09 Mar 2011 15:30
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:07
FINANCIAL TIMES: ''TÜRKİYE MEDYAYI SİNDİRMEYE SON VERMELİ!''
Türkiye'de gazeteci tutuklamalarına yurt dışından tepkiler sürerken Financial Times'tan çarpıcı bir yorum geldi..
Financial Times gazetesi başyazısında AKP’nin bir süre iktidarda kaldıktan sonra "alarm verici otoriter eğilimleri açığa vurmaya başladığı" görüşünü savundu
Türkiye’de gazeteci tutuklamalarına yurt dışından tepkiler sürerken Financial Times gazetesi, "Türkiye, medyayı sindirmeye son vermeli" dedi. Gazete, başyazısında AKP’nin bir süre iktidarda kaldıktan sonra "alarm verici otoriter eğilimleri açığa vurmaya başladığı" görüşünü de öne sürdü.
Financial Times gazetesi "Türkiye, medyayı sindirmeye son vermeli" başlığını taşıyan başyazısında AKP’nin, iktidara geldiği 2002 yılından bu yana ülkeyi "teokratik bir devlete dönüştürmeyi amaçladığı yönündeki suçlamalara maruz kaldığını ancak bu yöndeki iddiaları haklı çıkartarak pek az kanıt bulunduğunu" belirterek şöyle devam etti:
"Ancak başka bir gelişme kaygılanmayı haklı kılıyor. Uzun bir süre iktidar olduktan sonra ve işlemeyen bir muhalefetin denetimi yokluğu nedeniyle parti, alarm verici otoriter eğilimlerini açığa vurmaya başladı."
Son gazeteci tutuklamalarına dikkat çeken gazete, Türkiye’de halen 60 kadar gazetenin cezaevinde bulunduğuna, Doğan grubunun "hükümetle bir atışma" sonra da 3.2 milyar dolarlık bir vergi cezasının verildiğine işaret etti
-"DARBE KOMPLORARI SORUŞTURULMALI AMA"-
İngiliz gazetesi, Türkiye’de 1960’dan bu yana dört hükümetin devrildiğini, AKP’yi kapatmaya çalışıldığını anımsattıktan sonra darbe komplosu savlarının soruşturulması gerektiğini, gazetecilerin bu yönde bir soruşturmanın dışında bırakılması için herhangi bir nedenin bulunmadığını vurguladı. Yazıda şöyle denildi:
"Ancak, Türkiye’nin bürokrasisi ve güvenlik kurumlarındaki demokrasi karşıtı güçlerin köklerini kazmaya yönelik takdire layık girişimlerle başlayan soruşturmaların eleştirisel sesleri susturma aracına dönüştüğü izleniminden kurtulmak giderek zorlaşıyor."
-"HÜKÜMETTEN HESAP SORULMASINDA BASIN KİLİT UNSUR OLDU"-
Yazıda artan sayıda gazetecinin, "siyasi ikliminin kendilerini otosansür uygulamayı zorlaması"ndan şikayet ettiğine dikkat çekilirken "Bu da kaygı verici. İlk olarak çünkü basın özgürlüğü, ödün verilmemesi gereken temel bir halktır. İkincisi, Türkiye’de yürütmenin giderek sınırlanmaması meselesi var. Muhalefet kargaşa içinde. ve ordunun gücü, haklı olarak kısıtlandı. Bu durum, güçlü bir basını, hükümetten hesap sorulması konusunda kilit unsur haline getiriyor" denildi.
-"SORUNUN TESPİTİ YETMİYOR, YENİ ANAYASA LAZIM"-
İngiliz gazetesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi bazı AKP liderlerinin "basına tehdit varlığını kabul ettikleri"ni belirterek, "Ancak sorunun tespiti yeterli değil" derken TCK’nın 301. maddesinin hala kaldırılmadığına dikkat çekerek, "hükümetin harekete geçmesi gereği"nin altını çizdi. Gazete şöyle devam etti:
"Sayın Erdoğan’ın yerine getirmesi gereken ilk sözünü yeni anayasa taahhüdüdür. Sadece, 1980 darbesinin kalıntısı mevcut anayasanın tümüyle yeniden yazılması yeterli olabilir. Bu yeni anayasada basın özgürlüklerin yüceltilmesi ve bunlara sadık kalınması, iyi bir başlangıç olur."
