16 Nis 2015 10:04
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:29
Financial Times: Gül, Erdoğan'ı uyardı, AKP'de çatlaklar büyüdü
İngiliz Financial Times gazetesi, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün halefi Tayyip Erdoğan'ı uyardığını ve iktidardaki AKP içindeki çatlakların büyüdüğünü yazdı.
Gül dün yaptığı konuşmada, "Her şey bugünden daha iyi olabilirdi.
Bu bir gerçek" demişti.
Financial Times'ın Türkiye muhabiri Daniel Dombey'nin İstanbul'dan gönderdiği haberin başlığı, "Türkiye'nin eski cumhurbaşkanı, Erdoğan'ı yetkilerin tek elde toplanması ile ilgili olarak uyardı". BBC Türkçe’nin aktardığı haber, gazetenin ilk baskısına yetişmemiş ve öncelikle Financial Times'ın internet sitesinde yer alıyor.
Abdullah Gül dün akşam İstanbul'daki Financial Times Türkiye Zirvesi'nde bir konuşma yapmıştı. Gazetenin organizasyonunu, Financial Times'ın uluslararası ilişkiler editörü David Gardner ile Türkiye muhabiri Daniel Dombey yönetmişti.
Daniel Dombey Financial Times'ın bugünkü sayısında yayımlanan haberinde, Gül'ün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı özellikle başkanlık sistemi konusunda uyardığını belirtiyor.
Dombey, Gül'ün dünkü konuşması ile "başkanlık sistemine muhalefetini iki katına çıkardığı" görüşünde.
Gül konuşmasında konuyla ilgili olarak şunları söylemişti:
"Nasıl ki parlamenter sistemin noksanlarından Türkiye çok çekmiştir; öyle olmuştur ki Türkiye'de hükümetlerin yetkisi paylaşılmıştır, gölge kabineler olmuştur ve neler neler olmuştur. Şimdi eğer bir başkanlık sistemi söz konusu olursa, burada çok daha dikkatli olmak gerekir. Denge ve frenlerin çok açık bir şekilde yazılmış olması gerekir."
Dombey, Gül'ün, parlamenter sistemin daha da iyileştirilmesinden yana olduğunun altını çiziyor.
'Dikkatli bir şekilde Erdoğan'ın adını anmadı'
Financial Times'taki haberde Gül'ün iktidar partisinin kurucularından olduğu hatırlatılıyor.
Eski cumhurbaşkanın konuşmasında, Türkiye'nin son 2-3 yılda ekonomik ivmeyi kaybettiğini, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü gibi konularda kaygılar olduğunu söylediğine dikkat çekilmiş haberde.
Haberden bazı satırlar şöyle:
"Sayın Gül'ün konuşması öncesi de iktidar partisinde ihtilaf olduğuna dair başka işaretler de vardı. Sayın Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında bazı görüş ayrılıkları olduğu açık. Sayın Gül bazı konularda Sayın Davutoğlu'na benzer bir duruş sergiler görünüyor. Örneğin, Başbakanın arkasında olduğu yolsuzlukla mücadeleye yönelik askıda kalmış yasa tasarısına desteğini açıklamıştı."
"Eski cumhurbaşkanı konuşmasında dikkatli bir şekilde partisinden eski dostunun adını anmaktan kaçındı. Ancak Sayın Erdoğan hakkında bugüne kadar en fazla kaygı dile getirdiği konuşmasını yaptı. Aynı zamanda kendisini alternatif bir lider olarak yansıttı. Bu muhtemelen, genel seçimde aday listesinde kendilerine yer verilmeyen ve yeni bir parti kurulmasını teşvik edebilecek iktidar partisinden 70'den fazla milletvekiline bir mesajdı."
Financial Times'taki haberde Gül'ün muhalefet partilerinin seçimde güçlenecekleri ancak AKP iktidarının süreceği tahminine de yer veriliyor. Partinin yeni anayasayı tek başına hazırlamaması ve seçimlerde usulsüzlük yapılmaması gerektiği yolundaki uyarılarıyla birlikte...
