Financial Times erken seçim kararının nedenini yazdı: Ucuz kredi bitti
İngiliz Financial Times gazetesi bugün yarım sayfasını Türkiye ekonomisinin gidişatına ayırdı.
İngiliz Financial Times gazetesi bugün yarım sayfasını Türkiye
ekonomisinin gidişatına ayırdı. Türkiye'nin ekonomisine ilişkin
"Yıllarca ekonomik büyümenin yakıtı ucuz dış krediydi. Şirketler,
dolar ya da avro cinsinden yüklü krediler aldı. Ancak Türk Lirası
değer kaybettikçe, borç ödeme maliyeti hızla artıyor." denildi.
Haberde, erken seçime gitme kararı almasının nedeninin de bu olduğu
belirtiliyor.
Gazetenin Türkiye Muhabiri Laura Pitel, İstanbul'dan gönderdiği
haberine, Türkiye'nin önde gelen gruplarından Doğuş Holding'in
borcu için yapılandırma istediğine yönelik haberler hakkında yorum
yapmadığını hatırlatarak başlıyor.
"Ekonomistler ve uzmanlar, Doğuş Holding'in durumunun, Türkiye'nin
şirket borçları sorunu açısından bir felaket habercisi olmasından
korkuyor" denmiş haberde.
Financial Times'taki haber şu satırlarla sürüyor:
"Yıllarca ekonomik büyümenin yakıtı ucuz dış krediydi. Şirketler,
dolar ya da euro cinsinden yüklü krediler aldı. Ancak Türk Lirası
değer kaybettikçe, borç ödeme maliyeti hızla artıyor. Türk
Lirası'nın oynaklığı, ülke ekonomisinin durumuna yönelik endişeleri
daha da artırıyor. Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
geçen hafta Haziran ayında erken seçime gitme kararı almasının
nedeninin de bu olduğunu söylüyor."
'Şirket borçlarının GSYİH'e oranı yaklaşık yüzde
70'
Financial Times'a konuşan Washington merkezli Uluslararası Finans
Enstitüsü'nden Uğraş Ülkü, yaptıkları hesaba göre Türkiye'de
şirketlerin borçlarının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYİH) oranı
yaklaşık yüzde 70 ve bunun çoğu döviz cinsinden olduğunu
söylüyor.
Uğraş Ülkü, "Bu nedenle lira zayıfladıkça, şu ana kasar kapsamlı
bir temerrüt gözlemlenmese de, döviz kurundaki artış kârları
sıfırlıyor ya da bilançoları bozuyor" diyor.
Ülkü'ye göre bu yıl Amerikan Doları karşısında yaklaşık yüzde 7
değer kaybeden Türk Lirası aynı seyri izlerse, durum daha da
kötüleşebilir.
Türkiye geçen yıl yüzde 7,4 ile ekonomisi en hızlı büyüyen G20
ülkesiydi. Ancak cari açığın milli gelire oranı 2017'de yüzde
5,6'ydı. Oysa aynı oran bir yıl önce yüzde 3,8 düzeyindeydi.
Bu verileri hatırlatan Financial Times'a göre Türkiye'nin dış
finansmana ihtiyacı var ve ülkedeki mevcut siyasi iklim uzun vadeli
doğrudan yatırımları caydırıcı nitelikte. Kısa vadeli "sıcak
paraya" bel bağlayan Türkiye bu nedenle küresel mali piyasalardaki
ani değişimlerden bu kaynakların kesilmesi suretiyle olumsuz
etkilenebiliyor.
Merkez Bankası'nın mevcut döviz rezervlerinin 90 milyar doları
altına düştüğünü vurgulayan gazete, bunun finanse edilmesi gereken
borcun sadece yarısı olduğunu belirtiyor. Tüm bu sorunların Türk
Lirası'nı olumsuz etkilediğini, son 5 yılda Dolar/TL kurunun yüzde
100'den fazla arttığını kaydediyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından yapılan uyarıları
ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizlerin artırılmasına karşı olduğunu
da hatırlatıyor Financial Times, Merkez Bankası Para Politikası
Kurulu'nun bugün faiz koridorunun üst bandını 50 baz puan
artırmasının dahi yeterli olmayabileceğine dair endişeleri
ekleyerek.
