FLAŞ!..FLAŞ!..FLAŞ!..KARA LİSTEYİ ADALET DELDİ!. RADİKAL'İN GEREKÇE GÖSTERMEDEN İŞTEN ATTIĞI GAZETECİ AHMET ŞIK 'İŞE İADE' DAVASINI KAZANDI!..
Adalet tecelli etti!.. Bakırköy İş Mahkemesi, Gazeteci Ahmet Şık'ın Radikal'deki işine son verilmesini haksız buldu ve 19 ay sonra işe iadesine karar verdi!..Şık, Radikal'den kovulduktan sonra dava açtığı için diğer gazetelerde işe alınmamıştı!
Şık'ın avukatı Rana Yılmaz, dava ettikleri Doğan Gazetecilik A.Ş.'nin davada Şık'la ilgili yalnızca "performans düşüklüğü" gerekçesini öne sürdüğünü, ancak bunun da bir belgeyle ya da tanıkla desteklenmediğini bianet'e anlattı.
4857 sayılı İş Yasası'na göre, Doğan Gazetecilik A.Ş. kararı kabul eder ve temyize gitmezse, Şık'ı işe geri almak veya işe almazsa dört aylığı işsizlik için, altı aylığı da tazminat olmak üzere toplam on aylık ücreti tutarında ödeme yapmak durumunda. Ancak şirketin kararı temyiz etmesi ve Yargıtay'a götürmesi bekleniyor.
Yılmaz: Yasaya göre iki ayda verilmesi gereken karar, bir buçuk yılda çıktı
Avukat Yılmaz, İş Yasası'nın 20. maddesine göre, işe iade davalarının mahkemede iki ay içinde, temyiz halinde Yargıtay'da da bir ay içinde sonuçlandırılması gerektiğini söylediğini, ancak bu davayla ilgili yerel mahkeme kararının ancak yaklaşık bir buçuk yılda çıktığını vurguladı.
Yılmaz, "İşe iade davaları Yargıtay süreciyle birlikte ortalama iki yılı bulabiliyor. Adaletin gecikmesi işvereni teşvik eden, basın çalışanını mağdur eden bir faktör. Ayrıca çocuğunun masrafını, geçimini düşünen birçok basın çalışanı için 'bezdirici' bir süre oluyor bu" dedi.
"Gazeteciler işten çıkarmalara karşı toplu hareket etmeli"
Yılmaz, medya şirketlerinin gazetecileri işten çıkarmalarında ve işe iade davaları sürecinde yaşanan sorunlardan bazılarını şöyle özetledi:
* Yasa işveren işe iade davasını kaybettiğinde, çalışanı işe almaması halinde dört aylık ücret tutarında bir ödeme öngörüyor. Bu ödeme, davanın toplam üç ay içinde sona ermesi hükmünün bir güvence sağladığı düşünülerek belirlenmiş. Ama davalar uzadıkça bu dört aylık ödeme yetersiz kalıyor. Ahmet Şık örneğinde, gazeteci bir yıldan fazla işsiz kaldı.
* İşveren gazetecinin kıdem tazminatını da ödememişse, kıdem tazminatıyla ilgili dava, işe iade davasının sonuçlanmasından sonra açılıyor. Hukuken, hem işe iade hem de kıdem istenmesi mantıklı değil. İşe iade davalarının uzaması bu nedenle de gazetecinin aleyhine.
* İşverenin "çifte bordro" uygulaması, tazminatlarda eksik ödeme sonucunu doğuruyor. İşveren, gazetecinin maaşının bir bölümünü bordroda gösteriyor, bir bölümünüyse telif kapsamında ödüyor. Sonuçta, tazminatlar bordrodaki ücret üzerinden hesaplandığı için, gazeteci gerçek ücreti üzerinden tazminat almıyor. Avukat Yılmaz, bunun için de ayrıca bir dava açılması gerektiğinden yakınıyor. Ahmet Şık'ın davasının yanı sıra, Doğan Grubu'na açılan işe iade davalarının çoğunda bu durumun olduğuna dikkat çekiyor.
Yılmaz, basın çalışanlarının bu uygulamalara karşı en önemli mücadele yolunun "topluca hareket etmek" olduğunu vurguladı.
"Medya sektöründeki tekelleşme nedeniyle, Doğan Grubu'nun kapıları bir basın çalışanına kapandığında, bağlantıda olduğu yerlerin de, hatta rakiplerinin bile kapıları o gazeteciye kapanmış olabiliyor. Bu nedenle patronlar, bireysel hareket eden gazeteciye 'istifanı ver, yoksa piyasada iş bulamazsın' diye baskı uygulayabiliyor.
"Oysa, gazeteciler topluca hareket ettiğinde basın patronları bu kadar rahat olamaz. Bir yılda 60 kişiyi, tek tek, markajla, sindirerek, tehdit ederek, zamana yayarak işten çıkarabiliyorlar. Bunların yüzde 80-90'ından da istifa dilekçesi almayı başarıyorlar. İstifa dilekçesiyle birlikte ibraname de alıyorlar. Bu da gazetecinin fazla çalışma ücretlerini almasının önünü kapatıyor. Basında fa