Haber, Gül'ün Türkiye'ye, büyükelçilerinin olmadığı Mısır ve İsrail ile ilişkileri geliştirmesi, tıkanmış Avrupa Birliği üyeliği sürecine yoğunlaşması çağrılarıyla noktalanmış.
Financial Times'ın Türkiye muhabiri Daniel Dombey'nin İstanbul'dan gönderdiği haberin başlığı, "Türkiye'nin eski cumhurbaşkanı, Erdoğan'ı yetkilerin tek elde toplanması ile ilgili olarak uyardı". BBC Türkçe’nin aktardığı haber, gazetenin ilk baskısına yetişmemiş ve öncelikle Financial Times'ın internet sitesinde yer alıyor.
Abdullah Gül dün akşam İstanbul'daki Financial Times Türkiye Zirvesi'nde bir konuşma yapmıştı. Gazetenin organizasyonunu, Financial Times'ın uluslararası ilişkiler editörü David Gardner ile Türkiye muhabiri Daniel Dombey yönetmişti.
Daniel Dombey Financial Times'ın bugünkü sayısında yayımlanan haberinde, Gül'ün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı özellikle başkanlık sistemi konusunda uyardığını belirtiyor.
Dombey, Gül'ün dünkü konuşması ile "başkanlık sistemine muhalefetini iki katına çıkardığı" görüşünde.
Gül konuşmasında konuyla ilgili olarak şunları söylemişti:
"Nasıl ki parlamenter sistemin noksanlarından Türkiye çok çekmiştir; öyle olmuştur ki Türkiye'de hükümetlerin yetkisi paylaşılmıştır, gölge kabineler olmuştur ve neler neler olmuştur. Şimdi eğer bir başkanlık sistemi söz konusu olursa, burada çok daha dikkatli olmak gerekir. Denge ve frenlerin çok açık bir şekilde yazılmış olması gerekir."
Dombey, Gül'ün, parlamenter sistemin daha da iyileştirilmesinden yana olduğunun altını çiziyor.
'Dikkatli bir şekilde Erdoğan'ın adını anmadı'
Financial Times'taki haberde Gül'ün iktidar partisinin kurucularından olduğu hatırlatılıyor.
Eski cumhurbaşkanın konuşmasında, Türkiye'nin son 2-3 yılda ekonomik ivmeyi kaybettiğini, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü gibi konularda kaygılar olduğunu söylediğine dikkat çekilmiş haberde.
Haberden bazı satırlar şöyle:
"Sayın Gül'ün konuşması öncesi de iktidar partisinde ihtilaf olduğuna dair başka işaretler de vardı. Sayın Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında bazı görüş ayrılıkları olduğu açık. Sayın Gül bazı konularda Sayın Davutoğlu'na benzer bir duruş sergiler görünüyor. Örneğin, Başbakanın arkasında olduğu yolsuzlukla mücadeleye yönelik askıda kalmış yasa tasarısına desteğini açıklamıştı."
"Eski cumhurbaşkanı konuşmasında dikkatli bir şekilde partisinden eski dostunun adını anmaktan kaçındı. Ancak Sayın Erdoğan hakkında bugüne kadar en fazla kaygı dile getirdiği konuşmasını yaptı. Aynı zamanda kendisini alternatif bir lider olarak yansıttı. Bu muhtemelen, genel seçimde aday listesinde kendilerine yer verilmeyen ve yeni bir parti kurulmasını teşvik edebilecek iktidar partisinden 70'den fazla milletvekiline bir mesajdı."
Financial Times'taki haberde Gül'ün muhalefet partilerinin seçimde güçlenecekleri ancak AKP iktidarının süreceği tahminine de yer veriliyor. Partinin yeni anayasayı tek başına hazırlamaması ve seçimlerde usulsüzlük yapılmaması gerektiği yolundaki uyarılarıyla birlikte...
Haber, Gül'ün Türkiye'ye, büyükelçilerinin olmadığı Mısır ve İsrail ile ilişkileri geliştirmesi, tıkanmış Avrupa Birliği üyeliği sürecine yoğunlaşması çağrılarıyla noktalanmış.