FLAŞ!..BAŞBAKAN'DAN SONRA YARGITAY DA MEDYAYI TOPA TUTTU!..HANGİ HABERE YAPILAN YORUMLAR YARGITAY'I HAREKETE GEÇİRDİ?..ZEHİR ZEMBEREK AÇIKLAMADA KİMLERE HANGİ MESAJLAR VERİLDİ?..
Sırf okurların merakını uyandırmak adına sergilendiğini düşündüğümüz bu sorumsuzluk; toplumun büyük kesimini rahatsız edeceği gibi, yargıyı da hafife almak olarak değerlendirilmiştir.
Yargıtay, "Basın kuruluşları ve habercileri taşıdıkları ağır sorumluluğun bilincinde olmaları" konusunda uyardı.
Yargıtay Başkanlığı, ''basın kuruluşlarının ve habercilerin taşıdıkları ağır sorumluluğun bilincinde olmaları, bu sorumluluğa uygun davranmaları, kamuoyunu yanıltıcı ve yanlış yönlendirici haber ve yorum yapmamaları gerektiğini'' bildirdi.
Yargıtay Başkanlığı Basın Bürosundan yapılan yazılı açıklamada, çeşitli basın organlarında uzun süredir ve sıklıkla ''olayın hukuki niteliği ile ilgili yeterli bilgiden yoksun haberlerin'' yer aldığı belirtildi.
Yargı kararlarının niteliği gereği teknik ve özel bilgi gerektirenler hariç, vatandaşların anlayabilecekleri şekilde kaleme alındığı bildirilen açıklamada, basında yer verilmesi düşünülen kararların en azından ilgili basın kuruluşunun hukuk bürolarına danışılarak haber yapılmasında fayda olduğu ifade edildi.
Farklı algılamalar ya da yanlış yorumlamalarla yapılacak haberin toplumu yanlış bilgilendireceğinin unutulmaması gerektiği belirtilen açıklamada, köşe yazarlarının sorumluluğunun ise daha da ağır olduğu, bir konuyu değerlendiren yazarın, yorum ve eleştirisinde sağlıklı verilere, sağlam bilgilere dayanması ve bunları sağduyu süzgecinden geçirmesinin zorunluluğu vurgulandı.
Konunun, mahkeme kararı bazında irdelenmesi halinde ise kararın emsal teşkil edecek bir karar mı, yoksa somut olaya özgü bir hüküm mü olduğuna dikkat edilmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, ''Bu çizgi, işin özünü teşkil eder. İçeriği iyice anlaşılmadan yazılan bir haber ya da yapılan bir yorum, okuyanı farklı ve yanlış bilgiye ve kimi zaman da tepkiye yönlendirir. Basın mensuplarının bu hassas çizgiye özen gösterdiklerinden şüphemiz olmamakla birlikte, çizgiye basılması ya da çizginin aşılması nadir de olsa görülmektedir'' denildi.
Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin bir kararının çarpıtılarak; ciddi ve üzücü bir olayın, magazin boyutuna indirgendiğinin gözlendiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Sırf okurların merakını uyandırmak adına sergilendiğini düşündüğümüz bu sorumsuzluk; toplumun büyük kesimini rahatsız edeceği gibi, yargıyı da hafife almak olarak değerlendirilmiştir.
Haberin konusu, eşini öldüren sanığın cezasından yapılan indirimdir. Oysa manşete taşınan gerekçeyle sanık lehine indirim yapılmamış, Daire kararında görüleceği üzere bu husus açıkça belirtilmiştir. Söz konusu olayda, eşin cinsel birleşme talebini reddetmesinin indirim nedeni olmadığı net bir şekilde vurgulanmıştır. Sanığa hakaret etmesi, iteklemesi, yataktan atması lehine haksız tahrik olarak kabul edilmiştir. Uygulamadaki indirim, dosya kapsamına göre, yasal ve farklı gerekçeler taşımaktadır. Yukarda da açıklandığı gibi, sorumlu haberciliğin gereği bu konunun basın kuruluşunun hukuk bürosuna danışılarak yazılmasıdır. Duyarlı insanların infiale kapılmasına sebebiyet verecek boyuttaki sarsıcı manşet, ne olayla ne de verilen kararla örtüşmemektedir.
Basın kuruluşlarının ve habercilerin taşıdıkları ağır sorumluluğun bilincinde olmaları, bu sorumluluğa uygun davranmaları, kamuoyunu yanıltıcı ve yanlış yönlendirici haber ve yorum yapmamaları gerekmektedir. Yapılan her hatanın tekziple düzeltilmesi de mümkün değildir. İki gün sonra yapılacak düzeltmenin kaç kişinin dikkatini çekeceği, kaç bulanmış zihni berraklaştıracağı bilinemez. Önemli olan konuları çarpıtmamak ve zihinleri karıştırmamaktır.''