Fırsat bu fırsat! Kılıçdaroğlu aday olur mu?

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, CHP’nin yeni kurultay kararını ve adaylık ihtimallerini değerlendirdi…

Efendim; CHP’de gene kurultay hazırlıkları var. Ancak bu kez neden farklı görünüyor? Çünkü genellikle olduğu gibi kendi iç hesaplaşmalarına dönük olarak düşünülmüyor. Düşünülmüyor ama burası CHP, hiç belli olmaz. Fırsat bu fırsat deyip kolları sıvayanalar çıkabilir. Huylu huyundan kolay vazgeçmez!..

Eğer CHP’nin klasik hastalığı depreşirse edindiği bütün artılarını hovardaca harcayabilir. Gerçi CHP son zamanlarda “Akılcı” davranmaya çalışıyor olsa da adına akıl dediğimiz şey her zaman kafadan uçmaya müsait bir özelliktir!..

Kayyuma Karşı Önlem!..

Gerçekten birileri CHP ile fena oynuyor Türkiye’nin en eski ve “Kurucu partisi” olmakla övünen CHP neye karşı, nasıl önlem alacağını biraz şaşırmış durumda. Hangi gediği kapasa karşısına başka bir şey çıkartılıyor. İmamoğlu’nu mu korumaya çalışsın partiye yönelik dalgaya mı göğüs gersin? O yüzden böylesi bir ihtimale karşı CHP yeni bir kurultay tertipleme kararı almış durumda.

Düşünün, bir ana muhalefet partisi kendini korumaya almak için böylesi atraksiyonlara başvurmak zorunda kalıyor. Bu noktada hile değil ama adeta “Hülle”ye başvurmak zorunda kalınıyor. Üstelik daha geçenlerde seçimli tüzük kurultayı yapılmış ama kimse aday olmaya cesaret edememişti.

Tabii biz bunları normal akışa göre varsayıyoruz ama her şeye rağmen kayyum atanabileceğini, kurultayın ertelenebileceğini, 38.kurultayın iptal edilip eski statükoya dönülünce Kılıçdaroğlu’nun kayyum olarak tekrar başkanlığa oturtulacağı, vb ileri süren –şu veya bu amaç güden- kişi ve hukukçulara da rastladım. Ben işin bu gibi alengirli yönlerinden hiç anlamam. Yanlış bir şey de söylemek istemem. O yüzden sadece şu anki var olan durumu baz alıyorum.

Fırsat Bu Fırsat mı?..

Peki 6 Nisan günü geldiğinde bu durumu fırsat bilenler çıkabilir mi? Birilerine kalırsa çıkabilir hatta çıkacak. Başkalarına kalırsa bu formalite, “Bela savma” cinsinden bir kurultay olacak. Ancak ve şayet buna heves edenler çıkarsa durum ne olacak?

Öte yandan Saraçhane’deki duruşu, Erdoğan’la girdiği polemikler, geliştirdiği taktikler ve Saraçhane polemikleri Özgür Özel’i kitlesi gözünde yeterince parlattı. (Ayrıca Ekrem İmamoğlu ile en uyumlu kontağı onun kurabileceği düşünülüyor) Özgür Özel inisiyatif kazanıp, rahatladı. Kısa vadede bunun kolay kolay değişeceğini zannetmiyorum. Zaten Özel'in Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sorusuna verdiği cevap durumu fazla ciddiye almadığını gösteriyordu. Özel Daha ciddi soru varsa yanıtlayayım. Magazinle meşgul olacak ruh halinde değilim." yanıtını verecekti.

“Bir Bölen” mi Olacak?..

Lakin benim tahminim Kılıçdaroğlu istese bile şu koşullarda aday olamaz. Bunun birkaç nedeni var. Birincisi CHP’nin bugünkü şartlarında bu göreve soyunmak bir tür “İhanet” gibi görülecektir. İkincisi buna yeter gücünün şu aşamada olduğunu hiç sanmıyorum. Garantisi yoktur. Beyhude kalabilir. Kazanma ihtimali zayıftır. Üçüncüsü parti ve CHP kamuoyunun bunu istediğini düşünmüyorum. İlaveten istese bile “Konjonktür hazretleri” pek müsait görünmüyor zannımca.

Sonuçta böylesi bir girişim Kılıçdaroğlu’nun -zaten yıpranmış olan- imajına zarar verecektir. “Bir Bölen” davranışı içine giremez. Zaten şu an bile –doğru veya yanlış- yapılan operasyonlardan “Kılıçdaroğlu ekibi” ni sorumlu tutanlar vardır. (Şaban Sevinç, Tanju Özcan, vb gibi) İş daha da çatallaşır.

Dolaylı Müdahaleler Olabilir!..