Gazeteye konuşan İsviçre bankası Credit Suisse'ten bankacılık
analisti Ateş Buldur, ekonominin gidişatıyla ilgili olarak o kadar
da kaygılı olmayalardan. Ateş Buldur'a göre şirketlerin çoğunun
aktifleri sağlam ve Türk ekonomisinin mevcut büyüme oranı tatmin
edici.
'Türk ekonomisi hep bir krizden diğerine
gider'
Financial Times'taki haber, konuya daha farklı bir açıdan yaklaşan,
Pensilvanya Üniversitesi Finans Profesörü ve eski Merkez Bankası
Başkanı Bülent Gültekin'in görüşleriyle noktalanıyor:
"Ekonomi, yaklaşık yarım yüzyıldır değişmeyen temel bir sorun
nedeniyle acı çekiyor.
"Her hükümet daha fazla büyüme için bastırıyor ama tasarruf oranı
buna muhafaza etmeye yetecek kadar yüksek değil. Bu nedenle de
ekonomi yabancı sermayeye bağımlı. Gerçek şu ki, Türk ekonomisi hep
bir krizden diğerine gider ve bu da tipik olarak döviz krizidir.
Biz bu krizleri 1960'da, 70'lerin sonunda, 94'te ve 2001'de
yaşadık.
Bu verileri hatırlatan Financial Times'a göre Türkiye'nin dış
finansmana ihtiyacı var ve ülkedeki mevcut siyasi iklim uzun vadeli
doğrudan yatırımları caydırıcı nitelikte. Kısa vadeli "sıcak
paraya" bel bağlayan Türkiye bu nedenle küresel mali piyasalardaki
ani değişimlerden bu kaynakların kesilmesi suretiyle olumsuz
etkilenebiliyor.
Merkez Bankası'nın mevcut döviz rezervlerinin 90 milyar doları
altına düştüğünü vurgulayan gazete, bunun finanse edilmesi gereken
borcun sadece yarısı olduğunu belirtiyor. Tüm bu sorunların Türk
Lirası'nı olumsuz etkilediğini, son 5 yılda Dolar/TL kurunun yüzde
100'den fazla arttığını kaydediyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından yapılan uyarıları
ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizlerin artırılmasına karşı olduğunu
da hatırlatıyor Financial Times, Merkez Bankası Para Politikası
Kurulu'nun bugün faiz koridorunun üst bandını 50 baz puan
artırmasının dahi yeterli olmayabileceğine dair endişeleri
ekleyerek.
Gazeteye konuşan İsviçre bankası Credit Suisse'ten bankacılık
analisti Ateş Buldur, ekonominin gidişatıyla ilgili olarak o kadar
da kaygılı olmayalardan. Ateş Buldur'a göre şirketlerin çoğunun
aktifleri sağlam ve Türk ekonomisinin mevcut büyüme oranı tatmin
edici.
Financial Times'taki haber, konuya daha farklı bir açıdan yaklaşan,
Pensilvanya Üniversitesi Finans Profesörü ve eski Merkez Bankası
Başkanı Bülent Gültekin'in görüşleriyle noktalanıyor:
"Ekonomi, yaklaşık yarım yüzyıldır değişmeyen temel bir
sorun nedeniyle acı çekiyor"
"Her hükümet daha fazla büyüme için bastırıyor ama tasarruf oranı
buna muhafaza etmeye yetecek kadar yüksek değil. Bu nedenle de
ekonomi yabancı sermayeye bağımlı. Gerçek şu ki, Türk ekonomisi hep
bir krizden diğerine gider ve bu da tipik olarak döviz krizidir.
Biz bu krizleri 1960'da, 70'lerin sonunda, 94'te ve 2001'de
yaşadık.
"Esas mevzu, bu sefer döviz kurunda düzenli bir ayarlamaya mı
gidileceği, yoksa bu ayarlamanın hızlı mı yapılacağı."
'Türkiye'de erken seçimin sonucu önceden belli
olmayabilir'
Financial Times'ın dış haberler editörü David Gardner, gazetenin
internet sitesinde yayımlanan yazısında Türk siyasetindeki son
gelişmeleri değerlendirdi. Gardner'e göre Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Kemalist sosyal demokratlarla muhalif milliyetçileri
birleştirerek" muhalefete güç verir bir görüntü sergiliyor.
(BBC Türkçe)