmanı ile iletişim halinde olan bu şahıslar TC kimlik bilgilerini sisteme tanıtarak maça girmek için kare kodu taraftara gönderdiklerini öğrendim. Yine Eray Yazgan yaklaşık 3 ay önce bir demecinde passolig tarafından temin edilen biletlerin daha sorunsuz bir şekilde taraftarlarımıza devri için yazılım geliştirdik şeklinde beyanı vardı.

''Bu beyanını da Savcılık tarafından incelenebileceğini düşünüyorum. Yazılım geliştiricisinin de bu sistemin bir parçası olduğunu duydum ancak ismini net hatırlamamakla birlikte Ali Nail Uzun isimli Galatasaray Üniversitesinden mezun olan ve yazılım şirketi olan bir şahıs olduğunu öğrendim. Yine bu konuyla ilgili Divan Başkanı olan Aykut Alp Derkan'ın da dinlenmesi gerekir''

''Kendisi Dursun başkanın çok samimi ve yakın çevresinden biridir. Üyelere ayrılan biletler hariç tüm biletler taraftar dernekleri üzerinden satılmaktadır. Geçen sezon Rams Park'ta oynanan Galatasaray - Fenerbahçe maçında 1900 adet biletin stadyum çevresinde satıldığını öğrendim. Yine banabiletbul.com üzerinden bilet satışı yapılmaktadır. Akman isimli şahsın ofisinde kombine işlemleri için biletler açıldığı anda biletler bu şahıs tarafından taraftara bitti şeklinde bilgi verilmektedir. Ama hemen dışarıda bekleyen kişiler bu taraftarlara "içeride bizim adamlarımız var, sana kombine ayarlayabiliriz" şeklinde beyanda bulunup taraftarların bu şekilde kombine elde ettiğini biliyorum."

"Kamuoyunda ben karaborsa faaliyetleri için tweet attıktan sonra Eray Yazgan isimli şahıs beni arayarak "Birlikte orta yol bulmak için sizi aradım. Birbirimize bir katkıda bulunabilir miyiz, orta yolu bulalım" şeklinde beyanda bulundu. Ben tabi ki şaşkınlıkla karşıladım ve teklifini geri çevirdim. Bu şahıs bana telefonda 'Sen kişisel hırsların için Galatasaray'ı alet ediyorsun' dedi. Ben bu olaydan çok rahatsız oldum. Yine Dursun başkanın yeğeni olan Serkan Sucu direk olarak Karaköy'de yeni açmış olduğum kafeme gelerek 'Ebru bu kişilerle başa çıkamazsın, başına kötü şeyler gelir, daha dükkânını yeni açtın, dükkanına bir zarar verirler, ben seni uyarayım, ben bile seni kurtaramam, sen bu hususları tekrar düşün' şeklinde bir nevi beni baskı altına almaya çalıştı''

''Aslında Serkan Sucu benim 25 yıllık dostumdur. Buna rağmen beni bu şekilde tehdit etti. Bana bahsetmiş olduğunuz 6284 Sayılı Yasayı anladım ancak herhangi bir uzaklaştırma talebim yoktur. Yine bana bahsetmiş olduğunuz KADES programını da yeni duydum ve telefonuma indireceğim. Tabi ki bana herhangi bir kötülük yapılacaksa, bu kötülüğü de bu ismini saydığım kişiler değil, onların ayakçıları olacaktır."

"Şunun da bilinmesini istiyorum ki, benim ne Dursun başkana ne de Galatasaray Kulübüne karşı bir husumetim yok. Ben çok iyi bir Galatasaray taraftarıyım. Ancak çalıştığım süre boyunca da her zaman dönen karmaşık ve usulsüz olayları dile getirdiğim için, örtbas etmediğim için ortalığı karıştıran bir kişi olarak lanse edildim. Buna rağmen görevi bıraktıktan sonra da 2 kez şampiyonluk kutlamasında sunuculuk yapmak için davet edildim. Bedelsiz olarak bu organizasyonlarda çalıştım. Başkan ve eşiyle de defalarca kez bir araya geldim. Hiçbir kötü niyetim yoktur. Söylediğim gibi, babam dahi olsa herhangi bir usulsüzlük yapılmış ise, bu durumu açıkça ortaya koymak için elimden gelen her şeyi yaparım. Yapmaya da hazırım''

Birçok taraftar ve vatandaşımız karaborsa faaliyetleri yüzünden mağduriyet yaşamıştır. Benim tek amacım Galatasaray'ın daha da ileriye gitmesi. Türk futbolu adına olumlu gelişmelerin yaşanması. Her şeyin liyakat ve hukuk çerçevesinde yerine getirilmesidir. Başka da hiçbir amacım yoktur. Gizli herhangi bir gündemim de yoktur. Yukarıda da bahsetmiş olduğum tüm hususlar benim gördüğüm, bildiğim ve bizzat çok yakın dostlarımdan ve kulüp içerisinde bulunan şahıslardan öğrendiklerimdir. Kimseyi şikâyet de etmiyorum. Sadece Savcılık huzurunda bildiklerimi anlattım. Konuyla ilgili bildiklerim ve gördüklerim bunlardan ibarettir."