FIRAT CANER'DEN İKİ YENİ KİTAP: HAYIFLANMA VE ZEVAL
Fırat Caner'in Hayıflanma ve Zeval adlı iki kitabı Komşu Yayınları tarafından yayımlandı.
Caner’in Hayıflanma adlı anlatısının kurmaca anlatı türünün olanaklarına ilişkin bir arayış metni olduğunu söylemek mümkün. Bir konusu olmadığı gibi, parçalar arasında bir süreklilik varmış hissi uyandıran anlatı kişilerinin tanıtlayıcı özellikleri de yok. Bir okurun tavsiye ederken başkasına anlatamayacağı, bir öğrencinin özetleyemeyeceği ve başka metinlere atıflarla örülmüş olması sebebiyle de bir yazarın gönderme yapmakta sıkıntı çekeceği son derece özgün bir eser.
Kitabın temel sürükleyici unsuru Fırat Caner’in dille kurduğu
ilişkinin ta kendisi... Bu nedenle de Hayıflanma bir defada
tükenmeyecek bir okuma serüveni vaat ediyor. Kitap, bir kez
okunduktan sonra her okurun kendi yaşam ve edebiyat yaşantısı
doğrultusunda tekrar tekrar dönüp okumak isteyeceği bölümler,
paragraflar ve cümlelerle dolu. Hayıflanma’yı bitirdiğinizde bir
roman ya da bir hikaye okumadığınızı, belirli bir olay zinciri
içinde sürüklenmediğinizi ve kitabı size okutan şeyin olay zinciri
içinde bir sonraki aşamada ne olacağına ilişkin merakınız
olmadığını fark ediyorsunuz. Tam da bu yüzden olsa gerek, alışılmış
bir romanı okuduktan sonra kitapla ilişkiniz sona ererken,
Hayıflanma ile ilişkiniz kitabı ilk okuyuşunuzla başlıyor. Sonrası,
ilk kez kulağınıza çalındığında pek hoşunuza giden bir şarkıyı
yeniden ve yeniden dinlemeyi istemek gibi...
Üslup Gezgini Bir Serüven: Zeval
Fırat Caner’in Zeval adlı şiir kitabı ise “Zeval”, “Taş Denizi” ve
“Islıklar” başlıklı üç kısım, hem içerik hem de üslup bakımından
birbirlerinden çok farklı özellikler taşıyor. “Zeval”
başlıklı birinci kısımda yer alan şiirlerde, “şaman” olarak anılan
bir şiir kişisi üzerinden uygarlık ve dinler tarihi
irdeleniyor. Şiirler günlük konuşma diline yakın bir dille, deneme
türünün olanaklarından faydalanarak ve iç ritim gözetilerek
yazılmış. Hıristiyanlık anlatılarına yoğun göndermeler var. “Taş
Denizi” başlıklı ikinci kısımda yer alan şiirlerdeki üslup ve
içerik, Caner’in bu kısımda Asaf Halet Çelebi’yle söyleştiği
duygusunu uyandırıyor. Şiirlerde atmosfer öne çıkartılmış. Bu
kısımda da İslam ve Budizm anlatılarına yoğun göndermeler var.
“Islıklar” başlıklı üçüncü kısımda ise imgeler ve ses ahengi öne
çıkartılmış. Bu kısım içerik bakımından da önemli bir farklılık arz
ediyor: Şiirlerde söz edilen her şey dünyevi.
Zeval okuyucuya şaşırtıcı bir şiir deneyimi sunuyor. Şiirler tek
tek okunduklarında etkili bir lirizm, bir arada okunduklarında ise
felsefi bir okuma deneyimi yaşatıyor. Görülen o ki Fırat Caner bu
kitapla yalnızca Türk şiir geleneği ile değil, aynı zamanda dünya
şiiri geleneğiyle ve evrensel kanonik anlatılarla da ilişkiye
giriyor. Bu da Zeval’in hem yerel hem de evrensel bir çerçeveye
sahip olduğu anlamına geliyor. Zeval ilk şiir kitabı, fakat
belli ki Caner kitaplı bir şair olmak için bir usta olmayı
beklemiş.