Türkiye’de gazeteci tutuklamalarına yurt dışından tepkiler sürerken Financial Times gazetesi, "Türkiye, medyayı sindirmeye son vermeli" dedi. Gazete, başyazısında AKP’nin bir süre iktidarda kaldıktan sonra "alarm verici otoriter eğilimleri açığa vurmaya başladığı" görüşünü de öne sürdü.
Financial Times gazetesi "Türkiye, medyayı sindirmeye son vermeli" başlığını taşıyan başyazısında AKP’nin, iktidara geldiği 2002 yılından bu yana ülkeyi "teokratik bir devlete dönüştürmeyi amaçladığı yönündeki suçlamalara maruz kaldığını ancak bu yöndeki iddiaları haklı çıkartarak pek az kanıt bulunduğunu" belirterek şöyle devam etti:
"Ancak başka bir gelişme kaygılanmayı haklı kılıyor. Uzun bir süre iktidar olduktan sonra ve işlemeyen bir muhalefetin denetimi yokluğu nedeniyle parti, alarm verici otoriter eğilimlerini açığa vurmaya başladı."
Son gazeteci tutuklamalarına dikkat çeken gazete, Türkiye’de halen 60 kadar gazetenin cezaevinde bulunduğuna, Doğan grubunun "hükümetle bir atışma" sonra da 3.2 milyar dolarlık bir vergi cezasının verildiğine işaret etti
-"DARBE KOMPLORARI SORUŞTURULMALI AMA"-
İngiliz gazetesi, Türkiye’de 1960’dan bu yana dört hükümetin devrildiğini, AKP’yi kapatmaya çalışıldığını anımsattıktan sonra darbe komplosu savlarının soruşturulması gerektiğini, gazetecilerin bu yönde bir soruşturmanın dışında bırakılması için herhangi bir nedenin bulunmadığını vurguladı. Yazıda şöyle denildi:
"Ancak, Türkiye’nin bürokrasisi ve güvenlik kurumlarındaki demokrasi karşıtı güçlerin köklerini kazmaya yönelik takdire layık girişimlerle başlayan soruşturmaların eleştirisel sesleri susturma aracına dönüştüğü izleniminden kurtulmak giderek zorlaşıyor."
-"HÜKÜMETTEN HESAP SORULMASINDA BASIN KİLİT UNSUR OLDU"-
Yazıda artan sayıda gazetecinin, "siyasi ikliminin kendilerini otosansür uygulamayı zorlaması"ndan şikayet ettiğine dikkat çekilirken "Bu da kaygı verici. İlk olarak çünkü basın özgürlüğü, ödün verilmemesi gereken temel bir halktır. İkincisi, Türkiye’de yürütmenin giderek sınırlanmaması meselesi var. Muhalefet kargaşa içinde. ve ordunun gücü, haklı olarak kısıtlandı. Bu durum, güçlü bir basını, hükümetten hesap sorulması konusunda kilit unsur haline getiriyor" denildi.
-"SORUNUN TESPİTİ YETMİYOR, YENİ ANAYASA LAZIM"-
İngiliz gazetesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi bazı AKP liderlerinin "basına tehdit varlığını kabul ettikleri"ni belirterek, "Ancak sorunun tespiti yeterli değil" derken TCK’nın 301. maddesinin hala kaldırılmadığına dikkat çekerek, "hükümetin harekete geçmesi gereği"nin altını çizdi. Gazete şöyle devam etti:
"Sayın Erdoğan’ın yerine getirmesi gereken ilk sözünü yeni anayasa taahhüdüdür. Sadece, 1980 darbesinin kalıntısı mevcut anayasanın tümüyle yeniden yazılması yeterli olabilir. Bu yeni anayasada basın özgürlüklerin yüceltilmesi ve bunlara sadık kalınması, iyi bir başlangıç olur."