FINANCIAL TIMES: ERDOĞAN'IN GELECEĞİ ÖCALAN'A BAĞLI!
İngiliz Financial Times, Türkiye'de İmralı'da sürdürülen ‘Çözüm Süreci'ni ele alırken Başbakan Erdoğan hakkında da çarpıcı açıklamalar yaptı..
Gazete, Abdullah Öcalan’ın ‘Değişime susadığı ortada’ diye yazdı. Yorumda, “Erdoğan tüm geleceğini referanduma bağlıyor olabilir” denildi.
Financial Times gazetesinin diplomasi uzmanı Daniel Dombey’in analiz bölümünün ilk sayfasının tümünü kaplayan makale, BBC’de de geniş olarak yer aldı. Makalede, Ankara ile Abdullah Öcalan arasında yürütülen görüşmeleri ele alındı. Yazıda, "Son 14 yılını 13 metrekareden büyük olmayan bir hücrede geçiren Abdullah Öcalan’ın kendini bir anda hayatının en farklı görevlerinden birinde bulduğunu" denildi. Yazıda, şöyle devam edildi:
"Öcalan, Türkiye’yi baştan sona değiştirebilecek görüşmelerde doğrudan Türkiye hükümetiyle müzakere masasında. Abdullah Öcalan bu hafta 20 sayfalık barış için yol haritası mektubunu belli taraflara gönderdi. Buna göre kendisi hükümetin attığı adım ne olursa olsun Mart ayında Mart ayında PKK’nın ateşkes ilan etmesini ve yaz ortasına kadar kuvvetlerini çekmiş olmasını istiyor. PKK, ellerindeki Türk tutsakları serbest bırakıp Türkiye’nin de aynısını yapmasını umacak. Konuştuğumuz bir üst düzey hükümet yetkilisi ’Türkiye Kürt meselesini çözecek olursa çok rahatlayacağız. Bunu çözüp Kürtlerin ve Türklerin birbirlerini etnik grup olarak değil de insan olarak görmesini sağlarsak ülkemiz çok gelişecek’ diyor."
Daniel Dombey, Ortadoğu’da değişimlerin görüldüğü günlerde bu görüşmeler sonucunda bir anlaşmanın çıkmasının Ankara’nın bölgesel bir güç olma hedefine doğru atılmış büyük bir adım olacağını yazdı.
Yazar, Abdullah Öcalan’ın "Değişime susadığı apaçık ortada" derken örgütünü "Marksizm, mezhepçilik ve Kürt milliyetçiliğini içeren şiddete başvurmuş bir grup" haline getirdiğini yazdı.
İngiliz yazar, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin ardında Başbakan Erdoğan’ın siyasi hedeflerinin de olduğuna dikkat çekti. Yazıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın görevinden ayrılması için çaba sarf etmesinden dolayı bu ülke ve İran’la gerilimin tırmandığı bir dönemde bölgedeki Kürt halkını kendi safına çekmeye çalıştığını bildirdi.
Gazete, Türkiye’de gelecek yıl ilk kez cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu görev için en favori isim olduğunu savundu. Başbakan Erdoğan’ın kendisinin oğrudan koltuğuna oturabileceği bir Başkanlık sistemine geçilmesini istediği, TBMM’de yeterli desteği olmadığı için BDP ile anlaşıp konuyu referanduma götürmek istedikleri ifade edildi. Yorumda şöyle denildi:
“Öcalan, yandaşları ve PKK şimdi bu kararı vermek zorunda. Türk etnik kimliği ve Türk vatandaşlığı arasında fark yaratacak bir anayasa yakın. Ama bunun karşılığında Türkiye’de tüm güçler, Erdoğan’a özel hazırlanmış merkezi bir sistemde toplanabilir. Başbakan’ın yandaşları bu sistemin daha verimli olacağına; muhalifleriyse onu bir sultana dönüştüreceğine inanıyor."
PKK’nın isteklerine de değinilen yazıda Türkiye’de ’terörizm’ tanımının değiştirildiğini ve mahkemede Kürtçe ifade verilmesi hakkının tanındığı ifade edilirken, üst düzey bir yetkilinin "PKK’nın silahlarını bırakması için koyduğu koşullar sağlandı. Türkiye’deki Kürtlerin durumunun tanınması, Kürtçenin kullanımı, yayıncılık, siyasi katılım ve temsil. Ama sosyal, siyasi, kültürel meseleler tartışılacaksa silahlar aradan çekilmeli" dediği ifade edildi.
Financial Times, bununla hemfikir olmayanların da olduğunu; bu kişilerin, aralarında Kürt belediye başkanlarının da bulunduğu binlerce kişinin mahkum edilmesini, Kürtçe eğitimin sağlanmamış olmasını ve ufak partilerin meclise girmesini engelleyen yüzde 10’luk barajın hâlâ yürürlükte olmasını eleştirdiğini yazdı. İngiliz yazar, bu süreçte çeşitli engellerin olacağını, ilk engelin görüş ayrılıkları olduğunu kaydederken, “Türklerin yarısından çoğu PKK ile müzakere masasına oturulmasına karşı. (…) Kürtlerin çoğu da hâlâ İran, Irak ve Suriye’deki Kürtlerle birlikte Kürdistan’ın kurulmasının hayallerini kuruyor" diye yazdı.
Yazar bir başka sorunun zamanlama olduğunu belirttiği bölümde, referandumun gelecek yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminden önceye alınabilmesi için ‘Ülkenin en zor sorunu’ olarak nitelediği Kürt sorununun en geç bu yaza kadar çözülmesi gerektiğini yazdı. Yazıda, şu cümleler yer aldı:
"Öcalan’la bir anlaşmaya varsa bile Erdoğan tüm geleceğini referanduma bağlıyor olabilir. Oldukça milliyetçi bir ülke olan Türkiye’de halk, sadece yeni bir Başkanlık sistemini değil, ülkenin çoğunun şeytana benzettiği bir adamla yapılan görüşmeler sonucunda genişletip Kürtler’e tanınan hakları oylayacak."