21 Kas 2010 17:31 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:48

FRAGMANI BİLE İSRAİL'İ TİTRETMEYE YETTİ

"Türkiye'de sinemanın gücünü anlamış ve bu anlayışa uygun çalışan tek ekip belki de Kurtlar Vadisi ekibidir."

Fragmanı bile İsrail'i titretmeye yetti...

Türkiye'de sinemanın gücünü anlamış ve bu anlayışa uygun çalışan tek ekip belki de Kurtlar Vadisi ekibidir.

Kişisel çabaları elbette unutmuyorum. Mahsun Kırmızıgül'ün başarılarını, Mehmet Tanrısever'in kişisel çabalarını elbette göz ardı edemeyiz.
Ama genel manada Türkiye'mizde sinemanın gücünün henüz tam anlaşıldığı söylenemez.
Sinema kendinizi dünyaya anlatabilmek için müthiş bir araçtır.
Sinema bir toplumsal ikna aracıdır.
Madem "Medenileri galebe ikna ile olur", işte bu sinema iknanın ta kendisidir.
Bu gücü fark etmek lazım.

Amerika'nın dünya hâkimiyeti kurmasında belki de en büyük pay sinema endüstrisinindir.
Amerikan filmlerinin yüzde 90'a yakını Amerika dışına pazarlanır. Hem para kazanırlar hem de kendilerini anlatırlar.
Her gün, her akşam birkaç Amerikan filmi evlerimizin içinde bizi ve çocuklarımızı Amerika'nın büyüklüğüne, gücüne, yaşam biçimine ikna etmeye çalışır.
Mehmet Tanrısever kişisel gayretleriyle sinema yapmaya çalışıyor.

Eleştirebilirsiniz, iyi veya kötü diyebilirsiniz ama o sinemanın gücünü anlayan birisidir. Şu söz ona aittir:
"Bir cami yaparsınız menzili bir kilometre olur. Bir okul yaparsınız menzili 10 kilometre olur. Ama bir film yaparsınız menzili 40 bin kilometre olur."
Süper bir tespit. Ancak olayı çözmüş bir insanın söyleyebileceği bir söz bu.
Yani yaptığınız film, sinemanın gücü ile bütün dünyayı dolaşır.
Sinemanın gücü konusunu çalışırken bir yerde rastladım. Polonyalı yönetmen Kieslowski diyor ki, "Sinema dünyayı değiştirmez ama sinema seyircisi dünyayı değiştirir."

Kurtlar Vadisi ekibi Kurtlar Vadisi Irak'ı çekti. Kısa süre içinde milyonlarca insan bu filmi izledi.
Türkiye'deki ve bölgedeki Amerikan karşıtlığında önemli payı vardır bu filmin.
Sinema kitleleri heyecanlandırıyor.
Filmde geçen birkaç replik, birkaç söz, bir iki sahne insanları bir fikre ikna etmeye yetiyor.

Geceyarısı Ekspresi'nin Türkiye hakkında bütün dünyada nasıl bir olumsuz imaj çizdiğini unutmayalım.
Bu tür filmlerin yaydığı pisliği temizlemek hem hiç bir zaman bütünüyle mümkün değil, hem de dünyanın parasını harcamak gerekiyor
Şimdi Kurtlar Vadisi ekibi, "Kurtlar Vadisi Filistin"i çekiyor.
Filmin fragmanı bile İsrail'i titretmeye yetti.
İsrail film daha vizyona girmeden, çekimleri bitmeden aleyhte kampanyaya başladı.
Kurtlar Vadisi Filistin'in Fragmanı internette vizyonda...
Polat Alemdar Filistin'e gidiyor. Ambargo yüzünden İsrail topraklarından geçmek zorunda. Havaalanında İsrailli görevliler Polat'a 'İsrail'e hoş geldiniz' diyor. Polat'ın cevabı "Ben İsrail'e gelmedim ki, ben Filistin'e geldim."

Bu cümlelerin özellikle Arap dünyasında meydana getireceği dalgalanmayı daha şimdiden görebiliyorum.
Aynı şekilde Polat'ın İsrailliler'le görüşürken söylediği "Size bu toprakları kim vadetmiş bilmem ama ben size toprağın altını vadediyorum" sözleri de İsrail'in yüzüne bir şamar gibi inecektir.
Kurtlar Vadisi senaristlerinden Bahadır Özdener bu film için şöyle diyor:
"Kurtlar Vadisi Filistin filmi bir milat olacaktır... Bu filmden sonra kimse eskisi kadar Filistin'de yaşanan insanlık dramına sessiz kalmayacaktır... Bu insanlık suçu son bulana kadar nice filmler yapılacak... Ben böyle bir filmin içinde yer almaktan şeref duyuyorum..."

Futbol için söylenen o meşhur sözün aynısını sadece özneleri değiştirip sinema için de söylemek gerekiyor:
"Sinema hiçbir zaman sadece sinema değildir."
Anlamış olmak dileğiyle...

Nuh GÖNÜLTAŞ / BUGÜN