Ancak bu Kılıçdaroğlu’nun kurultaya bir şekilde müdahil olmayacağı, hatta bir aday çıkartıp, onu destekleyip, nabız yoklamayacağı anlamına hiç gelmez. Yahut başka fiili durumlar altında gelişmeler yaşanabilir. (Misal Oğuz Kaan Salıcı’nın ve Mustafa Sarıgül’ün Gürsel Tekin’in, Ali Mahir Başarır ve hatta Murat Karayalçın’ın çeşitli senaryolarda adı geçti bir ara. Hatta daha üye olmasa bile sürpriz olarak Muharrem İnce ismi dahi telaffuz edildi) Direkt yerine dolaylı müdahaleler gündeme gelebilir.

Kılıçdaroğlu ve çevresi CHP’deki geleceklerine dair stratejiler çiziyorlardır muhakkak. Bu noktada kurultaydan nasıl faydalanacakları üzerine yoğunlaşacaklardır. Aksi bir girişim tam anlamıyla “Sürpriz” olacaktır. Tabii gözünü karartma hali hariç!..

Dere Geçilirken At Değiştirilmez!

Ancak çok daha ağır bir psikolojik handikap var. Bugünkü zor, kuşatma şartlarında bunu yapan her kim olursa olsun CHP’de “Hain” damgası yiyeceği, “istenmeyen kişi” ilan edileceği açıktır. Böylesi kritik bir dönemeçte genel merkezin vermek istediği “Birlik” mesajına aykırı düşen herkes “CHP’yi karıştırmak isteyen kişi” muamelesi görecektir.

Kendisini “İktidar adayı” olarak gören bir partinin kendini yıpratacak hamlelere izin vermesi düşünülemez. Kamuoyu karşısında yeniden kavgalı, kendi içinde uyumsuzluk görüntüsü vermek -hele de şu sıralar- CHP’ye hayli puan kaybettirir. Kısaca konjonktür buna pek el vermiyor. Yoksa ortalık gene toz duman içinde kalabilirdi. Hoş, buna rağmen birileri “Katakulli” çevirmeye niyetlenebilirler o başka!..

“Yüze Tükürme” Tartışması?..

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugünkü CHP yönetimiyle ciddi bir sıkıntısı olduğu biliniyor. Başta Özel olmak üzere belli isimlerin kendisini “Arkadan hançerlediklerini” düşünüyor. Bu anlamda yeniden bir “Hesaplaşma” fırsatı aradığı aşikâr. Bu fırsatı bulduğunda da değerlendireceği kesin. Kendine göre haklı gerekçeleri de olabilir. Bazen çok haksız veya sert suçlamalara maruz kaldığı da aşikâr. Parti içinde belli bir taraftarı da mevcut.

Nitekim İsmail Küçükkaya’nın programına katılan CHP Genel Başkan yardımcısı Gökhan Zeybek Küçükkaya’nın ,(biraz “Çanak soru” gibi duran) “Kılıçdaroğlu partinize kayyum olarak atanabilir mi?” sorusuna hayli sert ve edep dışı bir cevap veriyordu. “CHP’de kayyum olarak atanacak kişinin yüzüne tükürülür” Bu cevap kavganın alttan alta kızışmakta olduğunu gösteriyordu aslında. Nitekim buna Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerden Cemal Şener, “Yüzüne tükürülecek biri varsa o da sensin” diye cevap verecekti.

“Kamikaze Dalışı” Olur mu?..

Kılıçdaroğlu açısından baktığımızda dezavantajlı koşullarda tekrar yarışa girmek onun siyasi hayatının iyice sonu anlamına gelebilir. Muhakkak ki deneyimli bir siyasetçi olarak kendi çevresine danışıyor, nabız yokluyor ve dengeleri kolluyordur. (İlginç. Yeni tarihli bir ankete göre Kılıçdaroğlu Özgür Özel’den sonra 2. İhtimal görünüyordu) Öte yandan aday olmak, kendini aklamak onunda hakkı görünüyor. Fakat yenilgiden ve yıllardır pek başarılı sonuç alamamasından dolayı insanlar ona soğuk bakabiliyor. Bu noktada sıkıntı var gibi.

Öyle veya böyle yaklaşan kurultay ne şekil alırsa alsın, açıktan veya gizliden bir dizi iç hesaplaşmaya zemin hazırlayacağa benzer. Bu dışa da taşabilir, bastırılıp ertelenebilir de. Bir “Kamikaze dalışı” na yönelinir mi bilmem. Bu yüzden Kılıçdaroğlu aday olsun olmasın tartışmanın merkezindedir. Bu ise CHP’de eski defterlerin halen kapanmadığını göstermektedir!..

28.03. 2025