FIRÇA ATTIĞIM, BAĞIRDIĞIM, HAYATI ZİNDAN ETTİĞİM MUHABİRLERDEN ÖZÜR DİLERİM!
Reha Muhtar yıllarca bağırdığı, çağırdığı, 9.kattan aşağı atmakla tehdit ettiği muhabir ve kameramanlardan neden özür diledi?
Vatan Yazarı Reha Muhtar, Mustafa Denizli’nin sağlık sorunları nedeniyle Beşiktaş’tan ayrıldığı şeklinde haber yapan gazetecileri sopayla kovalamak istiyor!
İşte Muhtar’ın hem öfkelendiği hem de eski ekibinden özür dilediği o yazısı:
Karşılaştığım meslektaşlar ve sokaktaki insanlar bana sık sık sorarlar:
“Haberlere dönmeyecek misiniz?..”
Sokaktaki vatandaş bir yana, bana bunu soran meslektaşlarıma belirtmeliyim ki “İyi ki haberlere dönmüyorum arkadaş... Yoksa Denizli olayında bu haberleri yazan gazetecileri sopayla kovalardım ben...”
***
Kaptan Swing’de bir El Ginşo karakteri vardı...
El Ginşo’nun sakat kolundaki kanca muhteşemdi...
Sağlıklı kolun yapamadığını yapardı, işleri yapardı o kanca...
Şimdi elalemi kör ve aptal zanneden o zavallılara birkaç soru sorayım...
Mustafa Denizli, Pazartesi gecesi tansiyonu aniden çıkmış apar topar İstanbul’a gelip Beşiktaş Basın Sözcüsü olan Prof. Dr. Mete Düren’e görünmüş...
Tansiyonu 22 imiş, Mete Düren açıklamış:
“Hocamızın sağlık durumu ciddi...”
***
Arkadaş bunu yazan bunca gazeteci, haberi kontrol eden editör, sorumlu müdür vesaire, birisinin aklına gelmedi mi “Bu Mustafa Denizli, tansiyonu fırladıysa niye kalkıp ta Çeşme’den 1 saat yol yapıp İzmir’e geliyor?.. İzmir’de uçak bekliyor, uçağa biniyor, yüksek irtifada seyahat ediyor...”
Yüksek tansiyonlu hasta uçağa biner mi?..
Kendi başına doktora görünmek için İzmir’i bırakıp ta İstanbul’a gelir mi?..
Sonra bu Prof. Dr. Mete Düren kimdir?..
Amerika’da Özal’ı bypass eden DeBakey mi?..
Koskoca Mustafa Denizli, İzmir gibi bir şehirde bir tane doğru düzgün hastane ve doktor bulamadı mı da, İstanbul’a Beşiktaş yöneticisi doktora, görünmeye geliyor?..
***
Mustafa Denizli’nin ağır bir sağlık sorunu olsa niye kalkıp Çeşme’den İstanbul’a gelsin?..
Allah korusun, anında hastaneye kaldırırlar ya da evinde istirahat verirler...
Hasta istirahat eder, sonra raporunu İstanbul’a gönderir...
Kulüpten birileri de kalkar Çeşme’ye Hoca’nın evine gider, durumu netleştirir, sorunu çözer...
Yok öyle olmuyor...
Mustafa Denizli’nin Pazartesi gecesi tansiyonu 22’ye fırlıyor...
“Benim tansiyonum fırladı... Ben bu Beşiktaş’ı artık çalıştıramam... En iyisi uçağa bineyim Mete Düren’e gideyim... Hazır hem doktor hem Beşiktaş yöneticisi... Hem ziyaret hem ticaret... Orada muayene olur, sonra sağlık sorunlarım var deyip ayrılırım...”
Böyle diyor...
Daha doğrusu böyle dediğini yazıyorlar...
***
Bunları yalan yanlış yazan gazeteci kalkıp empati de mi yapmaz?..
Kendisinin tansiyonu 22’ye fırlasa, şehirlerarası yolculuk yapıp, şirket doktoruna mı görünmeye gider?..
Yoksa yakında bulduğu bir hastaneden mi rapor alır?..
Siz bu senaryoya inanır mısınız?..
İnanmıyorsanız koskaca gazeteciler, utanmadan, sıkılmadan nasıl yazıyorlar bu olayı satırı satırına aynen böyle?..
Ben gazetede, televizyonda yönetici olacağım da, bana muhabir haberi böyle getirecek, ben de sesimi çıkarmayacağım öyle mi?..
Bu haberdeki mantık hatalarının onda birini yapmadıkları halde...
Yıllarca bağırdığım, çağırdığım, fırçaladığım, hayatı zindan ettiğim, 9. kattan aşağı atmakla tehdit ettiğim tüm muhabir ve kameramanlarımdan özür dilerim...
Size gazetecilik öğretmeye çalışmıştım...
Bilmezdim kelimelerin bu kadar sahtekârca, olayların bu kadar riyakârca saptırılabileceğini...
Bu rezaleti yaşamadan önce...