Funda Eryiğit'ten olay açıklamalar: "Adnan Şenses'in öldüğünü dün öğrendim"
Oyuncu Funda Eryiğit, Hürriyet'ten Hakan Gence'ye samimi açıklamalarda bulundu.
Oyuncu Funda Eryiğit, kadının üretime katılmadığı, kadınlardan
çıkacak fikirlerin yok sayıldığı her sektör, her topluluğun eksik
olduğunu söyleyerek, "Erkek ve kadın ancak birlikte var
olabildiğinde insanlığı daha iyi bir noktaya götürebilir" dedi.
Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuşan Eryiğit, Adnan Şenses'in
öldüğünü dün öğrediğini belirterek, "Sanki hiç ölmeyecekmiş
gibiydi" ifadesini kullandı.
Eryiğit'in söyleşisi şöyle:
Hakkınızda şaşırtıcı ama gerçek ne
söylersiniz?
- Yüksek derece miyopum. Herkes şaşırır mı bilmiyorum ama...
En son ne öğrendiniz?
- Adnan Şenses’in öldüğünü dün öğrendim. Hiç ölmeyecekmiş gibi
geliyordu herhalde.
‘Canım Ailem’ sonrası ekranda birçok projede yer
aldınız. Güzellik kavramı ve yaptığınız iş arasında nasıl bir bağ
kuruyorsunuz? Sizce aldığınız işlerde fiziğin önemi
ne?
- Güzellik televizyonda ya da ticarette daha çok aranılan bir şey.
Buna göre güzel olmanın da belli standartları var. Güzel olanı
izliyoruz, evet. Ama güzel olanı izlemekle, güzel olan bir şeyde
anlam bulmak arasında fark var. Birinin beni güzel bulması tabii ki
hoşuma gidiyor ama sürekli güzel olup olmadığımla ilgili
konuşulursa rahatsız olurum.
Güzel olduğunuzu ne zaman keşfettiniz?
- 15 yaşında, liseye yeni başlamıştım, hazırlık sınıfındaydım. Üst
sınıflardaki erkeklerden bahçede dolaşma teklifleri geliyordu. İlk
kez o zaman güzel olduğumu düşünmüştüm.
Hayatınızda ne olmasa siz eksik olursunuz?
- Arkadaşlarım.
Aşkın sizdeki karşılığı?
- Heyecan.
Hangi özelliğiniz hayatınıza yeni girenleri
şaşırtır?
- Beni gözlükle gördüklerinde şaşırıyorlar genelde.
15 yaşındaki Funda’yı bugün görseniz ne
öğütlersiniz?
- “Sakin ol” derdim. Kendinle olan derdin düşündüğün kadar önemli
değil. Hayatı yaşa, hayatı daha çok yaşa. Zaten o hayatın içinde
var olacaksın, kendini aramana gerek yok.
Erkek egemenliğini yaşamamış bir kadın yoktur
Yeni diziniz ‘Can Kırıkları’ hakkında ser verilip sır
verilmiyor. Nedir dizinin öyküsü?
- Özetle iki kadın polisin geçmişleriyle hesaplaşma hikâyesi.
Günümüz Türkiye’sinde polis olmak ister
miydiniz?
- İstemezdim. Silahları sevmiyorum.
Polislik gibi erkek egemen bir iş ortamında kadın
olmaya dair neleri sorguladınız?
- Bu sadece polis olmakla ilgili değil, bütün sektörlerde erkek
egemen bir yapı var. Her kadının böyle bir ortama uyumlanmak için,
uyumlanmak istiyorsa tabii, kendi yöntemleri vardır. Doğru ya da
yanlış... Ama kadının üretime katılmadığı, kadınlardan çıkacak
fikirlerin yok sayıldığı her sektör, her topluluk eksik. Erkek ve
kadın ancak birlikte var olabildiğinde insanlığı daha iyi bir
noktaya götürebilir.
Siz kendi iş alanınızda erkek egemenliğine ya da
baskısına maruz kaldınız mı?
- Erkek egemenliğini yaşamamış bir kadın yoktur. Mesela seslendirme
yapmaya başladığımda şansımın erkeklerden daha az olduğu söylendi.
Erkek sesi daha güvenilir bulunuyormuş!